Saklıkent Kanyonu’yla ilgili uyarmıştım, işte ilgisizlik iki cana mâl oldu

Geçen yılın eylül ayında ilgilileri uyarmıştım ama Saklıkent Kanyonu’nda hiçbir değişiklik olmamış ve iki vatandaşımız, ani bastıran sel nedeniyle hayatlarını kaybetmiş.

Haberin Devamı

Geçen yıl 25 Eylül’de, bir okurumun yakınması nedeniyle Sağlık Bakanlığı’na bir çağrıda bulunmuştum. Sanki şu günlerde Saklıkent Kanyonu’nda olanları önceden görmüş gibi yazmıştım.
“Saklıkent Kanyonu bir doğa harikası ama aynı zamanda ölüm tuzağı” başlığıyla yayınlanan bir yazıydı bu.
Hemen her yaz yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği bu olağanüstü bölgede eşinin başına gelen kazadan sonra yaşadığı zor anları anlatan bir okur yazısını yayınlamıştım.
Saklıkent Kanyonu günde yüzlerce turist çekiyor. Burası Fethiye Turizm Altyapı Birliği adı altında bir işletme tarafından yönetiliyor. Ama burada sağlık ekibi, hemşire ya da düzgün bir sağlık araç gereci, ambulans aramayın. Beldede sadece hiçbir işe yaramayan gecekondudan bozma bir sağlık ocağı var. Ama dediğim gibi, doğru düzgün bir sağlık hizmeti verilmiyor.
Bu durumda, buraya 1.5 saat uzaklıkta bulunan yeni bir özel hastaneye, Lokman Hekim Esnaf Hastanesi’ne yönleniyorsunuz.
Ancak kaza geçiren kişiye bu kadar zaman içinde hiçbir şekilde müdahale edilememesi gerçekten büyük risk.
İlgilileri uyarmıştım ama gördüğüm kadarıyla kanyonda hiçbir değişiklik olmamış ve iki vatandaşımız, ani bastıran sel nedeniyle hayatlarını kaybetmiş.
Bu kanyonun ciddi kazalara yol açabilecek konumu zaten açıkça ortada. Ama yetkililer (Sağlık Bakanlığı, Kaymakamlık, Belediye Başkanlığı) bu yıl da turizm mevsiminde hiçbir önlem almamışlar görüldüğü gibi. Şaşırmamak elde değil.
Anlaşılan Muğla ve çevresindeki turistik beldelerin sağlık açısından durumu Allah’a kalmış...

Haberin Devamı

Sağlık Bakanlığı, biz yazlıkçıların hayatını korumak zorunda değil mi?

Sık sık dile getiriyorum; yıllardır yaz aylarını geçirdiğim Datça’da tam donanımlı bir hastane yok. Buradaki doktorların ve sağlık personelinin tüm fedakarlıklarına ve çabalarına rağmen, yazlık bir beldede her an oluşabilecek ciddi sorunları karşılayabilecek bir hastaneye sahip değiliz.
Datça, bir ‘emekli cenneti’. 60 yaş üstü yazlıkçıları arasında kalp krizi geçirenler olabilir, hamileler ani bir sorunlu doğum olayı yaşayabilir, her an bir kırık çıkık durumu ortaya çıkabilir. Bunlara müdahale edebilecek ciddi bir donanım bulunmadığından, hemen hepimiz Datça’da gerginiz ve endişeyle yaşıyoruz.
Yalnızca bizim oturduğumuz 66 haneli sitede her yıl kalp krizi olayları yaşanıyor. Ve her yıl mutlaka yaşlı bir tanıdığımızı kaybediyoruz.
Ambulansla ulaşılabilecek en yakın donanımlı hastane Marmaris’te ve hastaların 1.5 saatlik yola dayanmaları mümkün olmuyor.
Datça’da inşaatı süren ama bir türlü bitirilemeyen hastane, oldukça yüksek tepelerden birinde. Yetkililerden ilgi bekliyor.
Bizler de yıllardır, yaz aylarında nüfusu bir anda dört kat artan çok sevdiğimiz sahil beldemize yeni bir hastane umuduyla geliyor ama her yıl hayal kırıklığı yaşıyoruz.
Bakalım hastanenin bitirildiğini görmeye ömrümüz vefa edecek mi...

Yazarın Tüm Yazıları