Arınç: Aramızdaki kardeşlik zedelenmesin

Güncelleme Tarihi:

Arınç: Aramızdaki kardeşlik zedelenmesin
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 12, 2014 11:37

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AHaber'de katıldığı canlı yayında ''Eğer mesele Abdullah Gül ise, değeri karşılığında bu partide yer bulacaktır. Eğer araya iki, üç gün, beş gün koyarsanız dedikodu olur, küslük olur, bölünmeler olabilir. Bunu en iyi bilecek şahıs da Tayyip Erdoğan’dır'' dedi

Haberin Devamı

İŞTE ARINÇ'IN AÇIKLAMASINDAN SATIRBAŞLARI:

"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün tekrar siyasete devam etmesini, siyasi bir aktör olarak Türkiye'ye yararlı hizmetler yapmasını gönülden arzu ediyorum. Peki bu siyaseti nerede yapacak? Elbette hepimiz, 'AK Parti'de başımızın üstünde yeri vardır' diyerek, partiye kendilerini davet ettik. O da her zaman güvendiğimiz gibi başka yerlere gözünü bile çevirmeden 'geleceğim yer AK Partidir' dedi ve bu kararını ifade etti. 'Gelecek ama siz kongre yapıyorsunuz.' Ne yapalım, siyasetin gereği bu. Yapmasak olur mu, yapacağız. 28'inde görev bitecekse, siyasette devamlılık esastır. Boşluk kabul etmez.

Şöyle de düşünebiliriz, 'Sayın Gül kongrede genel başkan olsun.' İyi ama bunun pratik bir faydası yok. Genel Başkan olacak, Başbakan olamayacak. Çünkü milletvekili değil. Ne zaman milletvekili olabilir, matematik hesaplara göre, şimdilik 2015 Haziran'ına kadar olamaz. Bayburt, Gümüşhane modeli var, bunların hepsi zaman içinde ihtiyaçlara göre uygulanmış formüllerdir. Siirt seçimleri iptal edilmesiydi Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmesi mümkün olmayacaktı. Şu anda iptal edilen bir seçim olmadığına göre ancak tek milletvekili olan bir ilde, milletvekilinin ayrılmasıyla belli süre sonra seçim yapmak mümkün olabilir.

Ama böyle zorlama bir formülü Sayın Cumhurbaşkanımız Gül kabul eder mi, parti böyle bir formüle sıcak bakar mı, bunun tartışmasını yapmak lazım. Bu tartışmaya da gerek yok. En kolayını söylüyorum, Sayın Gül dönme ihtimali olduktan sonra biz kongreyi yapsaydık ve oy birliğiyle kendisini de genel başkan seçmiş olsaydık, başbakan olması mümkün değildi. Bu Anayasa gereği. Dolayısıyla sayın Başbakanımız Erdoğan da MKYK üyeleri de şimdilik seçilen genel başkanın başbakan olması ve bunun partiye devamlılık, süreklilik, istikrar kazandıracağı noktasında birleştiler. Bu Sayın Abdullah Gül'e karşı alınmış bir karar değildir. Partinin kendi iç dinamikleriyle ve bugünkü şartların zorlamasıyla alınmış hukuki bir karardır. Sayın Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanımızın bundan dolayı üzüleceğini tahmin etmem. Arkadaşlarımız da bunu ona karşı yapılmış bir eylem ve karar olarak da lütfen değerlendirmesinler.

"YENİ YETMELERİN SÖZLERİ KARDEŞLİĞİMİZİ ZEDELEYEBİLİR"

Haberin Devamı

Yeni yetmelerin mevhum bazı değerler üzerinden aslında öyle olması gerekir aslında şöyle olması gerekir diye hesaplar yapması bizim aramızdaki yıllardır süren kardeşliği zedeleyebilir. Herkesin bu tür insanlara karşı onlara ayıplayıcı şöyle yapın deyici bir tavır alması lazım.

