Bütün riskler artarken faiz indirilir mi?

PİYASALARIN en çok merak ettiği konu çok açık ki; yeni Başbakanın kim olacağı ve yeni Bakanlar Kurulu’nun nasıl oluşacağı. Daha doğrusu ekonomi yönetiminin kimlerden oluşacağı...

Haberin Devamı

Defalarca yazdık; Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın görevini bırakması piyasalarda ciddi olumsuz etki yaratabilir.
Bu kapsamda 27 Ağustos’ta toplanacak AKP Kurultayında kimin Genel Başkan, yani yeni Başbakan olarak atanacağı büyük önem taşıyor. 27 Ağustos tarihinin bir başka önemi daha var; Merkez Bankası’nın yeni faiz kararının alınacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı da aynı gün gerçekleşecek.
Geçen ayki PPK toplantısında faiz indirimi devam etmiş, ardından yaptığı açıklamada Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, piyasadaki fiyatlandırmanın 0.50 baz puanlık indirime göre yapıldığını belirtmiş, dolayısıyla indirimin Ağustos ayında da devam edeceği sinyalini vermişti.
Ancak o zamandan bu yana çok şey değişti; küresel risk algısı daha da artarken, Cumhurbaşkanlığı seçimi tamamlanmasına rağmen içeride siyasi riskin büyüyeceği beklentisi arttı, bu arada jeo-stratejik riskler büyümeye devam etti. Bu gelişmeler sonucu faiz ve kurlarda ciddi artışlar kaydedildi, Merkez Bankası piyasadaki faiz oranlarını, parayı sıkılaştırarak yükseltmek zorunda kaldı.
Özetle; Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın yeni faiz indirimi sinyali vermesinin ardından piyasada çok şey değişmiş bulunuyor. Piyasa oyuncuları ise tüm bu kötüleşmeye rağmen, “PPK toplantısında yeni faiz indirim kararı artık çıkmaz” diyemiyorlar. Sebebi çok açık; Merkez Bankası yönetiminin o gün Kurultay yapacak olan Başbakanı, ertesi gün Cumhurbaşkanı olarak yeni Kabineyi atayacak Tayyip Erdoğan’ı kızdırmak istemeyeceği düşünülüyor.
Elbette, Merkez Bankası’nın bu kötüleşen iklime, rating şirketlerinin uyarılarına rağmen artık faiz indiremeyeceğini düşünen piyasa oyuncuları da var. Ancak konuştuğumuz bankacıların en az yarısının, her türlü koşula rağmen yine faiz indirimi yapılacağını tahmin ettiğini gördük.
Bir bankacı, “Merkez faiz indirimi yapmama cesaretini gösteremeyecektir. 0.50 puan indirim yaparsa faiz indiriminin devam edeceği, 0.25’lik indirim yaparsa artık faiz indiriminin sonuna gelindiğini anlayabiliriz” şeklinde konuştu.
Yani artan iç ve dış risklere, büyüyen enflasyona rağmen Merkez Bankası’nın indirim yapacağı düşünülüyor, şimdiden indirimin oranı tartışılıyor.

Haberin Devamı

İNDİRİM TEHLİKELİ AMA...

Haberin Devamı

Peki, bu koşullarda faiz indirmek doğru mudur?
Faiz indiriminin devamını bekleyen piyasa oyuncuları bununla beraber indirimin yerinde bir karar olmayacağını da söylüyorlar. Faiz indiriminin büyüyen enflasyon ve artan risklere rağmen devam etmesinin istikrarı tehdit edeceğini görüyorlar. Rasyonel görmeseler de, böyle bir kararı bekliyorlar.
Piyasaların bu kaygısını dün açıklanan TÜSİAD’ın Konjonktür raporunda da çok açıkça gördük. Raporda, çok açık biçimde dünyada risk algısının arttığı, FED’in yakın dönemde faiz artırımına gideceği, gelişmekte olan ekonomilere yönelik risk iştahında bozulma ihtimalinin arttığının altı çiziliyor. “Küresel finansal varlık fiyatlarında ani ve sert düzeltme” anlamına gelecek bu riske karşılık, para politikasının gevşetilmemesi, bütçe disiplininin korunmasının önemine de dikkat çekildi.
Yani böylesine bir dönemde gevşeme anlamı taşıyacak olan faiz indirimlerinin yapılmaması gerektiği, 2015 ortasında gerçekleşecek genel seçimlere rağmen bütçenin bozulmamasının önemi söylenmeye çalışılıyor.
Yapılırsa ne olur derseniz; yaşayıp göreceğiz...


Yazarın Tüm Yazıları