Aşağıdan geldi hep yukarıda kaldı

Bu sezon Süper Lig’in en heyecan verici isimlerinden biri olan Beşiktaşlı Demba Ba, ilginç bir çıkış hikâyesinin de sahibi... Siyah beyazlı yıldız kendisi ile ilgili bu süreci şu sözleriyle özetliyor: “Şimdi yukarıdayım ama aşağıdan geldiğimi de biliyorum...”

Haberin Devamı

BUGÜN geldiğiniz nokta itibariyle çoklarının gıptayla baktığı bir hayatın parçası olabilirsiniz ama ya ‘Start çizgisi’?.. Orası da çok önemli, çünkü kat edilen mesafenin uzunluğu, öykünüzün kıvrımlarını ve derinliklerini de belirliyor.
Bu sezon Spor Toto Süper Lig’de boy gösterecek yeni yüzler içinde en heyecan verici etkiyi kuşkusuz Demba Ba yaptı. Bu topraklara ayak basmadan önce kendisine ilişkin bir beklenti vardı; geldi, Beşiktaş formasını üzerine geçirdi, Şampiyonlar Ligi ikinci ön eleme turunda oynadığı iki Feyenoord maçının özellikle ikincisinde öyle bir fırtına estirdi ki birdenbire hem takımı hem de futbol iklimimiz adına taptaze bir umudun ifadesi oldu.
Bugün itibariyle aşıladığı bu duyguyu, aslında futbol denen oyun da bir zamanlar ona hayat adına aşılıyordu. Senegalli bir göçmen ailenin yedi çocuğundan altıncısı olarak 25 Mayıs 1985’de Sevr’de dünyaya gelmişti. Babasının Renault fabrikasında çalıştığı Rouen şehrinde büyüdü.

Haberin Devamı

‘BELKi BiRi BENi ALIR’

HİKÂYESİNDEN pasajlar aktarırken ve aile hayatına dair vurgular yaparken annesini şöyle tanımlıyor: “Dünyanın en zor işini yaptı; evlatlarının doğru yolu bulmasını sağladı. Düşünün bunu o kadar çocukla gerçekleştirdi.”
Futbol onun bulduğu doğru yoldaki en önemli duraklardan biriydi kuşkusuz. Önce altyapılarda pişmeye başladı, Port Autonome, Frileuze, Montrouge uğradığı ilk istasyonlardı. Sonra Britanya sevdası düştü gönlüne. İngiliz kulüplerinde şansını denemek için Ada’nın yolunu tuttu, ucuz otellerde kaldı, deneme maçlarına çıktı, beğenilmedi. İngiliz basınına verdiği söyleşilerde şaka yollu o günler hakkında bir kitap yazacağını söylüyor. ve ekliyordu: “Seni almıyoruz dediklerinde umursamıyordum. Reddedilişlerin ardından hiçbir zaman ‘Bu fırsatı da kaçırdım’ diye düşünmedim. İnanıyordum çünkü başaracağıma.. Bir gün İngiliz liglerine şöyle bir göz attım. Premier Lig’deki takımlarla yetinmedim, alt ligleri de inceledim. 100’e yakın takım vardı ve ‘Belki biri beni alır’ diye düşündüm. Ama henüz yolun çok başındaydım ve sabretmem gerektiğine karar verdim. Bu yüzden de şansımı denemek için Belçika’ya yollandım.”

Haberin Devamı

‘UMUTLU BAŞLANGIÇ’

PROFESYONELLİĞE adım attığı Rouen sonrası Mouscron’da umutlu bir başlangıç yapmış, üç maç oynayıp bir gol de kaydetmişti. Ama sakatlandı ve uzun süre sahalardan uzak kaldı. İyileştikten sonra verimli bir dönem geçirdi, dokuz maçta ağları yedi kez havalandırdı.
Sezon sonu yeni bir macera bekliyordu onu, 1899 Hoffenheim... Alman ekibine ikinci ligdeyken katıldı, Bundesliga’ya yükselmesine yardımcı oldu ve yaklaşık 3.5 yıl mavi beyazlı takımın formasını giydi.

