Serde delikanlılık var

Güncelleme Tarihi:

Serde delikanlılık var
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2014 01:28

Bugüne kadar sadece birkaç dizide küçük roller üstlenen Yiğit Kirazcı, sonunda aradığı çıkış fırsatını yakaladı. Genç oyuncu, şimdi “Güllerin Savaşı”nın Mert’i olarak karşımızda...

Haberin Devamı

Bu sektöre yeni adım attınız sayılır. Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
- Üniversitede reklamcılık okuyordum ama ikinci sınıfta bu mesleğin bana uygun olmadığına karar verdim ve reklamcılığı bıraktım. Oyunculuk bana daha uygun geldi. Hayalperest bir insan olduğum için belki de... Baktım geçinebilecek kadar para da kazanıyorum, neden olmasın dedim.
Oyunculuğa başlarken fiziğinize mi güvendiniz?
- Aslında okul yıllarında paraya ihtiyacım olduğu için bir süre modellik yapmıştım ama oyunculuk için sadece iyi görünmenin yeterli olmadığını biliyorum.
Düzgün fizik avantaj da mı sağlamıyor?
- Tipinin güzel olması bu iş için hem avantaj hem de dezavantaj. Çünkü birçok insan görünüşüne güvenerek içini doldurmuyor, kendini geliştirmiyor. Nasıl olsa yakışıklıyım, güzelim, tipim gitmek istediğim yere beni götürür diye düşünüyor.

Serde delikanlılık var


AŞKIM UĞRUNA KALKIP ARJANTİN’E GİTTİM

Dönelim oyuncu olma kararınıza... Karar verdiniz ama ilk adımınız ne oldu, nasıl bir yol izlediniz?
- İki sene ustam Ümit Çırak’tan dersler aldım, ona asistanlık yaptım, bu arada modelliğe de devam ettim. Ama o dönemde Arjantinli bir kıza aşık oldum ve onun peşinden Arjantin’e gittim, İspanyolca öğrendim. Altı ay orada yaşadım. Düşüncem modellik yaparak kazandığım parayla dünyayı gezmekti. Ancak attan düşüp elimi kırınca, ailemi de çok özlediğimi anlayınca Türkiye’ye döndüm. Tabii dönünce Ümit Hoca ile de görüştüm. Bir dizinin benimle görüşmek istediğini söyledi.
Hangi diziydi bu?
- “Mavi Kelebekler”... Görüşme iyi geçti ve sonunda oyunculuğa başladım.
Bu arada kız arkadaşınıza ne oldu?
- O da benimle geldi, altı ay Türkiye’de yaşadık. Ama sonra bir gün “Otobüse şortumla binebileceğim bir ülkede yaşamak istiyorum” dedi ve ülkesine döndü.
Gitmesine izin mi verdiniz?
- Ne yapabilirdim ki? Orası çok modern, medeni ve rahat bir ülke... Size şöyle bir şey anlatayım... Arjantin’de kız arkadaşımla buluşacağım. Kız arkadaşım yolun karşı tarafından geliyor. O sırada bir tamirhanenin önünden geçti, kapıda duran çocuk da kız arkadaşıma baktı. Ama kız arkadaşım yanıma gelip sarılınca onun erkek arkadaşı olduğumu anladı ve elini kaldırıp benden özür diledi. Bu hareket çok hoşuma gitti. Dolayısıyla kız arkadaşıma hak veriyorum. Çok güzel bir 1,5 sene geçirdik, hâlâ mail’leşiyoruz, konuşuyoruz. Aşk gitti ama arkadaşlığımız devam ediyor.
O boşluğu başkası doldurdu mu?
- Önce doldurmuştu, sonra o da gitti... Karışık mevzular yani. Şu an hayatımda kimse yok.
Serde delikanlılık var


MERT’İN ASIL SORUNU BABASI
“Güllerin Savaşı” ekibiyle yollarınız nasıl kesişti?
- Fatih Aksoy beni “Vicdan” dizisinde oynarken seyretmiş. O iş bittikten sonra “Güllerin Savaşı” dizisine dahil olmamı istedi. Ben de kabul ettim.
Dizide bıçkın bir delikanlıyı canlandırıyorsunuz, ilerleyen bölümlerde bizi şaşırtacak mısınız?
- Serde delikanlılık fena halde var. Mert çok değişik bir karakter, hiç kolay bir hayatı yok. Gülru ile dört yıldır devam eden bir ilişkileri var, tabanları aynı olmasına rağmen Gülru’nun kaldığı evin sahiplerinin onu burslu okutması Mert’in delikanlılığına uymuyor.
Biraz maço galiba...
- E biraz öyle diyebiliriz. Mert istiyor ki Gülru hep dizinin dibinde olsun, fazla açık giyinmesin, okul arkadaşı zırt pırt mesaj atmasın. Bu yüzden Mert için kompleksli, tamamen yüreğiyle yaşayan bir çocuk diyebiliriz. Analitik düşüncelere girmeyen bir adam. Çekimlere başlamadan önce sokaklarda çok dolaştım, insanları çok gözlemledim. Bir de davranışın altındaki motivasyon üzerine epey okuyorum, psikanalize acayip meraklıyım. Bu, oyunculukta çok işime yarıyor.
Mert’in babasıyla arası pek iyi değil sanırım...
- Sorun babasından kaynaklanıyor. Çünkü sürekli içki içiyor ve Mert’i dövüyor. Bu yüzden Mert hem babasından utanıyor hem de kendinden... Öte yandan tüm planları Gülru üzerine...
Aşkta ve savaşta her şey mübah mı sizce?
- Evet mübah dersem tutkular devreye girecek, hayır değil desem bu sefer etik değerler devreye girecek. Bu yüzden duruma ve şartlara bağlı diyelim.

Haberin Devamı


DEKOR DA KURDUM BULAŞIK DA YIKADIM
Nasıl bir ailede büyüdünüz?
- Tek çocuğum, annem ve babam eski reklamcı.
Reklamcılığı biraz aile baskısıyla tercih ettiniz öyleyse...
- Tabii tabii. “Tanıdıklar var oğlum, okuldan sonra seni hemen işe sokarız” lafını çok duydum. Hele okulu bıraktığımı öğrenence çok kızdılar. Ama inat ettim, aç kalsam da reklamcılık yapmayacağıma onları inandırdım. Kaldı ki tiyatroda Ümit Hoca’yla çalıştığım zamanlarda dekor da kurdum, bulaşık da yıkadım, oyun da oynadım. Hiçbirini yapmaktan da gocunmadım. İmecenin ne kadar zevkli bir şey olduğunu tiyatroda öğrendim.

Serde delikanlılık var

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!