Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Bi tutam kırmızı

Şu yaş işlerini bi türlü doğru hesaplayamıyorum.

Haberin Devamı

Çünkü benim yaşlarla hiç alakam yok.
Çocukluğumdan beri büyük, küçük, orta yaş filan denen şeyler arasındaki farklılıkları bilemedim.
Birisi için küçük/genç veya büyük/yaşlı denmesini basmadı kafam bir türlü.
Hala basmaz.
Bunu da annanemin kaybıyla fark ettim.
90 üstü bi yaşta gidince bu diyardan “e normal, ecel” filan diyorlar ya, bana çok ters gelmişti bu.
Bence hala hayatta olup hepimize ders veriyor olabilirdi annanem.
Veya babam... 51 yaşındaydı gittiğinde buralardan.
Keşke hala hayatta olsaydı diyorum; ama biliyorum ki, gitmesi de iyi oldu.
Sığmadı benim babamın yüreği, kafası, fikirleri bu dünyaya.
Hayalleri de sığmadı bu evrene bence.
Hayal kırıklıkları ve anlamsızlıklar götürdü onu.
Kaçtı yani...
Bazı insanlar için bunu da düşünemiyorsun nedense. Gitmiş oluyor, umrun olmuyor.
Bunu da diyemiyorsun; çünkü çok ayıp veya feci bi şey.
Ama içinden geçeni herkesten saklasan da kendinden saklayamıyorsun ki!
Bir de şu var bu yaşla ilgili olarak...
Bazen çok küçük birisi çok kocaman olabiliyorken, çok kocaman dedikleri biri acayip küçük çıkıyor.
Belki sırf bu yüzden, her yaştan çok arkadaşım var. Çok şükür.
Yaş olayı şuradan aklıma geldi; saçımın bir tutamını kırmızıya boyattım.
Bu benim hayatımda bir ilk. Bunca senedir isterim, neden bu kadar beklemişim bilmem.
İki çocuğum var ve hayatımda ilk defa saçıma boya değdi.
Ve düşünün ki, yaptırırken annemden filan çekindim iyi mi! Görünce ne der diye içim sıkıştı. Olacak şey değil ama gerçek.
Heyecan yaptım. Ama çok canım istiyordu!
Bodrum’da Kuaför Ayten’deydik, daha önce geçici pembe yapmıştık, yüzünce yokoldu çok üzüldümdü ben de “Kızlar saçıma kırmızı tutam yapalım mı?” dedim.
Yanımda Destina da vardı. O da “yap anne” diye yüreklendirince yaptık.
Şuna bak amma tasa yapmışım, sanırsın bi tutam saç için dünyanın sonu. De ki olmadı, kes at o tutamı a be Yonca!.
Ya da yeniden boyat...
Birden kendimi bunca senedir neden şu kadarcık şey için ertelediğimi sorguladım.
Minnacık bi şey için amma çok sıkmışım kendimi.
Dahası kızıma da “erteleyici baskı” yaparken yakaladım kendimi. Çok kızdım kendime.
Tövbe bi daha anlamsız baskı yapmam kızıma da. Yeter ki farkında olayım.
“Söyle bana dedim. Ben bi şeye ‘hayır daha sonra’ dersem, sorgula. Hemen kabul etme her dediğimi.
Belki saçma bi kalıba takılmışımdır, seni de sokmayayım o kalıba.” dedim.
Bu hafta ertelediğimi düşündüğüm şeylerin listesini çıkaracağım ki bileyim bakalım neleri ertelemişim farkında olmadan.
Kim bilir nelerimizi erteliyoruz bilmem neler yüzünden.
Kilo vermeden sevdiğin kıyafeti almamak gibi.
Veya iki numaralı ayak parmağımın komik uzunluğu yüzünden sevdiğim sandaleti giymemem gibi.
Giycem işte!
Beni görenler “Ben de yapıcam demeye” başladıysa tamamdır bu iş.
Yakında saçında bi tutam renk olan kadınlar çoğalırsa hiç şaşmam.
Saçımın bi yerinden çaktırmadan kırmızı bi ışık çıkıyo gibi duruyor.
Komik ama gerçek, sürekli aynada o tutama bakıp hınzır hınzır gülümserken yakalıyorum kendimi.
Kuaför Ayten’deki Sabırlı Kadınlar Cumhuriyetime de selam.
Ne çektiler benim heyecanımdan!
Artık saçında bi tutam kırmızı olan bi kadınım ben.
Lady in Red mi dinlesek madem?
Hayatı ertelememek adına...
Hemen.
Yonca
“KIRmızı”

Yazarın Tüm Yazıları