Yetti bee!!!

SOĞUK Savaş döneminde casuslar adeta cirit atardı...
Eski Doğu Blok ülkeleri bilinen ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB), Doğu Almanya, Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Bulgaristan, Arnavutluk ve Romanya Batı’daki gelişmelerden haberdar olmak, hatta yönlendirmek için kendi Gizli Haberalma Teşkilatlarını devreye sokarlardı.
Tabii başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere Batılı ülkeler de Doğu Blok ülkelerinde casusları kanalıyla bilgi toplarlardı.
İki taraf da bunu bilirdi...
Almanya 1970’li yıllarda casusluk skandalıyla çalkalandı...
Almanya’nın eski başbakanlarından anıt adam olarak nitelenen Sosyal Demokrat Partili (SPD) Willy Brandt, casus kurbanı oldu...
Özel danışmanlarından Günter Guillaume’un eski Doğu Almanya olarak bilinen Demokratik Almanya Cumhuriyeti (DDR) Gizli Haberalma Teşkilatı (Stasi) adına yıllarca casusluk yaptığı ortaya çıkınca, 1969 yılından beri başbakanlık koltuğunda oturan Willy Brandt, 7 Mayıs 1974 tarihinde istifa etmek zorunda kaldı.
Doğu ile Batı arasında temelini attığı barış köprüsü için Nobel Barış Ödülü alan Willy Brandt, casusluğun en tepedeki kurbanı oldu...

* * *

1990’lı yılların başından itibaren Soğuk Savaş dönemi sona erdikten sonra da casusluk hep devam etti.
Yalnız düşman ülkelerde değil, dost ülkelerde de...
Özellikle de sanayi dalında...
Tabii başka alanlarda da...
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in cep telefonunun bile Amerikan Haberalma Ajansı (CIA) tarafından gizlice dinlendiği geçen yıl ortaya çıkınca, başlangıçta büyük bir gürültü patırtı koptu.
Ancak Almanya bunu pek de büyütmek istemedi...
ABD lideri Barack Obama, Merkel’i telefonla arayıp yapılanan yanlış olduğunu söyledi ve bundan böyle o yöntemlere başvurulmayacağı sözü verdi.
Ama son dönemlerde Almanya ile ABD arasında yeniden casusluk krizi yaşanmaya başladı.
Almanya’nın yurtdışı istihbaratından sorumlu Federal Haberalma Servisi’nin (BND)
bir elemanının CIA adına casusluk yaptığı ortaya çıktı.
Hatta CIA’nin Federal Savunma Bakanlığı ile başka bir bakanlıkta görevli yüksek düzeyde iki Alman memuru casus olarak beslediği belirlendi.
İşte bu son gelişme Almanları çıldırttı.
Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, “Yetti bee!!!” derken, Başbakan Angela Merkel de bu tutumun dost ülkeler arasındaki dostluk ilişkileriyle bağdaşmadığını hatırlattı.
Almanya bu gelişmeye seyirci kalamazdı...
Nitekim de öyle oldu...

* * *

Almanya, ABD’nin Berlin Büyükelçiliğindeki Gizli Haberalma Servisi şefinin ülkeyi terk etmesi ricasında bulundu.
Yani bir yerde defolsun gitsin dedi...
Kabak daha Berlin’de göreve başlayalı bir yıl bile olmayan CIA elemanının başında patladı.
Uçağa binip ABD’ye geri döndü...
Ama Almanya’da tartışmalar bitmedi...
Başbakan Angela Merkel, geçen hafta cuma günü parlamento yaz tatili öncesi yaptığı son basın toplantısında, iki ülke arasında ciddi bir güven sarsıntısı yaşandığının altını çizdi.
Ancak güvenlik alanında ABD ile işbirliği yapmalarının kaçınılmaz olduğunu söylemeyi de ihmal etmedi.
Her ne kadar zaman zaman sıkıntılar yaşansa da, Avrupa’nın lokomotifi konumundaki Almanya ile ABD arasındaki güvenin yeniden rayına oturtulması şarttır.
Çünkü, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmasında ABD etkin bir rol oynamıştır.
Çünkü, ABD Soğuk Savaş döneminde Almanya’nın yanında yer almıştır.
Çünkü, Fransa ve İngiltere başlangıçta hiç de sıcak bakmazken, ABD iki Almanya’nın birleşmesine tam destek vermiştir.
Bunu Almanlar unutmamalıdır...
Tabii bu ABD’li casusların Almanya’da istedikleri gibi cirit atıp, at oynatacakları anlamına da gelmemelidir...