'Kariyer olarak futbol'

Güncelleme Tarihi:

Kariyer olarak futbol
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2014 17:11

Eskiden futbol aileler için çocukların mahalle arasında oynadığı bir oyun iken şimdi kısa yoldan zenginleşme aracı olarak görülüyor. Biraz yeteneği olduğunu düşünülen çocuklar spor okullarına, kulüplerin altyapılarına götürülüyor. Her yıl yaklaşık 200 bin çocuk kurslarda futbola başlıyor. Fakat 2013-2014 sezonu itibariyle lisanslı futbolcu sayısı 3.925. Altyapıdan profesyonelliğe giden sürede birçok genç çeşitli nedenlerle sporu bırakıyor. Her spor dalında olduğu gibi futbolda da riskler var. Futbolcu olmak isteyenlerin bu riskleri düşünerek B planı yapması gerekiyor.

Haberin Devamı

Kariyer olarak futbol
Yıllar içinde ailelerin futbola bakış açısı değişti. Eski futbolcuların veya bugünkü yetişmiş futbolcuların çocukluk yıllarına bakıldığında hep futbol oynayıp derslerini ihmal ettiği, ayakkabılarını parçaladığı için kendilerine kızan bir anne baba figürü vardı. Ancak bugün futbolun kısa yoldan zenginleşme aracı olarak görülmesi sebebiyle anne babaların çocuklarını antrenmanlara götürdüğü, kulüp kulüp dolaştırdığı görülüyor. “Okuması önemli değil futbolcu olsun hayatı kurtulsun” anlayışının son dönemde yaygınlaştığını belirten Türkiye Futbol Federasyonu Gelişim Ligleri Müdürü Dr. Erden Or, bu yaklaşımın doğru olmadığını, ideal olanın okul ile futbolu bir arada yürütmek olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Ne yazık ki bizim ülkemizdeki eğitim sistemi buna çok müsaade etmiyor.”

A takıma çıkmak zor
Futbolcu olmak isteyen çocuk, futbol okullarına kayıt olarak veya kulüplerin düzenlediği altyapı seçmelerine girip kendini göstererek futbol hayatına başlıyor. Resmi müsabakalar U-11 Miniminikler Şenlikleri ile başlayıp U13, U14, U15, U16, U17, U 19 ve büyükler olmak üzere farklı yaş kategorilerinde oynanıyor. En üst yaş kategorisi de A takım olarak nitelendirilen takımlar arasında oynanıyor. En erken profesyonel olma yaşı 15. A takımda yer bulmanın kolay olmadığını belirten Or, futbola ilk başladığı günden A takım kadrosuna alınmaya kadar geçen sürenin en az 11-12 sene olduğunu ve bu süreçte pek çok yeteneğin kaybolduğunu söylüyor.

6-12 yaş arası dönemi Grassroots dönemi olarak adlandırılıyor. Bu dönemde çocuğun yarışmacı anlayıştan uzak bir biçimde futbolu eğlenerek öğrenmesi önem taşıyor. 6-9 yaş arasında temel hareket eğitimi, 9-12 yaş arasında temel futbol tekniğine giriş eğitimi, 12-15 yaş döneminde ise futbola özgü eğitimler alması gerekiyor. 15-17 yaş döneminde ise artık yarışmacı gruba geçiş denen elit futbolcu olma yolunda eğitimler almaya başlıyorlar.

Çalışma şartları
Dışarıdan bakıldığında futbolcu olmak çok cazip. Düzenli spor yapıyorsunuz, futbol oynuyorsunuz, tanınıyorsunuz, hayranlarınız oluyor, çok para kazanıyorsunuz... Fakat işin aslı biraz farklı. Öncelikle çok yıpratıcı bir meslek. Sürekli baskı altındasınız. Yaşantınızın büyük bir kısmını futbola harcıyorsunuz. Kamp ortamları sanıldığının aksine monoton oluyor. Nerede ne zaman ne yapılacağı bu programa endeksli. Sürekli aynı insanlarla birliktesiniz. Konuşacak konular, yapacak şeyler bir noktadan sonra bitebiliyor. Futbol dışında kalan sınırlı zamanı da rahat kullanamıyorsunuz. Herkesin gözü üzerinizde.

Futbolcuların çalışma şartları da kulüpten kulübe değişiyor. Sezonluk belli bir bedel üzerinden anlaşılıyor. Bu bedelin bir kısmı garanti para bir kısmı ise maç başı oluyor. Ek olarak maç başı veya şampiyonluk primleri oluyor. Sigortayı kulüp ödüyor. Ödemelerin zamanlaması ve eksiksiz yapılması konusunda çok sık çatışmalar yaşanıyor. Bu sorunları yaşamamak adına oyuncuların kulüpleri ile yaptıkları sözleşmeleri çok sağlam temellere oturtmuş olmaları gerekiyor.

B planı yapılmalı
Bütün spor dallarında olduğu gibi futbolda da riskler var. Bir kaza veya sakatlık, kariyerinin zirvesindeki bir futbolcuyu bir anda spordan uzaklaştırabiliyor. Bu nedenle futbol içinde veya futbol dışında kariyer anlamında başka alternatifler yaratmak önemli. Mutlaka bir B planı gerekiyor. İyi futbolcu olmanın futbol sonrasındaki kariyer için bir garanti teşkil etmeyeceğini de unutmamak lazım. Bunun bir örneği Alper Tezcan. 19 yaşındayken UEFA Kupası 3. tur karşılaşmasında Bologna maçı kadrosuna alındı. 89. dakikada oyuna giren Tezcan, sadece 4 dakika forma giyebildi. Kamerunlu oyuncu Pierre Wome ile çarpışarak ayağını kırdı. 2010’da futbolu bırakan Tezcan maddi anlamda çöktükten sonra Galatasaray forması ile kazandığı UEFA Şampiyonluğu madalyasını 216 bin TL’den satışa çıkardı ancak alıcı bulamadı.

