İyi bayramlar!

Bayramın ikinci günü trafik çilesini atlatmış, iğne atsan yere düşmez bir plajda keyif çatıyorsundur umarım, sevgili tatilci Habitus okuru.

Haberin Devamı

Bence iyi dinlen, dönüşteki manzara da hiç iç açıcı görünmüyor.
Giderken çekilenleri düşünecek olursak, dönüşte delirip kafaya huni takacak sürücü çok olacak. Sana şimdiden kolaylıklar dilerim.
Yalnız benim anlayamadığım bir şey var, anlayabilen beri gelsin...
Şimdi efendim, Ramazan Bayramı’nın 2014 yılında 28 Temmuz’a denk geleceği bilinen bir durum mu? Evet.
3 gün olduğu biliniyor mu? Evet.
Öncesi ve sonrasında olan hafta sonlarıyla birleştirilebilen bir tatil olabilir mi? Evet.
Vaktiyle davranırsak işlerimizden izin alabiliyor muyuz? Evet.
Yani önceden tatil planlamak gayet mümkün.
Önceden ucuza uçak bileti satın almak, eğer otomobille seyahat edilecekse ya birkaç gün önce, ya da birkaç gün sonra yola çıkma planı yapmak olası.
Hoş, İstanbul gibi bir şehirden dışarı toplu göç olduğunda bunu kaldıracak bir karayolu sistemi henüz insanoğlu tarafından geliştirilmiş değil, ancak yine de biraz önlemle bayram tatiline sinir harbi ile başlamamak gayet olası (idi).
Neyse artık, geçti.
Sen dönüşte hunileri hazırla ama bir sonraki tatilin için önlemini almayı da ihmal etme.
Fark etmişsinizdir muhakkak, gündem çirkinleştikçe alınan kötü haber sayısı iyileri katladıkça, ilk tatil fırsatında şehir dışarı doğru insan kusuyor.
İnsan, öyle ya da böyle yaşadığı yerden uzaklaşmak, gündemden kopmak, gazeteleri, interneti bir yana koyarak dünyanın mutlu ülkesindeymiş gibi yaşamak istiyor. Şehirde kalıp aile ziyareti yapmak, bayramda bir arada olmak, bunlar nostaljik hisler ve “mutlu ülke” halleri ve ne yazık ki artık çok kişi için ikinci sırada. Stres topu, dertli şehir insanının hayattan kopması lazım.
Nefes almak, yaşadığını hissetmek, akıl sağlığını korumak için bu şart.
O yüzden esasında bu kaçış, bu “Yer şeyi, trafik zulmünü, sıcağı, herrr şeyi göze aldım ama o ayak denize sokulacaaaak!” halleri.
O yüzden herkese iyi tatiller dileyerek bugünlük kısa keseyim.
Ha bir de...
Kilometrelerce uzunlukta, saatlerce aracının içinde helak olmuş, sinirden çıldıracak düzeye erişmiş insanları yok sayarak feribot sırasına kaynak olan arkadaşın da bayramını kutluyor ve sevgilerimi sunuyorum.
Bak arkadaş, dönüşte de bunu yaparsan savaş çıkar memlekette.
Hadi giderken tatile gidiyordu millet, affettiler seni ama dönüşte...
Adam işe, stresli şehre, sendromlu pazartesiye dönüyor, bir anda kayışlar kopar, ters çeviriverirler valla arabanı.
Aman diyeyim:)

Yazarın Tüm Yazıları