Bu skandalın sorumlusu kim

Güncelleme Tarihi:

Bu skandalın sorumlusu kim
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2014 10:45

Yarım asırdır Türkiye’deki seçimlerde yurtdışında oy kullanma, seçmenlik onuruna ulaşma gününü bekliyorlardı.

Haberin Devamı

İlk kez cumhurbaşkanlığı seçiminde bu sevinci ve gururu yaşayacaklardı. “Çok şükür, çok şükür ölmeden gördük bu günü” dercesine,

Bu skandalın sorumlusu kim
işlerini güçlerini bırakıp kendilerine kilometrelerce uzaklıktaki dış temsilciliklere gittiler. Kuyruğa girip, adres beyanı yaptırdılar... Ve ardından iple çeker gibi beklediler seçim gününü.

Ama Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı vardı: Seçimlerde yurtdışında oy kullanabilmek için internetten randevu almanız gerekir. Randevu tarihi dışında gelenler oy kullanamaz...

GERİ DÖNEN YOK

Günlerdir Hürriyet’in telefonları susmuyor. Seçmenler arıyor: “Randevu almak için YSK’nın sayfasına giriyoruz. Ama ‘Yurt Dışı Seçmen Kütüğü’nde kaydınız bulunamadı’ diye yazıyor. Oysa biz kayıt yaptırdık. Elimizde adres beyan belgemiz var. Altında yetkili memurun adı yazıyor. Başkonsolosluğu arıyoruz, telefonlara kimse çıkmıyor. Çağrı merkezini arıyoruz, not aldık, size dönülecektir deniliyor. Bugüne kadar kimse dönmedi. Biz şimdi ne yapacağız? Tüm bu çabamız boşuna mı gidecek?”

BEN DE ULAŞAMADIM

Başkonsolosluklarda telefon sorunu uzun süredir kanayan bir yara. Saat 14.00’e kadar telefonlara bakılmıyor. Öğleden sonra da ulaşmak çok zor. Çağrı merkezleri not alıyor, o kadar. Bilgi almak için ben de bir gazeteci olarak başkonsoloslukları tek tek aradım. Hiçbirine ulaşamadım. Ulaşabildiğim bir başkonsolosluk sekreteri Başkonsolos’un bir görüşmesi olduğunu, bize döneceğini söyledi. İki günü geçti, halen dönen yok. O zaman vatandaş nasıl ulaşacak temsilciliğine!...

YSK: GELECEK SEÇİME

Vatandaşlardan gelen şikayet ve yardım çığlığı üzerine Yüksek Seçim Kurulu’nu arıyorum.
Önce, seçimlere kadar her gün Türkiye saatiyle sabah saat 09.00-18.00 arası hizmet veren çağrı merkezine telefon ediyorum. Bu durumdaki seçmen ne yapabilir diye soruyorum? “YSK’ya sorun” diyorlar.

YSK’yı arıyorum. Yurtdışı seçmenlerden sorumlu İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nı bağlıyorlar. Telefondaki görevli Yaşar Kaplan, “Adres beyanını postayla gönderdilerse, geçerli değil” diyor.
“Ellerinde dış temsilciliklerde şahsen adres beyanı yaptırdıklarına dair belgeleri var” itirazıma, yanıtı: “Başkonsolosluk göndermediyse, biz ne yapalım?”
“İtiraz şansı yok mu?” diyorum?
Cevabı şöyle: “Kesinlikle hayır. Biz istesek de sistem buna izin vermiyor. Artık gelecek seçimlerde adres beyanını yeniletip oy kullanabilirler. Bu seçimler için geçti?”
“Seçmen itiraz etmek istiyor. Bir itiraz merci yok mu?” diye ısrar ediyorum. Yanındaki bir başka görevliye sorduktan sonra, “Dışişleri Bakanlığıyla görüşsünler” yanıtını veriyor.

BİZDE YOK

Adres beyanına rağmen kaydı bulunamayan ve yazılı itiraz eden Ahmet Çetin’e YSK’nın yazılı cevabı var. Resmi yazıdaki cümle düşüklükleri ve imla hataları bir yana, ben bile cümlelerin anlamını sökebilmek için büyük güçlük çekiyorum. YSK sonunda şu cevabı veriyor: “Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’nın Örnek: 140/II genelgesinin 4. maddesi gereği, tarafınıza ait Adres Beyan Formunun usulüne uygun düzenlenerek Başkanlığımıza ilan süresi içerisinde herhangi bir temsilcilik tarafından gönderilmediği anlaşılmıştır. Bilgilerinize...”
Özeti: Siz beyanda bulunmuşsunuz, ama temsilcilik bize göndermiş. Bizim yapabileceğimiz bir şey yok.
Başkonsolosluk ne diyor? Ulaşamıyoruz.
Bu durumda kim suçlu? Vatandaş mı, Başkonsolosluk mu, YSK mı?

BU EZİYET NİYE

Tam bu telefon trafiği arasında Berlin’den emekli Mehmet Muk aradı. Sözcükleri hızla peş peşe sıralıyor. Belli, çok öfkeli. “Sizin de mi yurtdışı seçmen kütüğüne kaydınız bulunamadı?” diye soruyorum. “Hayır” diyor, “Oy kullanmak için randevu alın diye yazıyorsunuz. Ben 67 yaşındayım. Hayatımda hiç bilgisayar kullanmadım. İnternet minternet bilmem. Benim annem 84 yaşında. Hadi bırak beni. Annem nasıl girsin internete! Yüksek Seçim Kurulu seçmene nasıl böyle bir eziyet yapar? Biz çok az bir oy farkla Schröder’i başbakan yaptık. Yurtdışındaki oylar Türkiye’dekinin yüzde 5’ine tekabül ediyormuş. Çok önemli bir oran. Telefonla randevu alamaz mıyız?”

GÜLERKEN AĞLIYOR

“Türk sivil toplum kuruluşları randevu alma hizmeti veriyor, birine gidip randevu alın” diyorum. Ama Mehmet Muk bırakmıyor. “Ben Hürriyet okuruyum. Size geleyim siz yapın” diye ısrar ediyor. Çok istekli. Kıramıyorum. Mehmet Muk’a randevu almak için sisteme girdiğimde, yine aynı pencere çıkıyor karşıma. “Yurt Dışı Seçmen Kütüğü’ne Kaydınız Bulunamadı.”
Mehmet Muk şaşkın şaşkın, “Ne olacak şimdi, ben oy kullanacak mıyım?” diye soruyor. Emin olmak için YSK çağrı merkezini arayıp onlara sorgulatıyorum. Aynı cevap. Kaydı yok. Mehmet Muk, kahkahayla gülüyor, ama gözleri nemleniyor. “Kusura bakmayın gülüyorum. Biz böyle hep güleriz ağlanacak halimize. Yıllarca bunun için mi mücadele verdik, sandık gelsin buraya” diye konuşarak, gidiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!