Arınç: Aramızdaki kardeşlik zedelenmesin
AK PARTİLİ İKİ İSİM TWITTER’DA KAPIŞTI

Haberin Devamı

ÜÇ DÖNEM KURALI

Zorlamaya gerek yok. Bu çok güzel bir kural. Ben bunun ne kadar faydalı olduğunu, ben kendi adıma siyasete ara vermem gerektiğini ifade ettim. Biz AK Parti’de üç dönem değil onun öncesinde de vekil olmuş insanlarız.
Bu partiyi siz kurdunuz, sizin isminiz çok önemli… Bu parti kadro partisi. Bir insanı sorumlu bir yetkide denemediğinizde onun kapasitesini ölçme imkanını bulamazsınız.

Abdullah Gül DEĞERİ KARŞILIĞI PARTİDE YER BULACAKTIR

Sayın Abdullah Gül dolgu malzemesi değildir. Sayın Abdullah Gül geldiği zaman, Sayın Abdullah Gül'e yakışan bir görev mutlaka kendisine takdim edilir, verilir, verilmesi gerekir. 'Seni Kayseri'den milletvekili yapacağız bu yeter' kimse diyemez. O, partimiz için çok büyük bir değerdir. Mutlaka bu değeri karşılığında bir karşılık da bulacaktır. Tekrar söylüyorum. Eğer mesele Abdullah Gül ise, değeri karşılığında bu partide yer bulacaktır. Bunu da kimsenin engellemesi mümkün değildir. Ama MYK’nın aldığı karar isabetlidir. Biz tarihimize baktığımız zaman, süreklilik esastır. Evrende boşluk kabul etmeyen tek şey siyasettir.

Haberin Devamı

DEDİKODU OLUR, KÜSLÜK OLUR, BÖLÜNMELER OLABİLİR

Eğer araya iki, üç gün, beş gün koyarsanız dedikodu olur, küslük olur, bölünmeler olabilir. Bunu en iyi bilecek şahıs da Tayyip Erdoğan’dır. Bugün ben yarın sen, yarın hemen kongreyle değerli arkadaşımıza teslim edersek, hiçbir sıkıntı şikayet yaşanmadan yolumuza devam edeceğiz.

BAŞBAKANIMIZ GÜÇLÜ BİR LİDER

Bence bir Genel Başkan ve Başbakan'ın Recep Tayyip Erdoğan’dan sonraki konumunun zor olduğunu söylemek istiyorum. Başbakanımız çok güçlü bir lider. Hiçbir partide olmayan liderlerden birisi. Başbakan gece gündüz çalışıyor topluma faydalı işler yapıyor. Onun arkasından binlerce insan göz yaşı döküyor, coşuyor.

Haberin Devamı

KILIÇDAROĞLU GİBİ EVDEN ÇIKMIYORSUNUZ...

Böylesine kitleleri heyecanla sürükleyen insanın arkasında genel başkan ve başbakan olacak kişinin, liderlikten daha çok iyi bir genel başkan ve başbakan olması lazım. Liderlik vasıfları doğuştan ve siyasetin verdiği bir imajdır. Yüzde 60’la kazanacağım diyorsunuz sonra ertesi gün diyorsunuz. Kılıçdaroğlu gibi evde çıkmıyorsunuz. Bahçeli gibi şezlongdakiler düşünsün diyor. Oysa sayın Erdoğan her şeyi hesap ederek, sonunda halka giderek siyaset yapıyor.

HİÇBİR ZAMAN ERDOĞAN'IN KARİZMASINI DOLDURMAYACAKTIR

Kıyaslamaya bakıldığı zaman Erdoğan şöyleydi sen böylesin denecektir. Hiçbir zaman Erdoğan’ın karizmasını doldurmayacaktır. Bu yaradılıştan gelen bir şey. Böyle bir profilde pek çok arkadaşımız var. Benim söylemek istediğim şudur.

