Bu yaz plajda ne yaptığını biliyorum

Adına ister deniz kenarı deyin ister Fransızca esintili plaj ister günümüzün kabul gören seslenişiyle beach, fark etmez.

Haberin Devamı

İşte şezlonglu, koruma faktörlü, bol kumlu, çok tuzlu ve sıcak o malum yazlık arenalardaki son vaziyetlere bir dikiz ya da o meşhur korku filminin adını alabora edersek:
Bu yaz plajda ne yaptığını biliyorum!

Bu yaz plajda ne yaptığını biliyorum

TEDİRGİNLİK ÜSTÜNLÜĞÜ ERKEKLERDE!
* Eskiden plaj tedirginliği denen şey sadece kadınlara has bir durumdu. Kadınlar hemcinsleri tarafından vücutlarının/mayolarının sürekli incelendiğini bilir, bu yüzden göbeği içe çekerek, dakikada bir mayo/bikini değiştirerek plajda boy gösterirlerdi. Hala öyleler, ama bu muhteşem tedirginlikte üstünlük erkeklere geçti.
Hepsi podyumda gibi yürüyor.
Mesela kışın kaslarını spor salonunda şişirmiş olanı, “Bana bakan var mı?” edasıyla ağır çekimde çıkıyor denizden.
Vücudu azıcık hımbıl olan ise hemen havlusuna sarınıyor, kendini gizliyor, meşhur matcot oyununa dahil olmak istemiyor, üstüne hemen bol bir şey geçirip öyle dolanıyor ortalıkta.

SOHBETLER PAPARAZZİLİK

* Alman turist gibi şezlongta kitap okuyanımız hala az.
Biz İtalyanlar gibi vıdı vıdı konuşmayı seviyoruz.
Muhabbetlerin türü ise paparazzilik: “Üç şezlong ötedeki bilmem kimin karısı değil miydi? Ne hale gelmiş kadın, yazık!”

DEV GÖZLÜĞÜMLE KABUL ET BENİ!

* Klasik, herkes birbirini kesmeye devam ediyor, ama koca güneş gözlüklerinin ardından! Kimsenin kimseyle göz göze gelmeye niyeti/cesareti yok. Kadını da erkeği de en devasa gözlüklerden takıyor plajda kaldığı süre boyunca.
Gölgede dahi olsa...

KÖPEĞİYLE GÜNEŞLENEN KÜÇÜK HANFENDÜ!

* Köpeğiyle beraber güneşlenmek en yeni vaziyetlerden...
“Oğlum/kızım” diye sevip böyle de seslendiği köpeğiyle plajda boy gösteren, çocuğunu azarlarmış gibi arada bir “Bir rahat dur kızım” diye çemkiren ya da “Ay şunun tatlılığına bak, nasıl da kumlarda debeleniyor” diye etrafındakilerin dikkatini çekmeye çalışan küçük hanfendüler hayli çok...

TENLER KIRKPINAR

* İyi mi kötü mü olduğunu hala çözemediğim bir alışkanlık tam gaz: Çok yağlanıyoruz! Hani imkan olsa denizde yüzerken dahi güneş yağı süreceğiz. Tuhaf bir durum.

BEACH PARTİSİZ OLMAZ
* Akşamüstü dört buçuk gibi başlayan ve sekiz-dokuz gibi son bulan Ibiza doğumlu ‘beach party’ olayı eskisi kadar olmasa da hala rağbet görüyor.
Bizdeki beach party’ler çok çılgın değil, en fazla şişe şişe şarap içiliyor ya da şampanya açtırılıyor.
O sırada Demet Akalın’ın son şarkısına eşlik ediliyor. Uzaktan eşlikçilere şöyle bir bakıldığında durum hayli absürd olabiliyor: Bütün bronz etler bir kolunu kaldırmış, sallıyor sağa sola...
Oysa geçmiş yazlarda Bodrum/Türkbükü beach partilerinde şampanyayla yıkanan gençler görmüş ve yazmıştı bu yeşil gözler, nerede onlar şimdi?
Hani gözüm arıyor böyle girişimci gençliği...

BİR ADET KUŞBAŞILI PİDE LÜTFEN!

* Plajda ne mi yeniyor? Tabii ki lahmacun ve pide! Artık plajına göre, hangisi daha iyi yapılıyorsa o tercih ediliyor. Ama illa ki hamur yeniliyor işte.

KİMSE YÜZMÜYOR
* Güneşlenmek ve yüzmek hiç popüler bir durum değil desem? Onun yerine herkes sohbet ediyor.
Denize de bir kulaçlık serinlemeye gidiliyor, kimse uzun uzun yüzmüyor.

ŞİMDİ DE BİRAZ TARİH
* Ve son olarak geçmişe dair bir genel kültür bilgisi:
Ta 1921 yazında Beyaz Ruslar’dan öğrenilmiş kadınlı-erkekli plaj, pardon o zamanların deyişiyle deniz banyosu alışkanlığı.
Cumhuriyet’in ilk yıllarıyla beraber plajlar önce İstanbul’da, sonra Anadolu’nun sahil kasabalarında arka arkaya açılmaya başlamış.
Florya’nın 1930’lardaki ilk plajlarının adları çok tatlıymış mesela: Solaryum ve Haylayf...

Yazarın Tüm Yazıları