GeriSeyahat Son kıtanın büyülü abidesi
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Son kıtanın büyülü abidesi

Son kıtanın büyülü abidesi

Kızıl bir kayanın sessizlik içinde konuşabileceğini, onu ziyarete gelenlerin yüreklerine dokunabileceğini Avustralya’nın tam ortasında bulunan bir çölde öğrendim. Sabahın ilk ışıklarıyla siyah bir karaltıdan kahverengiye, sonra kızıla bürünen bu kaya kütlesi, sadece güzelliğiyle değil etrafında oluşturduğu yaşam alanları, binlerce yıllık efsaneleri ve gizemiyle herkesi büyülüyor. Hikâyeleri, törenleri, bilinmezleri olan bir yerdeyim. Uluru...

Avustralya sadece bir ülke değil, aynı zamanda bir kıta. Binlerce kilometrelik kıyı şeridi, mercan kayalıkları, uçsuz bucaksız çölleri, görkemli dağları, tropikal ormanları olan dev bir memleket. Türkiye’den Avustralya’ya ziyaret planları yapanlar genellikle Sidney, Melbourne, Blue Mountain ve Büyük Resif Kayalıklarını ajandalarına alır. Ülkenin tam ortasında yer alan ve birçok haritada ‘Ayers Rock’ olarak geçen Uluru’yu görmeden Avustralya’dan gitmiş olanlar için üzücü bir şey söylemeliyim: Uluru’yu görmeyen Avustralya’yı gezmiş sayılmaz! Bu ziyaret yeri bir kaya parçasından çok daha fazlasını vaat ettiğinden Uluru’ya bir seyahat yapmaya karar verdim.

Sidney’den dört saatlik bir uçuşun ardından Ayers Rock semalarında pencereden yer şekillerinin çarpıcı değişikliğine tanık oldum. Her yer adeta kızıla bürünmüş gibiydi. Hava kuru ama sıcaktı. Bu çok da sürpriz bir durum değil, zira burası çöl.

ISSIZLIĞIN ORTASINDA

Son kıtanın büyülü abidesi

Bölgeye varıldığında duyulan ilk his büyük bir ıssızlık. İngilizce “Uluru-Kata Tjuta Ulusal Parkı’na Hoş Geldiniz” tabelası havaalanında ziyaretçileri karşılıyor. Avustralya’nın sembollerinden olan bu yerin daha çok turist çekeceğini hayal etmiştim ancak burada kaldığım süre içerisinde yanıldığımı öğrendim. Ulusal Park, Avustralya hükümeti ve yerel Anangu ile Piranpa halkları temsilcilerinden oluşan karma bir heyet tarafından yönetiliyor. Mülkiyeti Anangu halkına ait Uluru, aynı zamanda tüm Avustralya Aborijinlerinin 60 bin yıldan bu yana en kutsal yeri.

Her yıl binlere Aborijin, kumtaşından müteşekkil bu kayaya hac ziyaretinde bulunuyor. 348 metre yüksekliği ve yaklaşık 10 km çepeçevre uzunluğuyla kızıl renkteki bu kayanın yüzde ellisi feldispat, diğer yarısı da kuvars ve kaya fragmanlarından oluşuyor. Kayanın çevresinde sadece çöl var. Burada bir yaşam alanı da oluşmuş durumda. Bunun en önemli nedeni yağan yağmur sularının kayanın üzerinden süzülerek kaya dibinde doğal su kuyularını oluşturması. Süzülen sudan meydana gelen küçük doğal göletler çok sayıda canlı için paha biçilmez bir yaşam alanı. ‘Ayakkabıcı kurbağası’, ‘kakadu’, ‘goanna kertenkelesi’, ‘çöl tavşanı’, ‘çöl köstebeği’, ‘piton yılanı’ gibi 21 farklı hayvan türü kaya çevresinde yaşıyor.

Son kıtanın büyülü abidesi

Dünyadaki belki de en etkileyici gündoğumu Uluru’da. Bu görsel ziyafet için belirlenen seyir teraslarından birine yerleşmeniz gerekiyor. Sonrasında fotoğraf makinenizin ayaklarını sabitleyip bu güzelliği yaşamaya hazır olun. Mümkünse kalabalıktan uzaklaşın. Güneşin doğmasıyla birlikte çevredeki kalabalığın sesleri rahatsız edici boyuta ulaşabiliyor. Güzel bir köşede sessizliğin sesini ve renklerin ışıkla dansını Uluru’da yaşamanın bu seyahatin en özel anısı olacağına hiç kuşkunuz olmasın.

