Kemiklerin sessiz düşmanı ‘osteoporoz’

Sevgili okurlar bu hafta konumuz kemik erimesi veya kemik zayıflığı olarak da bilinen osteoporoz.

Haberin Devamı

Genellikle yaşlılıkla birlikte ve özellikle kadınlarda menopoz sonrası sıkça görülen bu hastalığı hafta boyunca sizlerden gelen sorular doğrultusunda Ankara TOBB ETÜ Hastanesi doktorlarından Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı Dr. Ferda Aydoğdu ile konuştuk:

- Öncelikle Osteoporoz nedir?
- Osteoporoz, kemik yoğunluğu ve sağlamlığının azalması ile kemiklerin kolay kırılabildiği bir hastalıktır. En sık menopoz sonrası kadınlarda ve ileri yaşlardaki kadın ve erkeklerde görülür. Genellikle yavaş seyirlidir, yıllar içinde gelişir. Ev içinde basit bir düşme ile kalça kırığı olabilir, ciddi tıbbi sorunlara yol açabilir. Tedavi için birçok seçenek olsa da korunma daha önemlidir.

- Osteoporoz nasıl teşhis edilmektedir?
- Kemik mineral yoğunluğunun ölçülmesi ile saptanır, birçok yöntem vardır. Dünya Sağlık Örgütü-WHO, menopoz sonrası kadınlar için “Dual-energy X-ray absorptiometry-DEXA” yöntemini standart kabul etmektedir. Ayırıcı tanı için kan ve idrar tetkikleri kullanılır. Kemik zayıflığı yapabilen birçok hastalık vardır. Osteoporoz kırık olana kadar belirti vermeyebilir, başka bir amaçla çekilmiş bir röntgen filminde tesadüfen saptanabilir.
Kemik yoğunluğunu ölçen testlerin hangi hastalara veya sağlıklı kişilere uygulanması gerektiği konusunda araştırma ve tartışmalar sürmektedir. Menopoz sonrası kadınlarda risk faktörü var ise, 65 yaş sonrası tüm kadınlara, 70 yaş sonrası erkeklere önerilmektedir.

Haberin Devamı

SİGARA VE ALKOLDEN UZAK DURUN

- Kemik zayıflığında kişinin risk faktörleri var mıdır?
- Erişkin yaşta basit düşme ile kırık öyküsü, ailesinde basit düşme ile kalça kırığı öyküsü, bazı ilaçların (kortizon, epilepsi/sara ilaçları, heparin vd) uzun süreli kullanımı, zayıf kişiler (50 kg altı gibi), diyabet-şeker hastalığı, tiroid sorunları, kadınlık (östrojen) ve erkeklik (testesteron) hormonlarında yetersizlik, 40 yaş öncesi erken menopoz, diğer hormonal sorunlar, Romatoid Artrit gibi ağır seyredebilen romatizmal hastalıklar, normal beslenmeyi etkileyebilen bağırsak ve böbrek sorunları vs.

Haberin Devamı

- Peki kemik sağlığımızı korumak için önerileriniz var mı?
- Elbette; gençlik yıllarında sağlıklı yaşam önerilerine uymak, hareketi arttırmak, kalsiyum ve vitamin D’den zengin yiyecekleri tercih etmek (yeşil yapraklı sebzeler, et, süt ve süt ürünleri, balık, tahıllar vb), sigaradan kaçınma, alkol tüketimini sınırlı tutmak önemlidir.
Kalsiyum ve D vitamini için ilaç desteği, dozu, yiyeceklere eklenmesi konularında farklı görüşler bulunmaktadır. Aşırı alkol (günde 3 birimi aşan) tüketimi beslenme bozukluğu yapabilir ve kaza/düşme riskini arttırabilir. Çay ve kahve ile alınan kafeinin ve tuzun etkisi ile ilgili sonuçlar kesinleşmemiştir.
Gençlik yıllarında yapılan egzersizler sağlıklı kemik kazanımı sağlar. Menopoz öncesi kadınlarda kazanılmış kemik kütlesi menopoz sonrası kırık riskini azaltır. Menopoz sonrası ve ileri yaşlarda haftada 3–5 gün en az 30 dk tempolu yürüyüş, dik durmamızı destekleyen egzersizler, esneklik, kas gücü ve dengeyi destekleyen kişinin tercih ettiği her türlü egzersiz programı (yoga, pilates, dans vb) önerilir.

