Finans yüksek lisanslı kariyerde mutlu son: Garson

Güncelleme Tarihi:

Finans yüksek lisanslı kariyerde mutlu son: Garson
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2014 01:48

Beş yaşından bu yana kurumsal bir firmada üst düzey yönetici olmak için yetiştirildi. Şimdi 32 yaşında bir garson. Beyaz yakalılıktan bugüne uzanan hikâyesini ‘Garson ve Mutlu’ adlı kitapta anlatan Fulsen Türker’in bize söyleyecekleri vardı.

Haberin Devamı

Her modeli bir moda akımına dönüşen uzun, sarı saçlarını usturayla bir güzel kazımıştı Britney Spears, hatırlarsınız. Kuaför çıkışı kendisini görüntülemeye çalışan magazincilere şemsiyeyle saldırmış, delirmekle suçlanmıştı. Yıllar sonra o günü, “Herkes benden çok şey bekliyordu. Bunalıma girmiştim” diye anlatacaktı. Olaydan birkaç ay sonra, perukla MTV’ye verdiği röportajda, “Mutlu musun?” sorusu karşısında üç-dört saniye duraklaması da bundandı. ‘Mutsuzluktan ölmek üzereyim’ bakışıyla “Evet mutluyum” diyebilmişti sadece. Bu sözü, günlerce manşetlerde kalmıştı... Sanki bir illüzyon değilmiş de doğruyu söylemiş gibi... O gün bugündür, mutlu olduğunu söyleyenin gözünün içine içine bakarım, ciddi mi diye.

Şimdi karşımda oturan kadın, hikâyesini anlatırken gerçekten gülümsüyor... Öyleki hayatımda ilk kez gerçekten mutlu birini gördüğümü düşünüyorum. Adı Fulsen. Yaşı 32. Dört farklı sektörde, üç ayrı pozisyonda çalıştı, toplam dokuz yıllık iş tecrübesi var. Safkan bir beyaz yakalı. Yani öyleydi, bundan bir yıl öncesine kadar... Bir kutu kahve alamayacak kadar içine gömüldüğü işsizlik hali, bir kafe camına yapıştırılmış ‘eleman aranıyor’ ilanıyla değişti. Fulsen Türker, şimdilerde garsonluk yapıyor. Ve bu, onun için geçici bir iş değil.

Haberin Devamı

AYRILMALIYIZ!

Kurumsal hayattan garsonluğa geçişini ‘Garson ve Mutlu’ adlı kitabında anlatan Türker, ilkokula başladığı gün, yani beş yaşındayken masasına üç parmak kalınlığında ‘Anadolu Lisesi’ne Hazırlık’ kitabı konmuş biri. Şaka değil. Hangi liseye gireceği o yaşta dikte edilmiş: “Ayrıca liseden mezun olur olmaz üniversiteye girilecek, üniversite de dört yılda bitirilecek, uzatılmayacak.” Denileni yapıyor, matematik sevdiği halde ‘eşit ağırlık’ sınıfına verilmesine bile uyum gösteriyor. “Hayır, bana kimse fikrimi sormadı. Ama zaten sen onu kendi fikrin zannediyorsun bir yerden sonra. O senin hayalin mi, başkasının mı düşünmek gibi süreçler yaşamıyorsun.”

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Matematik Bölümü mezunu. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Uluslararası Bankacılık ve Finans üzerine yüksek lisans yapmışlığı da var. İş hayatına, 22 yaşındayken altı aşamalı mülakatına girdiği Yapı Kredi Emeklilik’te başladı. İmzayı attıktan sonra kurumsal hayatına yakışmadığı için garson sevgilisini hunharca terk etti. ‘Hunharca’ dememe itiraz etmiyor ama eklemeden de edemiyor: “Bu ayrılık aslında bir tercih değildi, biliyor musun? Çoktan olması gerekiyordu.”

Haberin Devamı

GECELERİ UYUYAMIYORDUM

Finans yüksek lisanslı kariyerde mutlu son: Garson

Ajans Press ve Excel İletişim Danışmanlığı’nda da çalışan Fulsen Türker, bir yandan finans alanında kariyer yaptı, bir yandan maaşını alamadığı için kanser karısını tedavi ettiremeyen insanların cinnetine sahne oldu. “Finansı çok seviyordum ama bunun benim mesleğim olamayacağını anladım. Maaşını alamadığından çocuğunu okula kaydettirmek için alyansını satan adamı görünce gece uyuyamıyorsun. İçeride kalan paranı almak umuduyla istifanı da veremiyorsun. Böyle bir bataktayken finansı sevmişim kaç yazar? Tutku ya da istek kalmadı ki içimde çalışayım. Mutsuz uyanıyordum her sabah.”

Haberin Devamı

O tayyörlü, fönlü, her daim taze makyajlı Fulsen Türker mazide kaldı... Sabahları defaten ertelediği çalar saati de... Zaten topukluları da hiç sevmezdi! Şimdilerde çalıştığı kafeye uça uça gittiği için alarm bile kurmuyor...

