Kritik soruların cevabına süre yetmedi

Güncelleme Tarihi:

Kritik soruların cevabına süre yetmedi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2014 14:23

22 Temmuz Operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve Emniyet'te kalan tek isim olan eski Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'e 19 soru yöneltildi. Bunlardan sadece 5' ini yanıtlaması 10 saat süren ve anlattıkları ancak 108 sayfaya sığan Atayün süresi bittiği için adliyeye sevkedildi. Atayün'e yöneltilen sorulardan birinin de "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hangi yetki ile görüşmesini dinlendiniz ve kayıt altına aldınız?" olduğu iddia edildi.

Haberin Devamı

Siyasal veya Askeri Casusluk', 'suç uydurma' , 'özel hayatın gizliliğini ihlal etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı kaydetme ve resmi belgede sahtecilik' suçlamaları ile sorgulanan Atayün'ün ifadesinin 10 saat sürdüğü belirtildi. Atayün'ün casusluk suçlaması ile ilgili olarak sorulan soruyu, "Bu suçun işlenmesi alçaklık ve şerefsizliktir. Bu suçu her kim işlediyse mutlak cezalandırılmalıdır" şeklinde yanıtladığı öğrenildi.

Kritik soruların cevabına süre yetmedi
22 TEMMUZ OPERASYONU’NDA 12 TUTAKLAMA

SORULAR VE CEVAPLAR

Atayün polis sorgusunda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından takdirname ve üstün başarı belgesi ile ödüllendirildiğini vurguladı ; "Selam Tevhid örgütü soruşturmaları ile ilgili talimatı siz mi verdiniz?" sorusunu ise "Soruşturma talimatlarını sorumlu cumhuriyet savcıları vermiştir" şeklinde yanıtladı.

Haberin Devamı

'SELAM -TEVHİD SORUŞTURMASI BURSA'DA BAŞLATILDI'

Selam -Tevhid örgütü soruşturmasının 2010 değil 2011 yılında Kamile Yazıcıoğlu'nun ifadesi üzerine Bursa'da başlatıldığını söyleyen Atayün', "Bursa Emniyeti dosyayı bize gönderdi. Biz de ifade veren Yazıcıoğlu'na ulaştık ve bilgi aldık. Bilgi almamızın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı" şeklinde savundu.

'ÇAPKIN BİLİYORDU' İDDİASI

İfadesinde soruşturma hakkında İstanbul eski Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'a bilgi verdiğini iddia ettiği öğrenilen Atayün'ün, "Çapkın da soruşturma kapsamında İran'ın ülkemizde yürüttüğü illegal faaliyetleri hassas olarak takip etmemiz konusunda talimatlarını iletti "dediği kaydedildi.

Adliye kaynaklarından edinilen bilgiye göre Atayün ifadesinde, Selam - Tevhid isimli örgüte ilişkin ilk belgeler 2000 yılında Beykoz'da Hizbullah'a yönelik olarak yapılan operasyonlarda ele geçirildiğini öne sürdü.

Şüpheli Yurt Atayün'ün, Selam - Tevhid soruşturması kapsamında kaç kişinin takip edildiğini bilmediğini, dinlenen kişi sayısının 240 olduğunu soruşturma savcısı Adnan Çimen'in basın toplantısında öğrendiğini söylediği savundu.

Kritik soruların cevabına süre yetmedi
Adliyede yakınını görme heyecanı

Haberin Devamı

KAMERA KAYDININ SİLİNMESİNİ İSTEDİ

Atayün'ün sorgu sırasında verdiği bazı ifadeleri değiştirmek istediği, değiştirmek istediği ifadelerle ilgili kamera kaydının silinmesini talep ettiği iddia edildi. Polislerin Atayün'ün bu talebini savcı İrfan Fidan'a ilettiği, Fidan'ın bu talebi geri çevirdiği belirtildi. İsteği reddedilen Atayün'ün, "Önceki saatlerde vermiş olduğum ifade de değişiklik yapacağım. Geceden uykusuz kaldığım için belirttiğim bazı hususları düzeltmek istiyorum. Görüntülü kayıt alınırken rızam sorulmadı. Kayda izin vermiyorum. İznim dışında yapılacak tüm kayıtlar hukuka aykırı olacaktır" sözleri ile isteğinde ısrarlı olduğu, ancak sonuç alamadığı öğrenildi.

