Instagram mevzuları arasında trekking

“AN” SATICISIYIZ ARTIK...

Haberin Devamı

Alain de Botton, İstanbul Art News Dergisi’ne verdiği röportajda Instagram üzerine şunları söylemiş:
“İnsanların bazı anlarını, deneyimlerini unutmamak için kayıt altına alma endişesi var. Şişenin içine koyup ömür boyunca saklamak gibi bir şey.”
Doğru, öyle çılgınca bir endişe var.
Öyle ki, artık anı yaşamak filan çoktan bırakıldı, anın her saniyesi fotoğraflanır oldu. Kare kare...
Geçenlerde bir yemek masasına oturduk mesela.
Önce garsona toplu fotoğraf çektirildi.
Bir sağdan bir soldan. Yetmedi, selfie’ler yapıldı.
Sonra gelen yemekler şak şak çekildi.
Kalan zamanda da “Şu filtreyle mi daha iyi bu filtreyle mi?” muhabbeti yapıldı, “Şöyle bir aplikasyon var, onu mutlaka indir, fotoğrafları şahane yapıyor” cümleleri kuruldu, ardından koyulan fotoğrafların kaç like aldığına bakıldı.
Hayatımız bu sıra böyle geçiyor yani, hepimiz birbirimize “an”larımızı satıp duruyoruz.
Bol filtreli, çok özenli.
Her kare üzerinde uzun uzun çalışarak...

SAYFAMA BEKLERİM’CİLER...
Instagram’ı semt pazarı gibi görüp takipçi sayısı yüksek profillerdeki fotoğrafların altına “En güzel ayakkabılar için sayfama beklerim” tarzı yazılar döşenenler ise başka bir çılgınlığın temsilcileri.
İtici olduklarının farkındalar ama umurlarında değil.
Profil profil gezip “Sayfama beklerim” yazıyorlar üşenmeden...
“Sayfama beklerim” ibaresi de bir tuhaf ayrıca.
Aptalca bir cüretkarlığı var, “Yatağıma beklerim” gibi...
Geçenlerde Demet Akalın haklı olarak isyan ediyordu, “Artık reklam yorumları sadece şu günler olacak, diğer günler yasak” diye.

BENİ LIKE’LAMA İHTİMALİNİ SEVDİM...
Instagram aslında herkesin bildiği üzere aynı zamanda bir Flörtagram.
Fotoğraflarını birisi arka arkaya “like” etmeye mi başladı?
Hımm, bu işte bir hoşluk, bir mesaj var.
İster karşılık olarak sen de onun fotoğralarına bir-iki “like” attır ister beklemede kal, “cool”u oyna.
Bakalım ne olacak?
Günümüz cilveleşmesi böyle bir şey.
Eskiler mendil filan atarmış, şimdi işler daha kolay.
Arka arkaya like demek, “Senden hoşlanıyorum” demek.
Aniden like’ların kesilmesi ise “Artık gözümden düştün” manasında.

LIKE DEPRESYONU!
Bir arkadaşım bir ara böyle flörtleştiği birinin artık fotoğraflarını hiç like’lamamasına hayli bozulmuş, bunu epey mesele etmiş, sonra yeniden like yağmuruna tutulunca çocuklar gibi şen olmuştu.
Acaba diyorum yakında like depresyonu diye bir şey başlar mı?
Bir yakınınızı görüyorsunuz mesela, “Neyin var?” diyorsunuz.
O da diyor ki, “Moralim bozuk, like alamıyorum ondan!”
“O kim?” diyorsunuz.
Yüz yüze tanımıyor, ama hayatına dair her şeyi bildiği, takip ettiği bir profilden bahsediyor.
Flörtleri belli bir noktaya gelmiş, sonra tak diye kesilmiş.
Al sana like depresyonu!

Yazarın Tüm Yazıları