Haberin Devamı

HERKES BİR İSİM YAZDI

27’sinde bir genel başkan seçilecek o aynı zamanda başbakan seçilecek. Hayırlı olsun. Bu kişinin seçiminde, MKYK’da herkes bir isim yazdı. Ben de yazdım. Belki bazı arkadaşlarım Başbakan'a bırakmıştır. Belli isimleri yazdık zannediyorum. Bu il başkanlarıyla da yapılacak. Belediye başkanlarıyla da yapılacak. Bu bir temayül yoklamasıdır. Burada çıkacak isim mutlaka genel başkan olacak kişi değildir. Bu bir veridir. Bu veri en iyi şekilde değerlendirilecek.

ÜÇ DÖNEM KURALINA TAKILAN İNSANLARDAN OLMASI MÜMKÜN

Ama biz kısıtlamalar getiriyoruz. Mesela Genel Başkan olacak kişinin Başbakan olması. Peki bu kişi bu önümüzdeki seçimlere kadar mı Genel Başkan ve Başbakan olacak, yoksa sonra devam edecek mi? Belki tercihen bugün seçilecek Başbakan'ın 2015’te güçlü şekilde geldiği takdirde devam edilmesi doğrudur. Bir yıllık deneme süresinde, partiyi nasıl yöneteceği, partiyi nasıl başarılı kılacağını görmekte de fayda var. 2015 seçimlerinden önce kitleleri yürütebilecek, karizmasıyla gücüyle yeni bir genel başkan doğduğu takdirde, yeniden olağanüstü kongreye gideriz. O zaman bugün Genel Başkan ve Başbakan olacak kişinin, 2015’te üç dönem kuralına takılan insanlardan olması da mümkündür.

2015'TE TEKRAR GÖZDEN GEÇİRMEKTE FAYDA VAR

Yani değerlendirmelerimizi 2015’te tekrar gözden geçirmemizde fayda var. Almanya’da üç senede bir gündem değişiyor, bizde sabah öğlen akşam farklı. Bence çok iyi bir şey değil. Ama suni ve yapay gündemlerin yanında, her an yeni bir şeyle karşılaşabiliriz. Şimdi Maliki krizi, adam gitmemekte direniyor. Şiiler başka bir başbakan buldu. Dışişleri Bakanımız bugün Cidde’de. Bu biraz bölgemizden biraz da bizim yapımızdan geliyor.

HİÇ KİMSENİN ELEŞTİRMEYE HAKKI YOKTU

27 Ağustos’ta seçilecek kişinin, hiçbir kısıtlama olmadan, mevcut kadrolarımız içerisinden seçilmesinde isabet görürüm. Deneme o şahıs için hoş olmayan bir tabirse bundan vazgeçebilirim. En azından 2015 seçimlerine göre performansını ölçmekte fayda var. Ne yaptı, ne yapmadı, neden yapmadı, geldiğimiz nokta nedir… Bütün bunları da bir başbakan için elbette yapmalıyız. Bunu Tayyip Erdoğan için yapmamıza gerek yoktu, grafik hep yükseliyordu. Hiç kimsenin eleştirmeye hakkı da yoktu.

2015'TE İKTİDAR OLMAYA MECBURUZ

Bizim tekrar iktidar olmamız lazım. 2015’te iktidar olmaya mecburuz, mahkumuz. İktidar değişikliği Türkiye’nin aleyhine olur. Koalisyonlar dönemine dönersek çok şeyler kaybettirir.

AKLINDAN KİM GEÇİYOR

Bir genel başkan olması, başbakan olması, artı artı şunları da koyabiliriz. İsmi geçenlerden birisi de bensem böyle bir şey yaparsam farklı anlaşılır. AK Parti tabanı kimi istediğini çok iyi bilecektir. Siyasette her noktaya geldim. Kimsenin çantasını taşıyarak gelmedin. Aslansın kahramansın diyerek de gelmedin. Sen bu işe layıksın gel dediler, yapmaya çalıştım. Bir beklenti içinde değilim. Görev noktasında hepimizin söyleyeceği şey şudur. Bize görev düşerse en iyi şekilde yapmaya çalışırız.