Uluru’yu tam anlamıyla hissetmek, efsanelerini solumak, bu eşsiz kayaya dokunmak ancak yürüyüş yaparak gerçeğe dönüşür. Uluru’yu birkaç farklı güzergâhta gezebilirsiniz. Park idaresi bu geziler için parkurun özelliğine göre ‘Liru Yürüyüşü’, ‘Mala Yürüyüşü’, ‘Temel Yürüyüş’, ‘Kuniya Yürüyüşü’ ve ‘Lungkata Yürüyüşü’ olmak üzere toplamda beş ayrı güzergâh öneriyor. Tüm yürüyüşleri sindire sindire yapmak, görmek, algılamak tam gününüzü alabilir. Eğer fiziki kondisyonunuz ve zamanınız müsaitse çepeçevre yürüyüş yapabilirsiniz.

TAŞ ALMAK YASAK

Son kıtanın büyülü abidesi

Uluru’ya tırmanış mümkün ancak yerel Anangular kayayı kutsal kabul ettikleri için ziyaretçilerden kayaya tırmanmamalarını rica ediyor. Bir diğer önemli konu da bu kaya ve çevresinde bulunan her şey–canlı veya cansız fark etmiyor–kutsal kabul ediliyor. Bu nedenle buradan bir taş dahi alsanız Anangular için uğursuzluk anlamına geliyor ve onlara hakaret etmiş oluyorsunuz. Bazı ziyaretçiler yapılan bu uyarılara dikkat etmeden uğur getirdiğine inandıkları için Uluru’dan taş aşırırlarmış! Evlerine bu taşlarla dönenlerin yaşamlarında bir süre sonra bazı aksilikler olmaya başlayınca, bu taşları bir özür yazısıyla Uluru’ya kargoyla göndermeye başlamışlar. Bu taşlar şimdi kültür merkezinde sergileniyor. Özetle; taş veya başka bir hatıra nesne almayın ‘sorumlu turizm’ anlayışına sahip çıkın.
Anangular şöyle der: “Bilgi kişinin özel bir mülkü değil, geleceğin sahipleri genç nesillere aktarılması gereken bir kaderdir”. Bu sözler doğayla iç içe yaşayan bu kadim halkın yaşayış biçimi. Bilgi, nesiller boyunca büyükten küçüğe, babadan oğula geçip günümüze kadar gelmiş.

Burada bulunmayan kavramlardan biri de mülkiyet. İnsanlar doğayla uyum içinde yaşıyor. Onlara göre her nesnenin ve her canlının bir ruhu bir enerjisi var. Atalardan gelen bu bilgi de kutsal sayılıyor. Bu bilgi sayesinde Anangular av ve aile hakkında katı kurallarla yaşıyor.

Son kıtanın büyülü abidesi

Anangular, Uluru’nun yaratılışta şekillendiğine inanır. Başlangıçta güneş, ay ve yıldızlar ortaya çıktı. Dünyaya ışık ve ısı getirdiler. Ananguların kahraman ataları topraktan çıktılar ve bu çıkanların bazıları insan, bazıları da hayvan olarak yaşamaya başladı. Tüm yaratılanlar Avustralya kıtasını dolaşarak dağlar, nehirler ve su kaynakları yarattılar. Anangular insan veya hayvan olan bu atalarının Uluru ve Kata Tjuta’ya gelip burada bir süre kaldıkları, sonra başka yer şekillerini yaratmak için ayrıldıkları, sonra yeniden buraya döndüklerine inanıyor. Bu nedenle Uluru’ya tüm bu yaşanmışlıkların ruhu sinmiş ve bunun için Uluru kutsal sayılıyor.

Son kıtanın büyülü abidesi

Uluru ne kadar kutsalsa onun komşusu olan Kata Tjuta da yerel halk için o kadar kutsal. Bu nedenle ulusal park bu iki kaya kütlesinin ismiyle anılır. Yerel Pitjantjatjara dilinde Kata Tjuta ‘çok sayıda kafa’ demek. Bunun nedeni kaya kütlesinin irili ufaklı 36 farklı parçadan oluşması. Bazalt, granit ve kumtaşından oluşan bu kütleleri de ziyaret ajandanıza mutlaka almanızda fayda var.

False