Haberin Devamı

'MAHKEME KARARIYLA YAPILAN DİNLEMELERDE ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ SÖZKONUSU OLAMAZ'

Yasadışı hiçbir işlem yapmadığını söyleyen Atayün'e, "Savcılığa teslim edilen dosyada, şüphelilerin özel hayatı ile ilgili görüşmelerin neden tape (döküm) yapıldığını nasıl açıklarsınız?" sorusunun yöneltildiği, Atayün'ün bu soruyu, "Mahkeme kararı ile yapılan dinlemelerde özel hayatın gizliliği söz konusu olmaz. Özel hayatın gizliliği, takibi şikayete bağlı bir suçtur. Benim görev yaptığım zaman içinde şüphelilerin hiçbirinin özel hayatının gizliliği ihlal edilmemiştir. Suçlamayı kabul etmiyorum" şeklinde yanıtladığı öğrenildi.

"SAVCININ VERDİĞİ GÖREVİ YERİNE GETİRMEMEK SUÇTUR"

Haberin Devamı

Atayün'ün ifadesinin devamında "Benim yasaya aykırı bir işim olmamıştır. Anayasaya göre her kim olursa olsun kanun önünde eşittir. Kimin şüpheli olacağına savcı karar verir. Savcının verdiği görevi yerine getirmemek suçtur. Yasadışı olarak kimseyi dinlediğimiz noktasında bir isnat yoktur" şeklinde konuştuğu kaydedildi.

KRİTİK SORULAR YANITSIZ KALDI

Yurt Atayün'ün sorgusu devam ederken dört günlük gözaltı süresinin dolmak üzere olması nedeniyle adliyeye zorunlu olarak sevkedildi. Atayün geride kalan soruları bu nedenle yanıtlayamadı. Atayün'ün yanıtlamadığı ancak tutanaklara geçen 14 soru olduğu, bunların içinde "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hangi yetki ile görüşmesini dinlendiniz ve kayıt altına aldınız?" sorusunun da yer aldığı belirtiliyor.

Haberin Devamı

BAŞBAKAN VE BAKANLARIN DİNLENMESİYLE İLGİLİ SORULAR

Atayün'e yöneltilmek üzere hazırlanan ancak yanıt bölümü boş kalan birden fazla kritik soru var. Atayün'ün bu soruları yanıtlamayı ret mi ettiği, yoksa gözaltı süresinin dolması nedeniyle mi yanıtlanmadığı bilinmiyor.

İŞTE POLİS SORGUSUNDA YANITLANMAYAN "KRİTİK" SORULAR

Adliye kaynaklarından sızan bilgilere göre Atayün tarafından Emniyette yanıtlanmayan ancak savcılık sorgusunda da karşısına çıkacak sorular şöyle ;

- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı hangi yetki ile dinlediniz ve kayıt altına aldınız ?

- Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji Taner Yıldız, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in görüşmelerini hangi dinlenip kayıt altına aldınız ?

- Hakan Fidan'a 'Emin' kod ismini vermenizdeki amaç nedir? Hakan Fidan'ı hangi amaçla ve neden dinlediniz ?

- Ulusal Güvenlikle ilgili bu görüşmeleri başka yerlere servis ettiniz mi ?


"GİZLİ VE DEVLET GÜVENLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMLİ" GÖRÜŞMELER

Öte yandan soruşturmada HDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ile Adalet Bakanı danışmanı Adnan Boynukara arasındaki görüşmelerin de dinlenip kayıt altına alındığı tespiti yapılıyor. Bu görüşmelerin büyük kısmının devlet politikası ve devlet güvenliği açısından önemli ve gizli kalması gereken görüşmeler olduğu değerlendiriliyor.

BAKMADAN GEÇME!