10 sene önceki saha içi başarılardan medet ummanın hayalcilikten başka bir şey olmadığını belirten Or, bırakın 10 sene önceyi 1-2 sene önceki başarılar bile zaman içinde unutulabiliyor diyor: “İş dünyasında yöneticilere astlarının kariyer planlamasında nasıl önemli bir rol düşüyorsa, futbolda da kulüp yöneticilerinin, antrenörlerin ve menajerlerin böyle bir rol üstlenmesi lazım. Ama futbol dünyasında rekabet öylesine yoğun, belirsizlikler öylesine yüksek ki herkes günü kurtarma derdinde. Kariyer planlaması konusunda en önemli rol yine futbolcunun kendisine düşüyor.“

Futbolcu olmazsa ne olabilir?
Spor dalları fiziksel yeterlilik gerektirdiği için belli bir yaşa kadar yapılabiliyor. Genelde 35 yaş futbol kariyerinin sonu gibi gözükse de bu yaş, sporcunun kendisine nasıl baktığına, ne kadar form tuttuğuna göre değişiyor. Aktif futbol hayatı sonrasında da birçok farklı alanda kariyer imkanı bulunuyor.

Dil öğrenin
Dr. Erden Or, pek çok futbolcunun ileriyi düşünmeden sadece günü yaşadığını söylüyor: “Büyük paraların kazanıldığı aktif futbol hayatı bittikten sonra hem sosyal hem de ekonomik anlamda ciddi sıkıntılar çekiyorlar. Kendini sürekli geliştirmeye odaklı futbolcular ise futbolu bıraktıktan sonra da elde ettikleri başarılarla kendilerini gösteriyorlar. Bu noktada yabancı dil eğitimi almak çok önemli. Antrenörlük kurslarına katılıp gerekli lisansları almak ve önemli teknik direktörlerin yanında kendini geliştirip antrenörlüğe hazırlanmak önem taşıyor. Antrenörlükte sadece teknik bilgi değil, yöneticilik ve liderlik vasıflarının büyük önem taşıdığını bu noktada vurgulamak isterim. Bir başka kariyer alanı ise spor basınında yorumculuk ve yazarlık. Bu noktada diksiyon, oyunu okuma becerisi, fiziksel görünüm büyük önem taşıyor. Kimi futbolcular ise spor yöneticiliği noktasında önemli yerlere gelebiliyorlar. Aktif futbol hayatındaki başarılar futbol sonrasındaki kariyer için önem taşıyor ancak her iyi futbolcunun iyi bir antrenör, spor yöneticisi veya spor yorumcusu olacağının garantisi yok.“

Antrenör olunabilir
Okan Buruk aktif futbol kariyeri bittikten sonra antrenör olanlardan. 10 yaşındayken Galatarasary altyapısına giren Buruk, 8 sene burada oynadıktan sonra aynı takımda 1991 yılında profesyonel oldu. 10 sezon Galatarayay’da oynadıktan sonra İtalyan takımı Inter’e gitti ancak başarısız olup geri döndü. 2010 yılına kadar çeşitli kulüplerde futbol oynadı, sadece 1 sene sonra antrenör oldu. Milli Takım’da yardımcı antrenörlük yapıp geçtiğimiz sezon Elazığspor’a teknik direktör oldu. Yeni sezonda ise Gaziantepspor’u çalıştıracak...

Futboldan sonra kariyerini bambaşka şekilde ilerletenler de var. Hakan Şükür 1981 yılında Sakaryaspor altyapısında futbola başladı. 1991 yılında Galatasaray’a transfer olması kariyerinin dönüm noktası oldu. Sarı kırmızılı kulüp ve milli takım ile birçok başarıya imza attı. Teknik direktör olması beklenirken futbolu bıraktıktan sonra siyasete atıldı ve 2011 yılında Ak Parti İstanbul milletvekili seçildi. Şu an bağımsız olarak TBMM’de bu görevi sürdürüyor.

Ne gibi özelliklere sahip olmak gerekiyor?
Atletik performans, kuvvet, dayanıklılık, sürat futbolcu olmak için gereken özelliklerden bazıları. Bunun dışında teknik açıdan da üst düzeyde olmak lazım. Oyun bilgisini geliştirmek, takımın taktik anlayışına uyum sağlayabilmek de önemli.

Futbolda hiçbir şeyin garantisi olmadığını unutmamalarını tavsiye eden Dr. Erden Or, kişisel anlamda bir swot analizi (güçlü yönler, zayıf yönler, tehditler ve fırsatlar) yapılmasında fayda olduğunu söylüyor: “Benim artılarım, eksilerim neler, çevremdeki fırsatlar, tehlikeler neler bunları değerlendirsinler. Eksiklikleri gidermeye çalışsınlar, fırsatları kullanmayı, tehlikelerden kaçınmayı bilsinler. Doğru insanlar ile ilişki kursunlar. Doğru antrenör, doğru menajer, doğru arkadaş, doğru sevgili... Dejenere olmaya çok müsait olan bu camiada iyi örnekleri takip edip, kötü örneklerden ders çıkarsınlar. Sadece günü yaşamayıp bir gün futbol hayatının sona ereceğini unutmasınlar. Kazandıkları paraları iyi kullanıp geleceğe yatırım yapsınlar. “

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!