KUZEY’E KANATLANDI

Sonraki durak bir zamanlar en büyük hedefi olan Premier Lig’di. Geçmişte Watford, Gillingham ve Barnsley’nin reddettiği yıldız, West Ham’daydı artık. Londra ekibinde uzun süre forma giymemesine rağmen kendisini gösterecek fırsatı buldu ve Kuzey’e doğru kanat çırptı.
Yeni istasyon Newcastle’dı. Ada futbolundaki en etkin dönemini ‘Toon Army’nin hizmetindeyken geçirdi. Ocak 2013’ten sonra yine Londra’nın yolunu tutup Chelsea’ye gitti. O dönem verdiği söyleşilerde şunları söylüyordu: “Chelsea’ye gidiyorsun dedikleri zaman ‘Kariyerim sınıf atlıyor’ türünden bir hisse kapılmıştım. Eskiden oynadığım hiçbir kulübe saygısızlık yapmam ama Chelsea değişik bir seviye. Burada üzerimde yeni baskılar hissetmedim. Çünkü yaptığım işten zevk alıyorum. Ben aşağıdan geldim ve geri dönersem hiçbir kaybım olmaz. Şunu biliyorum ki zirvede değilim ama yukarıdayım.”
‘Maviler’e geldiğinde takımın başında Benitez vardı, sonra Mourinho yuvaya döndü ve Stamford Bridge sakinlerine eski güzel günleri vaat etti. Lakin geçen sezon bu vaat yerine gelmedi. Ama Chelsea, ‘Mutlu rüya’yı görmeye hazırlanan Liverpool’u çelmeledi. 2-0’lık maçta gollerden birinde onun imzası vardı.

Haberin Devamı

PSG taraftarı olarak büyüdü ama ne ilginçtir, geçen sezon mavi kırmızılıları ‘Devler Ligi’ dışına iten gole imzasını attı.

BA için ‘İyi insan’ olmanın tarifi şöyle: “Benim için Müslüman olmak futbolcu olmaktan daha önemli. İyi bir Müslüman iyi bir insandır.”

Siyah beyazlı formayla 2. maçında Feyenoord ağlarını 3 kez havalandırırken ‘Beşiktaş tarihinde Avrupa maçında hat-trick yapan ilk oyuncu’ oldu.

Attığı golleri secdeye vararak kutluyor. Dindar bir ailenin çocuğu olarak yetişti ve inancını çok da gösterme taraftarı değil.

GOLÜ KOKLAYAN ADAM

NEWCASTLE’da oynarken adı Galatasaray’la anılmıştı. Bir ara da Arsenal’in yolunu tutacağı iddia edilmiş ama Mourinho’nun, “Rakibin eli güçlenmesin” diyerek bu transfere izin vermediği konuşulmuştu. Geçen sezon sonuna doğru ‘sosyal medya’ üzerinden Beşiktaş taraftarlarının gönlünü kazanmış, çok sayıda davet almıştı. Bugün itibariyle işte bu ilginç bir hayat hikâyesinin de sahibi olan Senegalli yıldız, Beşiktaş formasıyla huzurlarımızda. Bize çok kısa zamanda kumaşını, bir golcü olarak nerede duracağını, pozisyonu nasıl koklayacağını gösterdi ve sadece siyah beyazlılar için değil, tüm futbolseverler için yeni bir heyecan dalgası yarattı. Hikâyenin bundan sonrasının nasıl şekilleneceğini göreceğiz, kim bilir belki de gerçekten Beşiktaş ‘Yeni Ferdinandı’nı bulmuştur ve ‘Rahmetli’ Seba gökyüzündeki yeni tahtında onu izleyip keyif almaya devam edecektir... Özellikle Devler Ligi’ndeki Arsenal randevularında en önemli umut ışığı onun varlığı olacak..

Haberin Devamı

SENEGALLİ yıldızın Beşiktaş’taki ilk izlenimi sakin, etrafındakilerle kolay iletişime geçebilen bir karaktere sahip olduğu yönünde...

ŞİMDİYE kadarki basın toplantılarında gösterdi ki medyayla ilişkilerinde de ‘kontra’lar yapmayı, soruya soruyla cevap vermeyi çok seviyor.

DEMBa ülkesi Senegal’de bir cami inşasının yapılmasını üstlendi... Senegalli yıldız bu konudamali destek verdi.

YARIN: FENERBAHÇE’NiN SAMBACISI DIEGO RIBAS

Yazarın Tüm Yazıları