Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI OLMAZ
“Türkiye’yi 10 Ağustos 2014’te tarihî bir sınav bekliyor. İyinin, doğrunun, temizin, güzelin, hidayet ve hikmetin belini doğrultması için önümüzde çok önemli bir karar anı bulunuyor. Türk milleti 12. Cumhurbaşkanı’nı aracısız seçecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin zirve noktasına yepyeni ve taptaze bir şuur gelecektir. Cumhurbaşkanı adayımız Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’dur. Sayın İhsanoğlu, büyük bir mutabakatın sonucudur. Mustafa Kemal’in Çankaya’sı, kurtuluş mücadelemizin aziz hatırasıdır. Konak’ta çekilen ilk bayrağın, Milli Mücadele yolunda sıkılan ilk kurşunun, Samsun’da atılan ilk adımın, Amasya’dan yayımlanan ilk tamimin, Erzurum’da toplanan ilk ulusal kongrenin özü ve özetidir Çankaya. Çankaya’nın duvarlarında hâlâ Sakarya Zaferi’nin sevinçleri çınlamaktadır. Bunları bilmeyen adamdan cumhurbaşkanı olmaz. Türkiye Cumhuriyeti’ne adı konmamış savaş açan gafil ve cahile, cumhurbaşkanı olmak düşmez. 17-25 Aralık’ta suçüstü yakalanmış, Hazine’yi boşaltırken, devletin kasasını zimmetine geçirirken basılmış bir adamdan, söyleyiniz bana cumhurbaşkanı olur mu? Rüşvetçilere önayak olandan, hırsızlara kol kanat gerenden, villalara soygun parası stoklayandan, cumhurbaşkanı olur mu? Erdoğan, sırtında 17-25’in kamburuyla Çankaya yokuşunu çıkamayacak, 10 Ağustos’ta nefes yetmezliğinden kaybetmeye mahkûm olacaktır.
DARBE DİYE FİŞLEDİ
Erdoğan, 17-25 Aralık’ı darbe olarak fişlemiştir. Tarihin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu, Pensilvanya’nın Türkiye’yi susturma girişimi olarak takdim etmiştir. Ulusal güvenliğimize, Türkiye’ye, milli bekamıza, sözde çözüm sürecine suikast olarak göstermiştir. Hükümeti devirme planı olarak yutturmaya çalışmıştır. Kurulduğu söylenen Selam-Tevhid örgütüne kendisinin, ailesinin ve çevresinin dahil edildiğini iddia etmiştir. Erdoğan’a göre yolsuzluk kılıfıyla çirkin bir tuzak tertip edilmiştir. Yolsuzluk iddialarıyla meşgul olurken arka planda Diyarbakır’ın intikamını almak, Mavi Marmara’nın intikamını almak, Oslo’nun, 7 Şubat’ın, Halkbank’ın intikamını almak için tezgâh kurulduğunu uydurmuştur. Nasılsa yalan bedavadır. Erdoğan, icra ettiği algı operasyonlarıyla rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını millete, hükümete, Türkiye’ye, 77 milyonun tamamına komplo olarak yaftalamıştır.
HESABINI VERECEK
Karşımızda tezgâh, oyun, senaryo değil, yolsuzluğa çakılmış, harama sapmış hükümet durmaktadır. Erdoğan ister hâkim ve savcıları kıyıma uğratsın, ister emniyetin altını üstüne getirsin, ister ‘İnlerine gireceğiz’ desin, ister ‘Hainler, vaiz lobisi, faiz lobisi, virüsler, Haşhaşiler’ sözleriyle avunsun, 17-25 Aralık’ın hesabını er ya da geç verecektir. Bugün değilse de çok yakın zaman içinde adaletin huzuruna kuzu kuzu çıkacaktır. Erdoğan’a göre en rahat yer cezaevidir. Hatta yüce kitabımız Kuran’ın sakince okunacağı yer olarak cezaevini göstermiş, demir parmaklıkları övmüştür. Madem böyledir, Erdoğan’a önerim, şimdiden kendisine bir kitap çantası hazırlaması, çıkacağı uzun yolculuk için şimdiden hazırlanmasıdır.”