Güncelleme Tarihi:
3 Kasım 2002... AKP’nin 12 yıllık iktidarını başlatan, Türk siyaset tarihinin en önemli tarihlerinden biri. Bu seçimler ülkedeki birçok dengeyi alt üst etti. Hürriyet’in 4 Kasım manşetindeki gibi “Sosyal patlama sandıkta oldu.”
12 Eylül sonrası ülkenin ilk sivil iktidarını yıllarca yöneten ANAP da, yılların “umudu” Ecevit’in partisi DSP de, Demirel’in kurup Çiller’e emanet ettiği kıratı DYP de baraj suları altında kaldı… Sandık patlamıştı bir kere.
Tutamadığı vaatleri, batırdığı projeleri, topladığı paraları iç etmesiyle ünlü Akgündüz; oyları alıp dokunulmazlık zırhına kavuşabilmek için ceylan derili koltuğa oturmayı kafasına koymuştu.
Denizi getirmek artık vaat olmaktan çıkmıştı siyaset tarihinde. Daha yaratıcı vaatler, daha iyi göz boyayacak sözlere ihtiyaç vardı. “Jet” hızıyla ortaya bir vaat attı Fadıl Akgündüz: “Siirt’te otomobil fabrikası kuracağım…”
Daha Erdoğan’ın “yerli otomobil üretecek bir babayiğit” arayışına girmesine 10 yıl vardı. Hatta Erdoğan, o sırada siyasi yasağından dolayı başbakan bile olamamıştı.
Ama yine de Akgündüz, Siirt'teki bir başka hayal kırıklığı olan havaalanının yakınında, şaşaalı bir törenle ‘JetPa Motors' otomobil fabrikasının temelini attı.
Her büyük hayali inandırıcı kılmak için, önce zemini oluşturmak gerekiyordu. Onlarca televizyon kanalından canlı yayın saati satın alındı. Tanju Çolak’lı Sergen Yalçın’lı basın toplantılarında, İngiltere’de tasarlanan “İmza” adında konsept bir otomobil bile sergilendi. 3 Kasım yaklaşıyordu. Siirtlilerin hayallerini süsleyen şey o sıra JetPa Motors’du. Zenginleşmek, gençlerinin iş sahibi olmasıydı. Bu fabrikayı kurmanın imkânsızlığını yazan, “Fabrika açılırsa anıracağım” diyen gazetecileri eşekli protesto eylemleri yapılıyordu kentte.
Ve sandık 3 Kasım’da Siirt’te başka türlü patladı: DEHAP 26 bin, AKP 14 bin, Fadıl Akgündüz 11 bin, ANAP 8 bin oy aldı. DEHAP ve ANAP baraja takılınca, AKP ve CHP birer milletvekili çıkarmış, Jet Fadıl da bağımsız milletvekili seçilmişti. Siirt’i bir sevinç dalgası kapladı. Sanki kent bir Bursa, bir Detroit olacaktı. Seçimden birkaç ay önce kentin 10 kilometre dışında bir tabela ve bir kulübeden oluşan “fabrika” alanında zafer turları atılıyordu.
“Sonra birden, aniden…” Siirt’teki seçimlerin iptal edilmesi gerekti. Dönemin Başbakanı Abdullah Gül ile dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan’ın seçilme engelini kaldırma konusunda anlaşmışlardı. Sıra, Erdoğan’ı “şiirden dolayı mahkum edildiği” kentten vekil seçtirmeye gelmişti.
Akgündüz lacilerini çekip Meclis’e daha yeni gitmiş, kaydını tamamlayıp rozetini takmıştı. Sadece yemin töreninde de olsa Genel Kurul salonunda ceylan derisiyle tanışmış, mebus havasına girmişti.
Ve 2 Aralık... Seçimin üzerinden tam bir ay bile geçmeden… YSK, Siirt’in ücra bir köyünde seçim boykotu yapıldığı gerekçesiyle kentteki seçimleri iptal etti. Türkiye’de ve Avrupa’da binlerce mağdur yaratan Jet Fadıl, bu kez kendi “mağdur” olmuştu. Vekillik de dokunulmaz olma hayali de suya düşmüştü. Akgündüz’ün diğer sattığı hayaller gibi, artık bu hayali satmanın âlemi kalmamıştı.