Erdoğan’ın toplantısına gidenler aynı şirketin sanatçıları

Hükümet yanlısı medya, günlerdir Başbakan Erdoğan’ın vizyon toplantısına giden sanatçıları savunuyor...

Haberin Devamı

İsteyen istediği toplantıya gider, istediği adayı destekler ama bunlar güce tapıyor dedik...
İhsanoğlu ya da Demirtaş çağırsa giderler mi acaba dedik...
Genelde de konuyla ilgili yazılar bu minvalde çıktı...
Ama bakıyorum da günlerdir “Sanatçılar linç ediliyor” muhabbeti sürüp gidiyor...
Twitter’da yazılan iki sersemce tweet’e ne bakıyorsunuz?
Orada her konuda birilerini linç edecek klavye şövalyeleri çıkıyor.
Bu yüzden kimsenin linç edildiği falan yok.
Merak etmeyin, bizim bu tarafta “gezici” denilerek oluşturulan “black list” benzeri listeler yapılmaz...
Bir linç arıyorsanız, Gezi sonrası sanatçılara yapılanlara bakacaksınız.
Kaldı ki asıl sorgulamanız gereken, Başbakan Erdoğan’ın davetine neden bu kadar az sanatçının katıldığı olmalı.
Dikkatinizi çekerim, toplantıya gidenlerin çoğunluğu, iki müzik şirketinin sanatçıları...
Biri Poll Production, Polat Yağcı...
Diğeri Avrupa Müzik, Cengiz Erdem...
Bu iki müzik şirketi de yıllardır hep hükümete, Erdoğan’a yakın duran şirketler...
Durabilirler, bunda da hiçbir sıkıntı yok.
Ama bu iki müzik şirketi dışında kalanların sanatçıları neden gitmedi toplantıya?
Oysa Erdoğan’ın dört yıl önce açılım sürecini anlattığı ve sanatçıları davet ettiği kahvaltıya Seda Sayan’dan Teoman’a, Bülent Ortaçgil’den Yavuz Bingöl’e, Mercan Dede’den İbrahim Tatlıses’e pek çok sanatçı katılmıştı...
Şimdi vizyon toplantısında sesi en çok çıkan isimlere bakıyorum; Ece Erken, Zerrin Özer...
Bu iki müzik şirketi destek vermese, merak ediyorum Erdoğan’ın vizyon toplantısına sanatçı katılımı nasıl olurdu acaba...

Haberin Devamı

Her isteyen hayvanat bahçesi açabilir mi?

Yalıkavak Palmalife’ta çocuklara yönelik su parkının olduğu bölümü bu yıl geliştirmişler, içine de çocuklar gezsin, görsün diye 10-12 kafeslik küçük bir hayvanat bahçesi yapmışlar.
Parmak maymun, merkit, papağan, iki küçük domuzcuk falan var kafeslerde...
Hayvanat bahçesinden çok “hayvanat bahçeciği” durumunda bir yer.
Hadi küçük hayvanlar için neyse de, büyük hayvanlar için koşulların iyi olduğunu söylemek zor...
İki rakun var aynı kafeste, hayvanlar hareketsizlikten obez olmuşlar.
O kadar şişmanlar ki, yürüyemiyorlar bile...
Hele bir doğan var, ufacık kafesin içinde oradan oraya uçmaya çalışırken kanatlarıyla duvara çarpıp yere düşüyor.
Gökyüzünde özgürce uçmaya alışmış doğana kafesi daracık geliyor...
Her isteyen hayvanat bahçesi açabilir mi?
Kocaman bir hayvanı küçücük kafese hapsedebilir mi?
Palmalife’taki bu küçük hayvanat bahçesi çok iyi niyetli düşünülmüş bir yer.
Hayvanların da temiz ve iyi bakıldığı belli...
Ancak doğan, rakun gibi hayvanlara dar gelen bir yer burası.
En azından bu hayvanları doğal ortamına bırakıp küçük hayvanları sergilemeliler burada Palmalife’çılar...

Haberin Devamı

Tebrikler İlyas Salman

İlyas Salman’ın gazetelere haber olması için ya alkollü görüntülenmesi, ya skandal sözler söylemesi ya da arabasıyla kaza falan yapması gerekiyor...
Hadi itiraf edelim, pek çok canlı yayın programcısı için saatli bombadır İlyas Salman...
Ne zaman ne yapacağı, neyi ne kadar sertlikle söyleyeceği belli değildir.
Bu yüzden hep uzak durulur, görmezden gelinir...
Ama bunların dışında da haber olmayı hak etmiyor mu usta oyuncu?
Bakın bizim sinemacılarımızın, televizyoncularımızın yok saydığı İlyas Salman’a Gürcü yönetmen Giorgi Ovaşvili, “Mısır Adası” adlı filmde rol verdi...
Önceki gün de bu film, Avrupa’nın en eski film festivallerinden Çek Cumhuriyeti’ndeki Karlovy Vary Uluslararası Film Festivali’nde büyük ödülü kazandı...
İnanın uluslararası basın, Türk basınından daha fazla yer verdi filme ve İlyas Salman’a.
Bizde haberi bile yok...
Sadece fragmanını izlediğim filmi çok merak ediyorum, inşallah izleme fırsatımız olur.
Gürcistan-Abhazya sınırındaki nehirde yaşayan yaşlı bir adamı oynuyor İlyas Salman filmde.
Doğa sevgisi üzerine etkileyici bir film olduğu söyleniyor yapımın...
İlyas Salman iki yıl önce de Reis Çelik’in yönettiği “Lal Gece” filminde rol almış ve bu film de pek çok festivalden ödülle dönmüştü.
“Çiçek Abbas”, “Çirkinler de Sever”, “Banker Bilo”, “Fakir Milyoner” gibi 80’li yılların kült filmlerinin üzerine “Fikrimin İnce Gülü” gibi bir şaheser kondurmuştu 92’de İlyas Salman.
Özellikle son iki-üç yıldır ikinci baharını yaşamaya başladı, hâlâ gören yok...

Yazarın Tüm Yazıları