Gül ne yapar?

CUMHURBAŞKANI Gül, siyasete dönmenin hazırlığını yapıyor.

Haberin Devamı

Gül, geçen nisan başında Kuveyt’e yaptığı gezide, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık konularını Erdoğan’la oturup konuşarak bir karar vereceklerini söylemişti. Takvim de vermişti:
“Birbirimize sürpriz yapmayız. Oturup konuşuruz. Ne zaman derseniz, nisan sonunda veya mayıs başında.”
Fakat iki buçuk ay geçti, hâlâ bu konuyu oturup konuşmadılar!
Gül’ün açıklamasına göre, başbakan “istişarelere devam etmek” istemiş, o yüzden konuşmamışlardı.

PARTİDE YENİ YAPI

Geçen iki buçuk ay içinde, evvela Gül’ün ismini tartışmalı hale getiren haberler çıktı. Erdoğan’dan sonra Gül şart değildi, başka biri de olabilirdi. Erdoğan bu arada Gül’ü işaret eden tek imada bile bulunmadı. Aksine, “partide nice kahramanların olduğunu” söyledi.
Erdoğan, kendisinden sonrası için “üç dönem” sınırlamasında da ısrarlı olduğunu açıkladı. Böyle olursa, ağırlıklı bakanlar, parti kurucularının çoğu ve baştan itibaren partiyi omuzlamış milletvekillerin görevi sona erecek.
Bu arada AK Parti’nin 40’tan fazla il teşkilatı feshedildi, Kayseri il teşkilatı da feshedilenler arasında! Yeni isimler görevlendirildi.
Başbakan, Çankaya için adaylığını açıkladığı 1 Temmuz konuşmasında nasıl bir parti istediğini “gayemiz genç, dinamik bir yapıyla geleceğe yürümek” sözleriyle ifade etti. Erdoğan tarafından siyasete sokulmuş, kendisine mutlak sadakatle bağlı genç bir yapı... Böyle bir yapıda Gül’ün yer almak istemeyeceği açık. Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Ali Babacan, Hayati Yazıcı gibi ağırlıklı isimler de “üç dönemlik” olacaklar.
Arınç durup dururken “Gençlere bırakmayız” diye konuşmadı.

GÜL NE YAPIYOR?

Evvela; bakanlardan, milletvekillerinden, il başkanlarından birçok isim Gül’e giderek, “Gelin başımıza geçin” diyorlar. Bu, son zamanlarda daha da arttı. Gül de bu eğilimi gördükçe, siyasete döneceğinin sinyallerini daha kuvvetli vermeye başladı.
TOBB iftarı da dikkat çekicidir. İftardan sonra Cumhurbaşkanı Gül, belli süreleri dolduran TOBB üyelerine “şeref plaketleri”ni verdi. Anadolu’da 365 oda ve borsadan gelen bine yakın TOBB üyesi, Gül’ü dakikalarca ayakta alkışladı. Gül “Hizmete devam edeceğim” dediğinde alkış tufanı koptu.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Gül’e “En büyük teşekkürüm zatıalinize” diye seslendi, Gül’ün “özel girişimciliğe verdiği” ve “devlette milleti öne alan hizmet anlayışı” için.
Bakanlardan, vekillerden, parti tabanında, TOBB delegeleri gibi toplumsal unsurlardan gelen bu talep, Gül’ü daha bir aktive ediyor elbette; kurucu olduğu partiye dönmek için.

İKİ SİYASET TARZI

Bu mesele Gül’le Erdoğan arasında şahsi bir olay değil. İki ayrı siyasi tarz, iki ayrı yönetim anlayışıdır söz konusu olan.
Gül’ün sık sık “Benim cumhurbaşkanı seçilmeme karşı çıkanlara da kapımı açık tuttum” diye konuşması siyasi bir mesajdır. TOBB üyelerinin bu sözü dakikalarca ayakta alkışlaması da toplumsal bir veridir. Siyasi kavgadan, aşırı kutuplaşmadan yorulanlar; artık sakin, kucaklayıcı bir tavır özlüyorlar.
Ekonomide “orta gelir tuzağı”nın eşiğinde durduğumuzu, siyasi kavga yerine yeniden reform heyecanı başlatmak gerektiğini görenler de böyle düşünüyor.
Onun için, AK Parti’nin bundan sonra nereye gideceği hususu, cumhurbaşkanlığı seçimleri kadar, hatta belki daha önemli; “Göğsünü siper ederek gidecek genç kahramanlar”ın siyaseti mi?... “Karşıtlarına da kapısı açık’’ sakin ve yeniden AB standartlarını hedef alan bir siyaset mi?
Bakalım ne olacak?

Yazarın Tüm Yazıları