Şansa Davet ediyor

Güncelleme Tarihi:

Şansa Davet ediyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2014 01:15

Yarışma programlarının sevilen yüzü Yiğit Alıcı, “Şansa Davet”le ekrana dönüyor. Yine bol ödüllü bir formatla Kanal D’de izleyici karşısına çıkmaya hazırlanan Alıcı, “Sihirli değneğim olsa, herkesi zengin yapardım. İnsanoğlu belki o zaman çok küçük şeylerle de mutlu olunabildiğini hatırlardı” diyor.

Haberin Devamı

Şansa davet nasıl bir program, sizden dinleyelim?
- Televizyondaki klasikleşmiş yarışmalarda, önce bir takım soruları cevaplar ya da beceri gerektiren aktivitelerde yer alır, sonra ödülü toplarsınız. Burada tam tersi...

Nasıl yani?
- Daha programın başında yarışmacılara peşin peşin 15 bin lira veriyoruz. Çekimin gerçekleştirildiği alış veriş merkezinde bu para ile ne isterlerse alabilirler. Ama tüm aldıklarını eve götürebilmeleri için tam 7 soruyu cevaplandırmaları gerekiyor. Soruların her birinin bir maddi değeri var. İlk soru 500, ikinci soru 1000, üçüncü soru 1500 lira gibi...

Yanlış cevap verirlerse?
- Yarışmacılar o soru değeri kadar eşyadan vazgeçmek zorunda kalıyor. Yarışmacılar programın başında verilen nakit para ile uzun süredir hayalini kurdukları fakat bir türlü bütçe ayıramadıkları tüm ürünleri satın alıyorlar. Yarışma boyunca şans onlardan yana olursa da bütün hediyeleri evlerine götürüyorlar.

SİHİRLİ DEĞNEĞİM OLSA HERKESİ ZENGİN YAPARDIM
Yarışmacıları siz mi seçiyorsunuz?

- Yok... Yarışmacı olmak isteyenler Kanal D’nin internet sayfasından başvuruda bulunuyor. Karga Film tarafından değerlendirilen bu başvurular neticesinde de kimleri Şansa Davet edeceğimize karar veriliyor.

Size “ekranların Robin Hood”u diyenler var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Kanal D bünyesinde daha önce yapmış olduğum programda da bolca para dağıtmıştım. Bu algının sebebi o... Sebep her ne olursa olsun, izleyicinin benim hakkımda böyle düşünmesi mutluluk verici. Sihirli değneğim olsa; herkesi zengin yapardım. Parasızlığın yarattığı dert bir miktar ortadan kalkınca, insanoğlu belki de çok küçük şeylerle de nasıl mutlu olunabildiğini hatırlardı. Şimdilik bu değnek bir anda sadece 15 bin lira verebiliyor...

Mutfak Sanatları Akademisi’nde yemek eğitimi almışsınız. Mutfağa olan bu ilgi nereden geliyor?
- Boğa burcuyum. “Bu burcun en belirgin üç özelliği nedir?” diye kime sorsanız, yemek ilk sırada yer alır. Tabii tüm hikayeyi buna bağlamak gerçekçi olmaz. Yıllarca şu hayatta bize öğretilen ve öğütlenenler doğrultusunda hareket ettim. Ama sonuçlar beni pek tatmin etmedi. Aslen jeoloji mühendisiyim ancak o mesleği hiç yapmadım. Bunca yıllık sunucuyum, bunun da okulunu okumadım. Alaylıyım yani... İstedim ki en çok zevk aldığım işi okulunu okuduktan sonra yapayım. Bunun için ilk aklıma gelen de yemek oldu. Yemek yapmayı da, yemeyi de seviyorum. Gastronomiye bayılıyorum. O kadar geniş, öylesine keyifli bir alan ki, ne yöne gitseniz bir ömür verirsiniz.

KADIKÖY’DE MUTFAK ATÖLYESİ KURDUM
Sunuculuğa müzik programlarıyla başladınız. Ardından yarışma programları geldi. Bundan sonra da yemek programlarıyla devam edersiniz yola artık...

- Muhtemelen öyle olur. Ama halihazırda içinde olduğum ve ilgilenmem gereken projeler var. Buna rağmen zaman ayırıp Kadıköy’de hayalimde canlandırdığıma yakın bir mutfak atölyesi kurdum. Artık gönül rahatlığıyla sunuculuk ve yemek konusunda uzman olduğumu söyleyebilirim (gülüyor). Elbette her zaman bu işleri daha iyi yapan birileri olacaktır, olmalıdır. Ama ben bilgi ve tecrübe birikimime güveniyorum. Açmış olduğum mutfak atölyesinde meraklısına işin inceliklerini anlatmak, mutfak mirasını paylaşarak yaşatmak niyetindeyim. Kim bilir belki ilerleyen günlerde atölyede yaptıklarımı TV’de de izlersiniz.

Yemek yapmayı annenizden mi öğrendiniz?
- Genellikle müzisyenler der ya “5 yaşında şarkı söylermişim” diye... Benimki de o hesap... Yazı yazmayı yeni öğrendiğim dönemde, annemin yemek tarifi defterine notlar almaya başlamışım. Yani hep severdim yemeyi, yedirmeyi... Ama şimdi içinde bulunduğum derya bambaşka. Sadece toprağın verdikleriyle, iki kuru dalla yapılan ocakta ortaya çıkarabileceğiniz lezzetler bile tek kelimeyle büyüleyici.

Mutfak Sanatları Akademisi’nde aldığınız eğitimle mi geldiniz bu noktaya?
- Hayır... Akademiden mezun olduktan sonra İtalya’da ileri seviyede İtalyan mutfağı eğitimi aldım. Ama tecrübe şart... Teoriniz ne kadar iyi olursa olsun, mutfakta zamanla ustalık kazanıyorsunuz.

Evde yemekleri kim yapıyor? Siz mi yoksa eşiniz mi?
- Eşim hayatında hiç mutfağa girmek zorunda kalmamış. Eskiden olsa söylenirdim ama şimdi onun için bir şeyler hazırlamak ve sunmak benim için ayrı bir keyif. Dolayısıyla evde yemekleri ben yapıyorum. Sözde hayat müşterek ama o yine de benden daha fazla sorumluluk alıyor. Bana karşı sınırsız bir desteği ve anlayışı var.

BENCE EVLİLİK GÜZEL ACELE ETMEYİN YETER
Evlilik nasıl gidiyor?

- Bakış açınıza göre değişir. Ben evliliği bahçeye bakan bir pencereye benzetiyorum. Bir sabah uyanırsınız, kahvenizi alıp pencereyi açarsınız. Bir anda yoldan geçen kamyonun korna sesiyle irkilirsiniz. Kahvenizin bir kısmı elinize, bir kısmı yere dökülür. Sabah güneşini sanki size garezi varmış gibi gözünüze gözünüze batar. Uçuşan polenler sizi hapşurtur. Kısaca kabusa dönen bir hayat... Ancak, aynı pencereye bakış açınızı biraz değiştirip sevgiyle yanaşırsanız, o zaman kuş cıvıltılarını duyarsınız, sabahın serinliğine karşın güneşin omuzlarınızı nasıl ısıttığını hissedersiniz, doğanın miss kokusunu içinize çekersiniz. Yani... Biraz sevgi, bolca anlayış, hoşgörü, bir tutam gülüş, alabildiğince neşe, her şeyi değiştirir. Kısaca bence evlilik güzel, acele etmeyin yeter.

Eşiniz ne iş yapıyor, bu sektörden mi?
- Hayır, o medya sektöründe çalışmıyor. Onun da iş saatleri değişkenlik gösteriyor. Bazı haftalar birbirimizi sadece iki saat görebiliyoruz. Ama şikayetçi değiliz.

E BİR DURUN AHALİ ÇOCUK BÜYÜK SORUMLULUK
Çocuk düşünüyor musunuz?

- Sormasanız şaşardım (gülüyor). Hele bir sevdiğiniz olsun, hemen “Nişan ne zaman?” derler. O biter, “Hadi uzatmadan evlenin” derler. Hadi evlendin, “Hani bize torun” derler. E bir durun ahali, her şeyin yeri ve zamanı var. Çocuk büyük sorumluluk, hayırlısı diyelim...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!