ALINAN OY ORANI SAYIN BAŞBAKAN’IN KENDİSİNDEN SONRA GELECEK OLAN İSMİ TERCİH ETMESİNDE ETKİLİ OLUR MU?

Hayır böyle bir şey söz konusu değil. şu tartışma yapılıyordu, diyelim ki yüzde 55-56’ların üzerinde oy almış olsaydı erken seçim kararı alınabilirdi diye. Sayın Başbakanımız da erken seçim konusunda kapıları kapatmıştı. 55-56’ların üzerinde oy almış bir cumhurbaşkanının partisini hazır fırsat eldeyken seçime götürmesinin faydalı mı zararlı mı olacağı tartışılabilirdi. Ama kendisinden sonraki şahsı belirlemesi konusunda bir kıstas olacağını zannetmiyorum.

GENEL SEÇİMLER HAZİRAN 2015 GÖZÜKÜYOR. 1-2 AY ÖNE ÇEKİLMESİ TATİL DÖNEMİNE RASTLAMASI İÇİN MÜMKÜN MÜDÜR?

Yani şunu düşünmemiz lazım. Her sene seçim yapıyoruz. Bu seçimleri bir senenin içine koymakta fayda var. Dünya kadar masraf yapıyoruz. Halk yoruluyor. 2019’da bütün seçimler bir yılın içinde olacak gibi. 2019’da mahalli seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimler yenilecek. Ancak yeni bir anayasa yapıldığı takdirde, milletvekilliği süresini 4’ten 5’e çıkarmak lazım.

Ama 2019’da bütün seçimle bir yılın içerisinde olacak. Ondan sonraki süreci de aynı yılın içine getirecek bir düzenleme yapılabilir.

Haziran tam bir yaz ayı değildir. 2011’deki yüzde 84’t galiba. 2011 katılım oranı yüzde 87. Yani çok yüksek tabi. Demek ki haziran ayında böyle bir seçim olabilir. Bu seçimde de yüksek olabilirdi. Şu veya bu sebeplerle, CHP seçmeni bu adama mı oy vereceğim demiştir, AK Parti seçmeni nasılsa seçecek...

YURTDIŞI OYLARI ÇOK AZ

Yurt dışı beni çok şaşırttı. Çok az. Yani bu hakkı niye verdik diye üzülüyorum yani. 2-3 milyon seçmenden 400-500 bin oy kullanmış. Bu katılım oranıyla kusura bakmayın, yaptığımız hiçbir şeye yaramadı. “Efendim YSK bunun kabahatlisidir.” Bu ne kadar geçerli bilemiyorum. Neden randevulu sistem olsun? Adamı bir de Düsseldorf’takini Berlin’e gönderiyorsun. Yanlışlıklar var. Bence çok büyük bir yanlış yapıldı. Kim gitmediyse kabahati kendisinde arayacaktır.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Halk tarafından seçilen bir cumhurbaşkanı göreve başlayacağına göre anayasa değişikliğinin yapılması zarureti var. 1982 anayasası o kadar muğlak ki, biz seçilen cumhurbaşkanının göreve ne zaman başlayacağını bile yorum yoluyla buluyoruz. Bunlardan bir tanesi de içinde bulunduğumuz sistem. Önümüzdeki seçimde ya bize 367’yi verin diyeceğiz, 330’un üstünü verdi. yapacağız ve halka götüreceğiz. 367’nin üzerinde yapsak tekrar referandum düşüneceğiz. Bu benim şahsi düşüncemdir. İnanıyorum ki halkımız bize bu yetkiyi verecek."


BAKMADAN GEÇME!