Okan’ın yazdığını ihbar kabul ettik...

Yemek yeri olarak Sunset yazılmıştı yanlışlıkla, doğrusu Ulus 29 olacaktı...
Bunun üzerine Okan, Twitter’dan yenir yutulur olmayan şeyler yazdı...
Sunset’in reklamı için bu haberi yaptığımızı, o restorana asla gitmediğini açıkladı...
Buraya kadar bir şey yok.
Bizim için asıl problem sonrası:
“İhbar ediyorum. Hürriyet’ten biri Sunset’ten para almış” iddiasında bulundu Okan...
Bizim için çok ciddi bir iddia bu...
Çünkü böyle bir şey varsa Hürriyet’te bunun yaptırımı bellidir: Kim yaptıysa kapı önüne konur...
Hemen Okan Bayülgen’i aradım.
“Okan’cım yazdıklarını Hürriyet’in en tepe noktasına kadar ihbar kabul ediyoruz. Lütfen Sunset’ten birinin para aldığına dair elindeki bilgiyi, belgeyi bizimle paylaş, gereğini yapalım” dedim.
“Etrafımdaki bütün algı bu yöndeydi...
Haberde Sunset’in fotoğrafını görünce herkes bana ‘Bunu Sunset reklamı için yapmışlar, seni de meze etmişler’ dedi...
Çünkü konulan fotoğraf Sunset’in kendi çektirdiği fotoğraftı ve o dönemde Sunset’te dolunay yemekleri gibi bir şey varmış...
Bu yüzden reklam olarak değerlendirdi etrafımdaki herkes, ben de bunu yazdım” yanıtını verdi.
Böyle söyleyince anladım, Okan haberleri web’ten okuyan biri...
Kelebek’in manşetinde sözünü ettiği Sunset fotoğrafını kullanmamışız bile biz...
Hürriyet internet sitesinde ise haberi detaylandırmak için fazladan fotoğraflar kullanılmış, internette de bunun olması çok normal...
Gazeteye iki kare fotoğraf basabilirsiniz ama internette konuyla alakalı 10 kare fotoğraf yayınlayabilirsiniz.
Bizim internetteki arkadaşlar da öyle yapmış, habere ekstradan Sunset fotoğrafını, Sevil Atasoy’la kızı Selin’in, Şirin’le Okan’ın birlikte fotoğraflarını eklemişler.
Böyle kolajlar, galeriler yapmak internet yayıncılığının fıtratında var.
“Biz Kelebek’te Sunset fotoğrafı kullanmamışız bile Okan.
Yaptığımız Ulus 29’la Sunset’i karıştırmak, bunun altında başka bir şey aramak doğru değil” dedim.
“Bunu Selim Akçin ve sen söylüyorsan benim için olay biter zaten. Bir twit atıp hemen düzelteceğim” dedi.
Gerçekten de bu konuşmamızdan iki dakika sonra, “Duyarlılığı ve ciddiyeti için Hürriyet Magazin Servisi’ne teşekkür ederim” tweet’i atarak durumu toparladı.
Peki bu arada ne oldu?
Haberin öznesi olan Okan’la Selin Atasoy aşk yaşıyor mu yaşamıyor mu mevzusu güme gitti.

Tek bir Best Model yarışması vardır

Geçenlerde gazetelerde “Best Model of Universities” adlı bir yarışma yapılacağı haberleri vardı.
Bu haberler arada bir çıkıyor, peşine de üniversite öğrencileri arasında model yarışması düzenlemek etik mi tartışması başlıyor...
Bu sefer de aynısı oldu.
Hadi o tartışma bir tarafa ama ortada temelden yanlış bir şey var.
Bu ülkede tek bir tane Best Model yarışması var, o da herkesin bildiği gibi Erkan Özerman’ın yaptığı...
Bugüne kadar Kıvanç’lardan Kenan’lara, Çağatay’lardan Burak’lara kadar pek çok starı televizyona kazandıran yarışma...
Peki “Best Model of Universities” nereden çıktı?
Erkan Özerman’a açtım sorum, “Üniversitelere de mi girdin?” dedim.
“Asla... Böyle bir şey yok. Tamamen kandırmaca... Bizim adımızı kullanıyorlar. Dava açtık. Lütfen yaz ve gençleri uyar, böyle çakma yarışmalara itibar etmesinler” dedi.

İşin perde arkası

SkyTurk kanalının adı sessiz sedasız TV360 olmuş. Haber kanalından çıkıp bir eğlence kanalı olacağı söyleniyor.
İşin doğrusunu anlatayım.
Bu isim değişikliğinin perde arkasında kanalın daha ilk yıllarında başlayan bir anlaşmazlık var.
Sky, İngiltere’nin en önemli kanallarından biri...
SkyTurk kurulduğunda “Hop ne oluyoruz” demişlerdi yıllar önce ve bu isme itiraz etmişlerdi...
Adamlar haklı, mesela BBCTurk diye bir kanal kurabilir misiniz?
İsim hakkını alabilirseniz, CNN Türk gibi yapabilirsiniz...
Sky’dan izin almadan SkyTurk’ü kurmuştuk biz, tam Türk zekasının ürünü olarak...
Sonunda İngiliz Sky yıllar süren inadından vazgeçmedi ve kanalın adını değiştirtmeyi başardı. O yüzden şimdi ortaya TV360 çıktı...

Elveda büyük başkan...

Süleyman Seba, sadece Beşiktaş’ın değil taraflı tarafsız herkesin, Türk futbolunun efsane başkanıydı...
Türk futbolundaki son centilmenlik timsali, son beyefendi, rekabet kadar dostluğa da inanan son başkan Süleyman Seba’yı da dün uğurladığımıza göre...
Futbolun daha fazla çirkefe...
Daha fazla şiddete...
Daha fazla günaha bulaşmasında bir beis kalmamıştır artık...