Haberin Devamı

- Kemik kırığından korunmak için hangi önlemler alınabilir, hastalar buna nasıl dikkat etmelidir?
- İleri yaşlarda düşmekten korunmaya özel önem verilmelidir. Örneğin; ev içi kazalardan korunmak: halı kenarlarına, eşiklere takılmayı engellemek, kaymayı azaltan özel malzemeler kullanmak (halı altı destekler, yer döşemesi vd), yürüme alanlarında elektrik kablosu bulundurmamak, yeterli aydınlatma, gece lambaları, kaygan-ıslak yüzeylerden kaçınma, ortopedik, kaymayan, ayağı güzel kavrayan ayakkabı ve terlikleri tercih etmek, göz-gözlük kontrollerini ihmal etmemek, kullandığınız ilaçların yan etkilerini bilmek, sersemlik yapan ilaçları hekimle konuşmak.

Haberin Devamı

AMAÇ KEMİK KAYBININ YAVAŞLATILMASI

- Osteoporoz’un tedavi şekli nedir?
- Kemik kaybını azaltan, kemik yapını kısmen arttıran ilaçlar bulunmaktadır, beraberinde kemik sağlığını koruyan ilaç dışı önlemlere uyulmalıdır. Tedavi planlanırken kişiye ait tüm tıbbi bilgiler, alışkanlıklar, aile öyküsü dikkate alınır. Tedavi etkinliği için 1, 2 veya 5 yılda bir kemik yoğunluğu ölçülerek kontroller planlanır. Tedavi etkinliği veya yeniden ayırıcı tanı yapmak için kemik taraması, kan ve idrar tetkikleri tekrarlanabilir. Kırık geliştiğinde kırığın özelliğine göre tedavi uygulanır, cerrahi gerekebilir.

- Osteoropozda ilaç tedavisi mümkün müdür?
- Evet, çok sayıda ilaç seçeneği bulunmaktadır. Tedavide amaç kemik kaybının yavaşlatılması, kırık riskinin azaltılmasıdır. Östrojen/kadınlık hormonu ilaç olarak artık nadir kullanılmaktadır. Osteoporoz için ilaçlar alınırken yeterli kalsiyum ve D vitamini desteği gerekir.

Haberin Devamı

- Son olarak okuyucularımıza iletmek istedikleriniz var mı?
Ben özellikle okuyuculara tedaviden çekinmemeleri açısından yanlış bilinen doğruları aktarmak isterim.
- Fizik Tedavi uygulamaları kemiği zayıflatmaz
- Fizik Tedavi alışkanlık yapmaz
- Fizik Tedavi her mevsim uygulanır, soğuktan makul korunma yeterlidir
- Fizik Tedavi hastalıklara göre farklı uygulanır
- İlaç, cerrahi, fizik tedavi gibi her türlü tedaviye rağmen hastalıklar tam ve kalıcı iyileşmeyebilir. Şikayetleriniz tekrarladığında hekiminiz ile görüşmelisiniz.
- Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümlerinde cerrahi dışında her türlü tanı ve tedavi seçenekleri uygulanır. Her hasta fizik tedavi programına alınmayabilir.
- İlaç kullanması sakıncalı hastalarda en önemli seçenek fizik tedavi ve rehabilitasyon olabilir.

ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA

Sevgili okurlar önümüzdeki hafta konumuz karaciğer tümörleri ve bu tümörlerin tedavisinde kullanılan yeni yöntemlerden biri olan radyofrekans kaynaklı termo terapi. Çoğunlukla hepatit eşliğinde ve sonrasında gelişen karaciğer tümörlerinden en yaygın olanı hepatoselüler karsinomdur. Bu tümörün kalın bağırsağa metastazı sıkça görülmektedir. Tedavisi önem taşıyan bu tümörlerle ilgili bilinen her şeyi önümüzdeki hafta Kudret International Hospital hastanesi doktorlarından Doç. Dr. Burak Kavlakoğlu ile konuşacağız. Bu konu ile ilgili sormak istediklerinizi hafta boyunca bana skalyoncu@hotmail.com adresinden ulaştırabilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları