Tehlike çanları CHP için daha kuvvetli çalıyor

Seçim analizi (3)

Haberin Devamı

CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliği üstlenmesinden sonra girdiği ilk seçim sınavı olan 2011 genel seçiminde toplam 11 milyon 122 bin oy alarak yüzde 25.98’lik bir oran yakalamıştı.
CHP, geçen mart ayının sonunda yapılan yerel seçimde ise 51 ilde il genel meclisi ve 30 büyükşehirde ilçe belediye meclisi sandıkları toplamında 11 milyon 480 bin dolayında (yüzde 25.58) oy aldı. Seçmen sayısının 2.5 milyon kadar arttığını hesaba kattığınızda, Tehlike çanları CHP için daha kuvvetli çalıyorCHP reel olarak artış değil, çok küçük bir gerileme yaşamıştı aslında 30 Mart’ta.
Peki CHP’nin 10 Ağustos performansı sayısal verilerle bu tablo üzerinden değerlendirildiğinde nasıl gözüküyor?

* * *

Haberin Devamı

CHP’nin 10 Ağustos’ta 30 Mart’a kıyasla sert bir düşüş yaşadığı kesin. Ancak CHP ve MHP’li seçmenlerin oyları çatı aday üzerinde birbirine karıştığı için buradaki gerilemeyi kesin olarak ölçebilmek kolay değil. Ama şu gözlemleri yapabiliriz.
MHP, 30 Mart yerel seçiminde ‘il genel meclisi+belediye meclisleri’ toplamında 7 milyon 909 bin oy almıştı. Buna CHP’nin 30 Mart’taki yaklaşık 11.5 milyonluk oyunu eklediğimizde yaklaşık 19 milyon 390 bin oya ulaşıyoruz.
Bu rakam bize teorik olarak çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na yönelebilecek CHP-MHP ittifakının temsil ettiği potansiyel oy zeminini gösteriyor. Buna karşılık, İhsanoğlu, 10 Ağustos’ta ancak 15 milyon 434 bin oy alabildi. Bir başka anlatımla, bu potansiyelin dört milyon kadar altında kaldı.
Buradaki kaybın ne kadarının CHP, ne kadarının MHP kökenli seçmenlerden kaynaklandığını kestirebilmek güç. Ayrıca, CHP’den Selahattin Demirtaş’a, MHP’den de Recep Tayyip Erdoğan’a gitmiş olan oylar, bu arada 30 Mart’ta oy kullanmış olan 6 milyondan fazla seçmenin bu kez sandığa gitmemiş olması gibi faktörler bunun ölçülmesini daha da zorlaştırıyor. Ancak yapılan ilk araştırmalar, 30 Mart’ta CHP’ye oy vermiş seçmenin 2.5 milyona yaklaşan bir bölümünün bu kez sandığa gitmediğine işaret ediyor

* * *

Haberin Devamı

Aslında tabloyu daha yakından görebilmek için CHP-MHP toplamının 10 Ağustos’ta ne ölçüde İhsanoğlu’na yöneldiğini il bazında incelemek yararlı olabilir. Buna baktığımızda İhsanoğlu’nun 81 ilin 74’ünde aldığı oyun, bu illerde 30 Mart’taki CHP-MHP toplam oyunun altında kaldığını görüyoruz. CHP-MHP ittifakının oy gerilemesi Türkiye genelinde çok yaygındır.
Bazı illerde bu makasın çok açıldığını, bazı illerde ise kısmen daraldığını görüyoruz. Farkın azaldığı yerlerin başında CHP’nin geleneksel olarak güçlü olduğu Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne gibi Trakya illeri, ayrıca Çanakkale hemen dikkat çekiyor. Ancak Edirne’de bile 9 bin dolayında bir gerileme var. Yazının içinde yer alan tabloda görülebileceği gibi, bu ilimizde 30 Mart’ta 166 bin olan CHP-MHP toplamı, 10 Ağustos’ta İhsanoğlu için ancak 157 bin olarak gerçekleşmiştir.
Buna karşılık makas, hem CHP hem de MHP’nin önemli destek zeminine sahip oldukları Adana’da 178 bine, Antalya’da 186 bine, Mersin’de 115 bine, keza Bursa’da 125 bine çıkıyor. Fark 30 Mart’taki belediye başkanlığı oyları üzerinden karşılaştırıldığında, İzmir’de 134 bin, Ankara’da 391 bine yükseliyor. Farkın en yüksek olduğu yer 30 Mart’taki oylar esas alındığında yaklaşık 827 bin oyla İstanbul’dur.
İstanbul’da 30 Mart’ta belediye başkanlığı için çatının toplam oyu 3 milyon 768 bine çıkarken, 10 Ağustos’ta İhsanoğlu’na sandıkta ancak 2 milyon 941 bin oy gelmiştir. Arada 827 binlik bir fark söz konusu. Bu farkta CHP’nin payının MHP’den çok daha büyük olduğunu varsayabiliriz.

* * *

Haberin Devamı

CHP’deki gerileme değişen oranlarda pek çok faktörün bileşkesi olarak karşımıza çıkıyor. HDP adayı Selahattin Demirtaş’a yönelen CHP oyları bunlardan biridir. İhsanoğlu’nun adaylığına duyulan tepki ya da sonucu kabullenme nedeniyle sandığa gitmeme tavrı bir diğer önemli faktör olarak beliriyor. Ayrıca, mevsimlik iş ve göç faktörünün AK Parti ve MHP tabanını olduğu kadar CHP’li seçmenin bir bölümünü de etkilemiş olması muhtemeldir.
CHP seçmeni içinde bir kesimin seçim günü tatil yörelerinde kalma tercihini kullanarak Türk siyaset literatürüne soktukları “tatilciler” kavramı da CHP’deki kaybın arkasındaki kayda değer etmenlerden biridir.
Liste başka faktörlerle uzatılabilir. Ama CHP yönetimi ve kadrolarının kendi resmi adaylarını desteklemek konusunda büyük bir çaba ve heyecan içinde gözükmemeleri ve partinin dışarı yansıttığı genel dağınıklık görüntüsü, bütün bu faktörlerin en üstüne yerleştirilmeyi hak ediyor.
30 Mart yerel seçiminden sonra yazdığımız CHP değerlendirmesi, girilen duraklama nedeniyle “Tehlike çanları CHP için çalıyor” başlığını taşıyordu. 10 Ağustos sonrasında bu başlığı “Tehlike çanları bu kez daha kuvvetli çalıyor” şeklinde revize etmek doğru olacaktır.
Peki CHP kadroları ve tabanı duyuyor mu?

Yazarın Tüm Yazıları