Yeni first lady

Güncelleme Tarihi:

Yeni first lady
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2014 01:35

Başbakan Erdoğan’ın Kasımpaşa’dan Çankaya’ya uzanan zorlu yolculuğunun, annesi merhum Tenzile Erdoğan’dan sonra en yakın tanığı... Arkasındaki en büyük güç... Hem hayat hem de yol arkadaşı... Yıllar önce bir toplantıda, Milli Görüş’ün lideri merhum Necmettin Erbakan’ı kürsüden anons eden o genç, Emine Erdoğan’ın bir gece önce rüyasında evleneceği kişi olarak gördüğü Tayyip Erdoğan’dan başkası değildi. İşte yeni First Lady’nin öyküsü...

Haberin Devamı

RÜYASINDA GÖRMÜŞTÜ

Emine Erdoğan, Türkiye’nin yeni ‘First Lady’si. Tarihi bir başarıya imza atarak girdiği son seçimde de zaferini ilan eden Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hayatında en çok değer verdiği ve bugünlere gelmesinde en büyük pay sahibi olan iki kadından biri... Erdoğan’ın Kasımpaşa’dan Çankaya’ya uzanan zorlu yolculuğunun, annesi merhum Tenzile Erdoğan’dan sonra en yakın tanığı. Arkasındaki en büyük güç. Hem hayat hem de yol arkadaşı. Onların hayat çizgisini birleştiren aynı yolda yürümeleri. İşte bu davanın neferlerinden biri olan Emine Erdoğan’ın Recep Tayyip Erdoğan’la tanışması da, kendi tabiriyle birbirlerine ‘yıldırım aşkıyla’ tutulmaları da, gençliklerinde siyaset yaptıkları bir dönemde gerçekleşmişti. Yıllar önce, Milli Görüş’ün lideri merhum Necmettin Erbakan’ın katıldığı bir toplantıda, Erbakan’ı kürsüden anons eden o genç, Emine Erdoğan’ın bir gece önce rüyasında evleneceği kişi olarak gördüğü Tayyip Erdoğan’dan başkası değildi.


FATİH DOĞUMLU SİİRTLİ

Siirtli olmasına karşın İstanbul Fatih’te doğup büyüyen Emine Erdoğan, zekasıyla da hep eşinin yanında oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi yolculuğundaki kilometre taşlarının aşılmasında Emine Erdoğan hep en büyük desteğiydi. Emine Erdoğan, bir ev kadını olmasına karşın sosyal hayatıyla ve eşinin siyasi mücadelesine verdiği destekle de tüm kadınlara örnek oldu. Eşi Tayyip Erdoğan gibi, Emine Erdoğan da İslami hassasiyetiyle, hep bu hareketin içinde yer aldı. Cemiyetlerde, derneklerde, kadın oluşumlarında pozisyon sahibi olarak yer aldı. Emine Hanım, bir kadın olarak erkeklerin egemen olduğu siyaset dünyasında aktif biri olarak rol alırken, kadınlığını da asla unutmadı. Bir hanımefendi özelliğini taşıyan aktif bir insan olmayı bildi. Hem eşine hem davasına öylesine aşıktı ki, hep eşinin yanında olmak istedi. Tayyip Erdoğan da eşine çok değer verdiği için onu hiç yanından ayırmadı.

EŞİ EVCİMEN DEĞİLDİ

Yeni first lady


Tayyip Erdoğan, yakınlarının tabiriyle ‘evcimen’ bir erkek olmadı. Hayatı davasının peşinde sokaklarda geçti. İstanbul İl Başkanlığı döneminden beri zamanının büyük bölümü dışarıda geçti. 80’li yılların başından, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı aldığı 1994 yılına kadar olan süreç içinde mücadeleyi tek başına götüren Erdoğan, arkadaşlarının tabiriyle ‘evcimen’ bir erkek değildi. İşi erken bittiğinde eve değil, ya eşiyle kavgalı olan bir çifti barıştırmaya, ya kız istemeye, ya da bir kahve toplantısından öbürüne koşmuş, Milli Gençlik Vakfı’nın çalışmalarına, parti teşkilatının toplantılarına katılmıştı. İşte bu dönemler Erdoğan’ın eşi ve çocuklarından ‘helallik’ istediği dönemlerdi. Emine Erdoğan, çocuklarını büyütürken, zaman zaman serzenişte bulunup, eşini yanı başında görmek istese de, onun yürüdüğü yolda, inandığı davada gösterdiği engin hoşgörüsüyle, ‘yalnızlığını’ da tek başına yaşamıştı.

RUH İKİZİ KADAR YAKIN

O dönemde eşiyle ilgili serzenişleri olsa da, Tayyip Erdoğan’ın fikrine, dünya görüşüne yüzde 100 paralel görüşte bir insandı. Hatta, kendisi erkek olsaydı, eşi gibi aynı pozisyonlarda gayret edecek bir insan, o da bir maksat kadınıydı. Erdoğan’a bir ruh ikizi kadar yakındı. Pozisyon itibariyle o ‘evin kadını’, eşi de ‘beyi’ydi. Tayyip Erdoğan, dışarıda vakit harcamış, Emine Hanım çocuklarıyla ilgilenmişti. Ancak Tayyip Erdoğan, 80’li yıllarda öldürülen bir arkadaşının cenaze töreni sırasında yaptıkları protesto esnasında Fatih’te arkadaşlarıyla birlikte gözaltına alınıp hapse atıldığında, polis kendisini götürürken, sokakta gördüğü arkadaşının annesine “Emine’ye haber verin” demeyi ihmal etmeyecek kadar da eşine bağlı, attığı her adımdan kendisini haberdar eden bir eşti. Belediye başkanlığından sonra başbakanlığı döneminde, çocuklarını büyütmüş olmanın verdiği rahatlıkla, Emine Hanım artık daha çok eşinin yanında olacaktı.

OY DEĞİL DUA İSTEMİŞTİ

Yeni first lady


Başbakan Erdoğan, okuduğu bir şiirden dolayı hapse düştüğünde Emine Hanım, eşini İstanbul’dan on binler eşliğinde Pınarhisar’a uğurlarken, o görülmemiş mahşeri kalabalık gözlerini yaşartmıştı. O günler işte bugünlerin habercisiydi. Eşi hapisteyken boş durmamış, İstanbul’u kapı kapı dolaşıp eşi için oy değil, önce ‘dua’ istemişti. Fakir sofralarını şenlendirmiş, eşinin yokluğunda onun bıraktığı meşaleyi söndürmeden taşıyıp, gittiği her yerde “Tayyip abinize dua edin” demişti. Tayyip Erdoğan ise hapishaneden çıktıktan sonra davasını bugünlere taşımak amacıyla çıktığı yolculukta, yanında ancak kendi tabiriyle “Bir elin parmaklarını geçmeyecek” sayıda dost bulabilmişti.

BİR DAHA ŞİİR OKUMA

Erdoğan hapisten çıktıktan sonra çıktığı ilk Karadeniz gezisinde, Emine Erdoğan ile Rize’de yaşadığımız ve Emine Erdoğan’ın belki de hiç unutamadığı anlardan biri olan ilginç bir olay, o günlerin fotoğrafını da anlatıyor. Tayyip Erdoğan, daha sonra tüm Türkiye’de yaptığı gibi Rize sokaklarını karış karış arşınlayıp hemşerileriyle buluştuğu sırada, Emine Erdoğan ve bir grup kadınla birlikte Rize’de bir pidecide karnımızı doyuracaktık. 5-6 yaşlarında küçük bir çocuğun Emine Erdoğan’la fotoğrafını çektiğim sırada, Emine Hanım çocuğa şöyle demişti: “Birazdan Tayyip Ağabeyin gelecek, asıl onunla fotoğraf çektirirsin.” Küçük çocuğun Karadeniz şivesiyle, henüz hapishaneden yeni çıkmış Erdoğan’la fotoğraf fikri üzerine verdiği tepki, Emine Erdoğan ve beraberindekileri acı acı güldürecekti: “Ben hapis yatmış biriyle resim çektirmem. Gelsin ona söyleyeceğim, ‘Bir daha şiir okuma’ diye...”

ÇOK FARKLI KADIN PROFİLİ

2002 yılında Erdoğan’ın yanında artık meydanlarda görmeye alıştığımız Emine Erdoğan, evinde oturan Türk kadınını sokağa çıkarmış, AK Parti’nin kazandığı seçimlerde büyük rol oynamıştı. O güne kadar alışılagelmiş lider eşlerinden çok farklı kadın profiliyle Türk milletinin karşısındaydı. Mitingden mitinge, gösteriden gösteriye koşup eylemlerde boy gösteren bir kadın olarak, eşinin yanında Çankaya Köşkü’ne çıkmıştı. Emine Hanım, elbette eşi Tayyip Erdoğan’la birlikte, bir dönemin siyasi tarihinin en önemli figürlerinden biri olarak tarihte yerini alacaktı.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!