İsrail ve İslam

ŞARKICI Yıldız Tilbe’nin Yahudi soykırımı için Hitler’in “az bile yaptığını” söyleyen mesajı sağlıklı bir kafadan çıkmış olamaz, mutlaka özür dilemelidir.

Haberin Devamı

Hiç şüphesiz anti-semitizm zihni ve psikolojik bir hastalıktır.
Dünyada yaygın olan İsrail karşıtlığına yer yer anti-semitizmin eşlik ettiği de bir gerçektir. Fakat bir gerçek daha var: Sırtını Amerika’ya dayayan İsrail militarizminin barbarlığı!
Son olarak üç İsrailli gencin cesetlerinin bulunmasından Hamas’ı sorumlu tutan İsrail devleti küçük Gazze bölgesine havadan bomba yağdırıyor. Ölü sayısı 100’ü geçti, İsrail’in kara harekâtıyla daha büyük katliam yapmasından korkuluyor.
Evrensel hukukta “orantısız güç” kullanımı suçtur. Fakat İsrail için evrensel hukuk vız geliyor!

GOLDMANN’IN SÖZLERİ

Doğru bir analiz yapabilmek için, Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Nahum Goldmann’ın 1956’daki sözlerini buraya alıyorum:
“Ben bir Arap lideri olsaydım İsrail’le asla görüşmeler yapmazdım. Çünkü biz onların vatanlarını aldık. Şüphesiz bu toprakları Tanrı bize vaat etmişti, fakat bu onlar için ne ifade eder? Bizim Tanrımız, onların Tanrısı değil ki. Evet biz İsrail oğullarından geliyoruz fakat iki bin yıl önce; onlar için bunun ne anlamı var? Evet, Naziler, Hitler, ve Auschwitz kampı yaşandı, fakat bu Arapların suçu mudur? Araplar sadece bir şey görürler: Onların vatanlarını çaldık! Bunu niye kabul etsinler?” (Mearsheimer and Walt, The Israel Lobby, s. 96)
Goldmann bu sözleri, 1956 Kongresi’nde, İsrail’in kurucularından Ben-Gurion’a özel olarak söylemişti, samimi itiraftı.
İşte Goldmann’ın dile getirdiği bu gerçek yüzündendir ki, tarihinde hiç anti-semitizm görülmemiş olan Ortadoğu topraklarında Yahudi düşmanlığı fışkırıyor. Önce Nâsır’ın milyonları büyüleyen coşkulu laik Arap milliyetçiliği... Esad ve Saddamların Baasçılığı...
Bunlar iflas edince sarılacak tek dal, İslam’dı.

SİY0NİST HIRİSTİYANLAR

İsrail devletinin “Yahudi Tanrısı’nın vaadi” olarak kurulması, hem Müslümanları, hem Amerika’da Protestanları etkiledi. Bugün Amerika’da, İsrail’i desteklemeyi “Tanrı buyruğu” kabul eden, İsrail’in hiçbir zulmünü sorgulamayan “Hıristiyan Siyonistler” vardır. Neo-Con’lar da bu itikada sahiptir!
İsrail-Amerika ilişkisi sadece lobi faaliyeti değildir, Evanjelik Protestanların itikaden de sahip çıktığı bir ruhani bağımlılık ilişkisidir.
Onun için, Carter, Clinton ve Obama gibi iyi niyetli başkanlar bile Ortadoğu’da İsrail’e destek verdiler, bu yüzden Amerika İslam’ın tepkisini çekiyor. Bosna Müslümanlarını kurtarması, Amerika hakkındaki bu asıl fotoğrafı unutturmuyor tabii.

RADİKAL İSLAM

Bernard Lewis’in belirttiği gibi, tarihte “anti-semitizm” Müslüman toplumlarda değil, Avrupa toplumlarında yaşandı.
Çağımızda ise Müslüman kitlelerde İsrail’e ve Yahudiliğe karşı yoğun tepkinin sebebi, İsrail devletinin barbarlıklarıdır.
Batı Şeria ve Gazze’de işsizlik yüzde 70! Gıda yardımları bile İsrail ambargosunun insafına bağlı... Sürekli askeri mağlubiyet, sürekli baskı ve zulüm altında geçen aşağılanmış, sürülmüş yaşamlar!
Üç çeyrek asırdır böyle.
Nefretten başka ne olabilirdi bunların sonucu?
Müslümanlar modern çağda, tarihlerindeki büyük medeniyeti örnek alabilirlerdi; 19. yüzyılda buna yöneliyorlardı. Fakat 20. yüzyılda Filistin faciası bunu engelledi. Radikal olsun ya da olmasın bütün İslami hareketlerin, hatta dünyanın öbür ucunda Endonezya’da bile temel gündem maddelerinden biri Filistin davasıdır. Radikallerin inancında İsrail ve Amerika’ya karşı şiddet içeren “cihat”tır.
Filistin’de evrensel hukuka uygun, adil bir barışa İsrail mecbur edilmedikçe bu zulüm, bu nefret devam edecek görünüyor maalesef. Bunun baş sorumlusu, İsrail’in kuyruğuna takılmaya devam eden Amerika’dır.

Yazarın Tüm Yazıları