Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz

TARAFSIZLIK SİYASETİ

“Kendi vicdanınıza sorunuz; Ali İsmail Korkmaz’ın davası neden Eskişehir’de değil de Kayseri’de görülüyor? Adaleti savunan yürekli bir savcı çıkmasaydı belki faillerin hiçbiri bulunamayacaktı. Elimizi yeter ki vicdanımıza koyup sandığa gidelim. Anneler babalar evlatlarını düşünsünler diye bu örneği verdim. Sokak ortasında sopalarla öldürülen gencecik bir üniversite öğrencisini düşünerek sandığa gitsin diye bu örneği verdim. ‘Efendim siyasi kimliği yok, bu siyaseti reddetmek.’ Hayır efendim, cumhurbaşkanının da siyaseti var, onun siyaseti tarafsızlık üzerine inşa edilmiş. O makamın siyaseti bunu gerektirir. Yoksa siyasetten tümüyle yok olması değil.

EKMELEDDİN BEY HUZUR VERİYOR

Erdoğan’ı dinlediği zaman rahatsız oluyor insan. Her zaman kavga. Ekmeleddin Bey’i dinleyince içinize huzur doluyor. Huzurlu bir insan, kendi iç dünyasında barışık bir insan, kendi iç dünyasında kavga etmeyen bir insan, kendini topluma adayan bir insan. Bizim de aradığımız bu. Düşünün yabancı devlet adamları Erdoğan ile aynı fotoğrafın içinde olmak istemiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilktir bu. Önce temizleneceksin, aklanacaksın, bu ülkenin vatandaşıyla helalleşeceksin, götürdüğün malların hesabını vereceksin. ‘Daha yukarıya çıkacağım, orada sorumluluk yok, malı daha rahat götüreceğim’ diyor. Diyorlar ki ‘Ne olursa olsun oyumu vereceğim.’ Sen evini hırsıza teslim eder misin? ‘Ederim’ diyorsan oyunu ver. Bu sıradan bir seçim değil, nasıl bir Türkiye istediğimizin seçimi.

MASADA AHKÂM KESME

Bazı tuzu kurular var, ‘Ne yapalım, sandığa gidelim mi, gitmeyelim mi?’ O zaman hiç şikâyet etmeyeceksin, oturacaksın oturduğun yerde. Tatilcilere de seslenmek istiyorum: Tatile gidiyorsunuz eyvallah, tatil hakkınız mı, elbette hakkınız. Ama masalarda oturup ‘Ben oy kullanmayacağım’ diye ahkâm kesmek demokrasiye inanmamaktadır. Bir gün gelir, sıra size de gelir. Bir gün gelir, sizin tatil yapmanız da engellenir. İş dünyası neden korkuyor; TMSF var, TMSF silah olarak kullanılıyor. Bir işadamı mı çıktı, bütün mal varlığına ertesi gün el koyuyorsunuz, yargı kararlarını uygulamıyorsunuz. O nedenle sesleri çıkmıyor, onları anlıyorum. Ama tatilcileri anlamakta zorlanıyorum.

BURASI FRANSA DEĞİL

Her kuruşun hesabının sorulmasını istiyorsan bu ülkede, özgürce yaşayıp tatil yapmak istiyorsan, senin hayatına birisi gelip müdahale etmesin istiyorsan sandığa gideceksin. Şakası makası yok; Ekmeleddin İhsanoğlu’na oyunu vereceksin. Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz, demokrasinin gereğini yapacaksınız ve bir diktatör bozuntusuna cumhurbaşkanı seçilme konusunda izin vermeyeceksiniz. ‘Efendim ben batıda eğitim aldım, ben entelektüelim.’ Bırakınız bunları. Burası bir Almanya, bir Fransa değil. Bir gestapo yönetiminin egemen olduğu ülkeyiz şu anda, hangi demokrasiden söz ediyorsunuz! Basını özgür olmayan bir ülkenin halkı özgür değildir.”