Sandıktan ekmek çıktı

Güncelleme Tarihi:

Sandıktan ekmek çıktı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 09, 2014 14:46

Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP Bakırköy İlçe Yönetimi sandık görevlileri eğitim programının kapanışına katıldı. Bakırköy Botanik Park Restoran’taki programda temsili sandık açılışını yapan Prof. İhsanoğlu, elini sandığın içine daldırdı ve çıkan ekmeği öpüp alnına koyarak, “Yarın sandıktan ekmek çıkacak. Bu ekmek bizim refahımızın, huzurumuzun sembolü olacak. Türkiye’de herkes bu ekmeğin daha büyümesini istiyor. Herkes bu ekmeği huzur içerisinde paylaşmak istiyor. Biz diyoruz ki gelin sevgi ekelim, saygı ekelim. Nefret, şiddet ekmeyelim. Hakaret ekmeyelim. Birlik ve dirlik ekelim ki ekinlerimizi büyütelim. Büyüttükçe refahımız büyüsün. Her şeyimizi paylaşalım ama vatanımızı kimseyle paylaşmayalım” dedi.

Haberin Devamı

Prof. İhsanoğlu burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

KORKU İMPARATORLUĞU

“30 gün boyunca ülkemizin her tarafını dolaşarak halkımıza bizim cumhurbaşkanlığı yarışındaki misyonumuzu anlattık. Halk, büyük değişim istiyor. Halk yeni ses duymak istiyor, yeni nefes almak istiyor. Halk korku imparatorluğunu yıkmak istiyor. Halk yeniden huzuruna dönmek istiyor. Ben şunu görüyorum ki yarın bu sessiz yığınların oyu burada patlama yapacak ve gerçekten buradan ekmek çıkacak.

SESSİZ YIĞINLAR VAR

Bütün yapılan haksızlıklara, eşitsizliklere rağmen, hususi şekilde hazırlanmış kanun ve nizama rağmen Türkiye, bu seçimi kazanacak ben bundan eminim. Herkesin göremediği yığınlar var. Herkesin sesini duyamadığı yığınlar var. Yarın inşallah sizler Türkiye’nin önünü açacaksınız. Hem demokrasinin hem ekonominin.

SANDIĞIN NAMUSU

Türkiye’de 52 milyon seçmen, 165 bin sandık var. Bizim sırf İstanbul’da gönüllü sayımız 18 bin kişi. Ben bunların her birinin gözlerinden öpüyorum. Bizim internette yaptığımız bir ilan üzerine geldiler. Biz bunların nereden geldiğini nasıl geldiğini bilmiyoruz ama şunu biliyoruz niye geldiklerini biliyoruz. Bu sandığın namusunu korumak için geldiler, demokrasinin namusunu korumak için geldiler.

PARA TEKLİF ETTİLER

Dün Soma’daydık. 301 şehidimizin ailesiyle hemdert olduk. Onlar bu sandığı dört gözle, ağlayarak bekliyorlar. Bir heyecan içerisinde bekliyorlar. Ben böyle bir şey görmedim hayatımda. Ama şunu da gördüm, bu sandığa ihanet etmek için yapılan tezgahların en çirkinini gördüm. Bir hanım, bir şehit eşi, bir yetim öksüz annesi geldi dedi ki ‘Efendim, bize para teklif ediyorlar. ‘Oyunuzu, belirli yere basın, bu telefonla çekin, getirin biz size bir zarf vereceğiz’ diyorlar.’ Türkiye, bu noktaya geldi.

DİKTATÖRYA YOLU

Türk siyaset tarihinde emsali görülmemiş, teknolojiyi biz sahtekarlık için kullanmak istiyoruz. Böyle şey olur mu? Millet, teknolojiyi ilerlemek için kullanıyor. Daha iyi demokrasi için kullanıyorlar. Biz otokrasiye giden yolda teknolojiyi kullanıyoruz. Diktatöryaya gitmek isteyen yolda teknoloji kullanılmak istiyor. Onun için yarın Türkiye bu hallerden kurtulacak. Sandıklar açıldığında, buradan kurtulacağız.

SON ŞANSI KAYBETTİRMEYİN

Sandık görevlileri arkadaşların görevi sandığın açılmasıyla bitmiyor. Bu görev ilçe kurullarında, il kurullarında birleştirme süreciyle devam ediyor. Sahtekârlık, asgari ölçüde burada oluyor. Bir üste bir üste daha bunu gördük. Birçok yerde sandıkta kazanan adaylar masada kaybediyor. Onun için masada kaybettirmeyiniz. Türkiye’ye bu son şansını kaybettirmeyin.

HANİ KUŞ UÇMAZDI

Türkiye, yurt dışındaki itibarını kaybetti. Dün yapılan Amerikan bombardımanı Türkiye’nin aciziyetini ortaya koyuyor. Türkiye, hiçbir milli çıkarını, itibarını koruyamaz hale geldi. Ortadoğu’da haritaları Türkiye çizecekti. Anakara’da birileri orada bizim haberimiz olmadan kuş uçmaz derken orada ne kuşlar uçuyor ne bombalar uçuruluyor. Herkes milli çıkarlarını, siyasi menfaatlerini koruyor. Biz kendi pilotlarımızı koruyamıyoruz, kendi konsolosumuzu kurtaramıyoruz. Biz Türkmen kardeşlerimizi kurtaramıyoruz. Bize yasak getiriliyor, o terör çetesi hakkında hiç kimse bir yazı yazamıyor. Bayram günü sabahleyin, suratsız insanlar, şekilsiz insanlar, ne idiğü belirsiz insanlar İstanbul’da cihat namazı kıldılar. Bu neyin cihadı, kime karşı cihad bu. Para topluyorlar, İstanbul’da. Hiç kimse bunun cevabını veremiyor. Yani bu memlekette hırsıza hırsız denemiyor, teröristlere terörist denemiyor.

PEHLİVAN DEĞİL HAKEM

Türkiye pehlivan seçmeyecek, yarın Türkiye hakem seçecek. Siyasi parti liderinden tarafsız bir cumhurbaşkanı olmaz. Türkiye’de rejimi değiştirmek isteyenler, o rejimin anayasasına sadık olmayacaklarını ilan edenler Çankaya’da kriz çıkartırlar. Çankaya, kriz yeri değil. Biz bir defa kriz gördük ekonomimiz çöktü. Bir daha kriz görürsek Allah korusun ekonomi değil ülkenin kendisi çöker. Bütün partililerle konuşunuz ve onları ikna ediniz. Onlar gelip oylarını kullansınlar.

TÜRKİYE’NİN YÜZ AKI

Beni aday gösteren iki parti CHP ve MHP büyük bir tarihi uzlaşma içerisine girdiler. Gençler bilmezler, 70’li yıllarda biz çok acı çektik. Ülkemiz, çok acı çekti, çok evladını kurban verdi. Çünkü orada uzlaşma yoktu. Siyasiler arasında uzlaşma yoktu. ‘Sen sağcısın, sen solcusun, sen faşistsin, sen komünistsin’ böylece birbirimizi vurduk. Ben, genç bir öğretim üyesi olarak çok evladımızın, öğrencimizin nasıl şehit edildiğini gördüm. Türkiye’de bu halka yansıdı. Şimdi Allah’a şükür o gün zıt olan iki parti bugün uzlaşıyor. Bu bizatihi Türkiye’de çok büyük bir siyasi gelişmedir. Siyasi olgunluktur, takdire şayanlıktır. Bunu hepimiz korumamız lazım. Bu uzlaşmayı, liderler seviyesinde yapılan uzlaşma aslında tabandan gelen siyasi bir hareket değil bu aynı zamanda sosyolojik bir dönüşüm Türkiye’de. Bir de bunun üzerine 12 parti daha gelip buna katılması hakikaten Türkiye’nin yüz akıdır. Onun için burada MHP’li ve CHP’li kardeşlerime teşekkür etmek isterim. Bu uzlaşı yarın kendini sandıkta göstersin. Tek parti olarak, şu parti bu parti değil sadece Türkiye Partisi olarak hareket edin. Çünkü Türkiye’nin kurtulması lazım.”

BASIN HÜRRİYETİ ENGELLENMESİN

İhsanoğlu daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin “Cihan Haber Ajansı’nın seçimlerde engelleneceği yönünde bazı duyumlar alındığını söylemesi üzerine” İhsanoğlu şunları söyledi: “Ben buna inanmak istemiyorum. Böyle bir şey olduysa bunun sorumlularını bütün dünyaya teşhir edeceğiz. Sakın ha ola ki kimse basın hürriyetini seçim hürriyetini engellemesin. Zaten yapılan adaletsizlik, haksızlık, kamu kaynaklarını kullanmak ayyuka çıktı. Türkiye nereye gidiyor arkadaşlar. Bizim projemiz demokrasi projesi. Yüksek Seçim Kurulu’nun da müdahale etmesini istiyoruz. Biz bunun takipçisi olacağız.”

NEREDE GÖRÜLMÜŞ

Seçim kampanyasının süresiyle ilgili bir soruya ise İhsanoğlu, “Dünyanın neresinde görülmüş, 76 milyonluk bir ülkede 81 vilayetin bulunduğu bir ülkede 30 günlük seçim kampanyası. Bir taraftan siz etrafınızdaki işadamlarınızdan milyonlarca bağış alıyorsunuz. Devletin bütün imkanlarını kullanıyorsunuz. Açılışları yapıyorsunuz, bunları seçim kampanyası faturası yazıyorsunuz. Bir taraftan da o şişko kediler ortaya çıkmaya başladılar. Biz buna Soma’da şahit olduk, kulaklarımızla dinledik vatandaşlarımızdan. Vatandaşlarımızdan uyanık olmasını istiyoruz” diye yanıt verdi.

BAŞKALARI GİBİ KAÇACAK DELİK ARAMIYORUM

Bir gazetecinin, “Olur da kaybederseniz bundan sonraki hayatınızı Türkiye’de mi geçireceksiniz, siyaseti düşünür müsünüz?” sorusuna ise İhsanoğlu, “Ben hiç partinin üyesi değilim. Ben başkaları gibi kaçacak delik aramıyorum” yanıtını verdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!