Fakülte zamanı dört yıl boyunca garsonluk yapmışlığı da vardı. “O zaman da bugünkü gibi keyif alıyordum” diye anlatıyor. Değişmeyen bir diğer şey de kurduğu hayal: “Herkesin bir güvenli hayali vardır ya... Her şey ters giderken, kalbinde bir çarpıntı varken, ellerin titriyorken uyuman ve sakinleşmen gerektiğinde gözlerini kapatıp götürdüğün bir yer vardır... Ben güvenli hayalimde bir şölen sofrası kurmuştum. Toplamışım arkadaşlarımı, yediriyor, içiriyordum. Şuna şaşırdım: Hayali bu olan birinin garsonluk yaparak mutlu olacağını anlaması niye bu kadar uzun sürdü?”

Haberin Devamı

BEN NEREYE DÜŞTÜM BÖYLE?

Finans yüksek lisanslı kariyerde mutlu son: Garson

Evet, işsiz kaldığı için geri döndüğü garsonluğu, başlarda içine sindiremediği doğru. Yüksek lisanslı garson görmek pek alışkın olduğumuz bir durum değil. “Senin gibi kültürlü, eğitimli biri nasıl garsonluk yapar?” sorusunu sık duyması da bundan. Yakınlarına göre, bu iş ona layık değildi, yeni bir kurumsal iş bulana kadar sabretmeliydi, eninde sonunda ona uygun bir iş çıkacaktı. Halbuki Fulsen Türker, daha kafedeki onuncu gününde, kurumsal hayata geri dönmek istemediğini ve burada ‘iyi’ olduğunu fark etmişti. “Ben nereye düştüm böyle?” sorusunu işe başladıktan tam bir ay sonra kendine sormaz olmuştu. “Kendi içimde bir dava verdim o sırada. Ben burada iyi hissediyorum diye düşünüyordum ama üzerimde bir baskı vardı. Keyif almaya başladığım anlarda ‘Ben bu işi niye seviyorum?’ diye korkuyordum. Tornadan çıkmış gibiyiz hepimiz. Ve benim içimde kıpırdanmaya çalışan bir taraf vardı. ‘Akışına bırakınca ne kadar güzel oluyor’ diye klişe bir laf var ya. Ben akışına bırakmadım, akışı tam tersine değiştirdim. Çünkü akış, burada bir-iki ay çalıştıktan sonra kurumsal işyerine geri götürüyordu. Teklif almıştım, benim için iş arayanlar vardı. ‘Ben mutluyum’ dedim, ‘kalacağım burada’ dedim. Çok mutluyum dedim. Mutluyum ya resmen mutluyum!”

Haberin Devamı

Fulsen Türker’in işi kelimelerle. Şu an çalıştığı kafede kendini işe aldırmak için “Kitap yazacağım. Rahat bir iş arıyorum, o yüzden geldim” demişti. Söylediği yalan gerçek oldu. Hatta şimdi ikinci kitabını yazıyor. Ayrıca kafenin önündeki işportacıya da yardım ediyor. Şişli’de terlik satan biri görürseniz, bu Fulsen Türker olabilir. Bu işi de seviyor. Ama en sevdiği şey, tabağını sıyıran müşteriler. Seçimi ona bırakanları da ayrıca bağrına basıyor...

Sohbetimizin sonlarına doğru “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü filmini izledin mi?” diye soruyor: “Filmin son repliği şu: ‘Başımız dimdik yürüyoruz çünkü boğazımıza kadar b*ka battık.’ Ben de böyleydim. O tayyörlerin içinde, gülümseyerek, kafam havada, burnum da havada yürüyordum. Her işyeri benim için bir okul oldu ama gördüklerim, yaşadıklarım her şeyimi törpülemişti. Ben de b*kun içindeydim. Yıllarca iletişim üzerine çalıştım, içeride ne olursa olsun benim için önemli olan dışarıya ne gösterdiğimdi. Bu yalan artık bitti.”
Fulsen Türker, yaklaşık bir yıllık bir direnç sürecinin ardından garsonken mutlu olduğuna ailesini de ikna etti. Peki, garsonluğa yıllar sonra geri dönmesi, terk ettiği garson sevgilisinin ahı olabilir miydi? Bir saniye düşünüp, şöyle dedi: “Bence ahı olsaydı, benim başıma bu kadar güzel şeyler getirmezdi...”

MÜŞTERİLERİN GARSONDAN İMKÂNSIZ İSTEKLERİ

Finans yüksek lisanslı kariyerde mutlu son: Garson

“Omlet alacağım bir tane. Bir de çay. Omleti yumurtasız yapalım lütfen.”

“... bu arada salata rica ediyorum ben. Ama gereksiz yeşillik koymayın lütfen.”

“Vejetaryen bir içeceğiniz var mı? Sıcak, soğuk fark etmez.”

Finans yüksek lisanslı kariyerde mutlu son: Garson

Garson ve Mutlu
Okuyan Us Yayınları
20 TL

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!