Bakan Fikri Işık, hayata bakışını değiştiren dönemi anlattı

Güncelleme Tarihi:

Bakan Fikri Işık, hayata bakışını değiştiren dönemi anlattı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 30, 2014 01:14

Bakan Fikri Işık, inşaat işçisi olan babasının tatil dönemlerinde kendisini ve kardeşlerini inşaatta çalıştırdığını söyleyerek, “Babam bana yamuk çivileri düzelttirirdi. O zaman kızardım ama o meğerse çivi düzelterek bizim hayata bakışımızı değiştirmiş” dedi.

Haberin Devamı

BİLİM, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, çocukluk yıllarından, inşaatta yamuk çivi düzelttiği günlere; heyecanla beklediği bayram sabahlarından, aile yaşantısına kadar tüm bilinmeyenlerini Hürriyet’e anlattı.
Nasıl bir ailede büyüdünüz?
- Tipik bir Anadolu ailesinde büyüdüm. Altı kardeşiz. Gümüşhane’den Kocaeli’ne gelmemiz Türkiye’nin tipik bir göç hikayesi. Rahmetli babamlar üç erkek kardeşti. Bir tanesi genelde yazları tarlalarla ilgilenir. Diğer ikisi gurbetçilik yapar, Ankara’da İstanbul’da yaz sezonu çalışırlar, kışın da parayı yerler. 1972’ye kadar böyle devam etmiş. 20 yıldan fazla gurbetçilik yapmışlar ama sonra göç etmişler bir şubat soğuğunda. Ben ilkokula Gümüşhane’de başladım, ikinci sınıfın ortasından itibaren Hereke Sümer İlkokulu’na devam ettim.
Küçüklüğünüzle ilgili neler hatırlıyorsunuz?
- Haylazdık ama başkasına zarar verecek şekilde yaramaz değildik. Başkasına zarar verme noktasında ailede ciddi otorite vardı. Babam inşaat işçisi, annem ev hanımıydı. Hatta biz yazın biz inşaatta - babama yardım etmeye giderdik. Herkesin tatile gitmeye özendiği, doyasıya oyun oynadığı dönemde babam bizi başıboş bırakmazdı. Giderdik inşaatta çalışırdık. Hiç unutamadığım bir anım var. Rahmetli babam inşaat ustasıydı, kereste kendisinden diğer malzemeler inşaatı yaptıran kişiden olurdu. Babam bize sürekli yamuk çivi düzelttirirdi. Bizde kızardık ‘Adam bir kilo fazla çivi alsın, niye uğraştırıyorsun’ derdik. Bize bir şey demezdi ama sonra anladım ki düzelttirdiği çivi değil bizim hayata bakışımızmış. Tasarruflu olmayı, başkasının malı bile olsa ülkenin varlığını heba etmemeyi, kaynakları temkinli kullanılmasını gösterirmiş. Ama biz sonradan fark ettik o zaman kızıyorduk. Ama bizim hayata bakışımızda ülke kaynağının çok dikkatli kullanılmasına yönelik bize verdiği çok önemli bir derstir o. Evde aynı anda iki lamba gereksiz yanmaz. O konuda disiplinliyim. Çocukluğumuzda
aldığımız bir derstir.

YALINAYAK FUTBOL

Maddi durumunuz nasıldı?
- Babam çok çalışkan bir insandı. Düşük orta gelirli bir ailede yaşadım. Canımızın her istediğini istediğimiz zaman alabilecek bir ekonomik düzeyimiz yoktu. Bu açıdan kendimi şanslı hissediyorum. İlk otomobili aldığımdaki sevincimin tarifi imkansızdı. İlk aracımı 1987’de aldım. Renault Toros’tu. Mesela o heyecanı hiç unutmam. Çok daha iyi araçlara bindik ama o arabayı ve plakasını unutmam. O dönemin bayram sevinçlerini unutmam. Çok güzel bir mahalle hayatımız vardı, ayağımız toprağa değildi. Yalınayak çok top oynadık. O zaman parke taşı bile yoktu, toprak zeminde çocukluğumuzu doya doya yaşadık. İnsan ilişkileri çok sıcaktı.”
Siyasetle nasıl tanıştınız?
- Biz öğrenciliğimizden beri ülke meselelerine ilgi duyardık. Lise yıllarında Türkiye’nin nasıl kurtarılacağını yönelik kafa yorardık, tartışırdık. O dönemde özellikle üniversitede Refah Partisi’nin bir gönüllüsü olarak çalışırdık. Sayın Başbakan ile o dönemde ilk temasımız oldu. Başbakan hep bizim için idoldü, semboldü. AK Parti’den sonra daha yakın çalışmaya başladık.

Haberin Devamı

Teknoloji geliştikçe insanlar yalnızlaşıyor


Bakan Fikri Işık, hayata bakışını değiştiren dönemi anlattı

Haberin Devamı

Eski bayramlarla şimdikiler arasında fark var mı?
- Sosyal ilişkiler eskiden çok sıcaktı bayrama yansıması bir o kadar sıcak olurdu. Mahallede herkes herkesin çocuğunu tanırdı. Şimdi teknoloji geliştikçe insanlar yalnızlaşmaya başladı. Teknoloji gelişiyor, insanların hayatını kolaylaştıracak pekçok buluş var. Ama bu insanların daha fazla mutlu olmasına hizmet etmiyor. Sosyal ilişkilerin sıcaklığı kayboldukça bayramların da heyecanı coşkusu azalıyor. İnsanların birbirine ihtiyaç duyma düzeyi azaldıkça tanışma azalıyor.

Oğlum küçükken Tayyip Bey’e kızardı

Aileniz siyasete nasıl bakıyor?
- Çocuklarla oturup ‘birlikte yemek yiyelim’ dediğimiz gün sayısı son 13 yılda çok sınırlıdır. Her zaman sitem ediyorlar. 2002’de ilk defa seçime giriyoruz. O zaman oğlum da 5 yaşında. Bir sabah ‘Baba ben Tayyip Erdoğan’a çok kızıyorum’ dedi. O dönemde Tayyip Bey’le ilgili müthiş bir kampanya var ‘siyasi hayatı bitti’ diye. Herhalde etkilendi dedim. ‘Oğlum niye kızıyorsun’ dedim. ‘Baba okullar kapandı partiyi kapatmadı’ dedi. Çocuktaki beklenti ‘okulların kapanmasıyla parti de kapanacak babam da bizi tatile götürecek.’

Haberin Devamı

Siyaset dışında sudoku çözerim

Siyaset dışında neler yaparsınız?
- Sporda yürüyüşü çok severim ama bakanlıktan sonra yürüme fırsatım çok olmuyor. Yürümeyi, yüzmeyi ve masa tenisini çok severim. Çok sinemaya giden birisi değilim. En son New York’ta Beş Minare’yi izledim. Kitap okumayı çok severim ama düzenli okuyamıyorum. Uçaklarda Sudoku çözmeyi severim. Çapraz düşünmeyi, birkaç parametreyi aynı anda beyinde harekete geçirdiği için severim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!