Amerika Abluka’sı altındaki Türkiye

Hafta başında Hakan Karahan’ın yeni kitabı Abluka piyasaya çıktı, aldım bir solukta okudum, senaryo tekniğiyle yazıldığı için okuması çok kolay bir kitap...

Haberin Devamı

19 Şubat 2001’de MGK toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Başbakan Bülent Ecevit’e anayasa kitapçığı fırlatmasıyla başlayan krizden başlayıp, 2002’de AKP’nin tek başına iktidar olmasına, oradan da günümüze uzanan 13 yıllık süreyi, patronlar dünyası ve işten çıkarılan beyaz yakalıların gözünden aktarıyor kitap...
“Turkish Wall Street”in kriz dönemi ve sonrasını nasıl yaşadığı anlatılmamıştı daha önce.
Hakan Karahan’ı bugün yazar ve oyuncu (Sağır Oda, Ateşin Düştüğü Yer, Yüreğine Sor, Karaoğlan, en son Zeytin Tepesi) olarak tanıyoruz daha çok...
Bir de 10 yılı aşkın bir zamandır Candan Erçetin’le yaşadığı birlikteliğiyle...
Oysa 2001 krizinde Ak Menkul Değerler’in Genel Müdürü, sigortacılık sektöründe muhtelif şirketlerin yönetim kurulu üyesiydi...
2003’te iş dünyasından ceketini alıp gitti...
Yani 2001 krizini üst düzey yönetici olarak birebir yaşayan, finans dünyasının içinden gözlemleyen biri Hakan Karahan...
Bu yüzden Abluka, AKP’nin nasıl bir Amerikan projesi olduğunu anlatan çok çarpıcı bir roman...
Fonda ekonomik abluka altına alınıp krize sokulan Türkiye, önde bankacılık sektörü, patronlar, genel müdürler...
Büyük resimde ise Amerika’nın Ortadoğu dizaynı...

Haberin Devamı

Derviş Zaim’in fikri

Abluka romanının ortaya çıkış hikayesi de ilginç
Bundan iki yıl önce Derviş Zaim, 2001 krizinin alttan geçtiği Turkish Wall Street’i anlatan bir hikayeyi filme çekmek istediğini söylemiş finans sektörünü çok iyi bilen Hakan Karahan’a...
“Böyle bir senaryoyu çalışsana” demiş...
Hakan Karahan da oturup bu hikayeyi yazmış.
Ancak Derviş Zaim diğer filmleri ve elindeki işlerden fırsat bulamamış bu filmi çekmeye...
Hakan Karahan da “Ben bunu kitap olarak basayım, sonra sen istersen filmini çekersin” demiş...
Derviş Zaim de “Olur” deyince, ortaya Abluka çıkmış...
Belki de önümüzdeki dönemde Derviş Zaim bu hikayeyi filme de çeker...

BİRAZ DA MAGAZİN… (Patlangaç gibi)


Galip Gürel de var Bedri Baykam da

Hakan Karahan’ın kitabında pek çok tanıdık isim de yer alıyor... İşte bazıları:

* 12. sayfada ünlülerin dişçisi Galip Gürel’e atıfta bulunuyor, “Ağzında servet yatıyor diye düşünüyorum. Nişantaşı’ndaki ünlü Galip’in hastası olduğuna dair kuvvetli bir his var içimde” diyerek...
* 16. sayfada Bedri Baykam’a da bir taş var Mat-Bank’ın ofisini anlatırken: “Duvarlar baştan aşağı tanınmış ressamların pahalı tablolarıyla kaplı. Aralarında Bedri Baykam da var ama... Zevk meselesi herhalde...”
* 47’inci sayfada Susanna Tamaro’nun Yüreğinin Götürdüğü Yere Git için de “Salakların el kitabı” diyor Hakan Karahan...
* “Televizyonda Recai Kutan... Star Wars filmindeki bir uzaylıyı andırıyor...” Bu da kitabın 71. sayfasından...

Haberin Devamı


Hakan Karahan bir daha Sunset’e gidebilir mi?

“Turkish Wall Street”i her yönüyle çarpıcı bir şekilde anlatan kitapta iş dünyasındaki kadınları, erkekleri, mekanları da ‘kılıçtan geçiriyor’ Hakan Karahan...
İşte kitabın 122. sayfasında iş dünyasının gözde mekanı Sunset’i şöyle anlatıyor:
“Bu topluluk sevimsiz, yapmacık ve birbirine benzeyen insanlar sunuyor bana.
Kadınlar diyet kola ile niçoise salatası, adamlarsa şaşimi ve haşlanmış sebze yiyor.
Sağlıklı beslenip ömürlerini uzatacaklar ki daha da çok kazansınlar. Yine de perhiz yapan adamların çoğu yağlı yumuşak ve hala göbekli. Ama hepsinin saçları boyalı... 70 yaşındaki herifler bile esmer.
Kadınlarsa ikide bir yemek bıçağını ayna gibi kullanıp çaktırmadan dişlerini kontrol ediyorlar arada maydanoz, ot falan kalmasın diye... Hepsi yırt beni pozlarda. Sanki sahneye çıkıyorlar gibi giyinmişler gündüz vakti.
Bileklerinde Piaget saatler, Bulgari takılar, küpeler, kolyeler.
Bunlar kaşla göz arasında gündüz Pangaltı arka sokaklarında fitness hocalarıyla ya da Hyatt Regency’de kocasının ortağıyla yatan kadınlar.
Karıların gözü birbirlerinde. Markaları yarıştırıyorlar. Estetik ameliyatları da...
Malzeme arıyorlar yeni dedikodular için.
Heriflerin aksine en yaşlısı bile Jane Fonda gibi formda.
Hakiki özdeğere sahip birinin bunların arasına adım atarsa hastalanacağını düşünüyorum...”
Vallahi Hakan Karahan bu kitaptan sonra Sunset’e bir daha gider mi bilmiyorum...
Giderse de mekandaki kadınları ve erkekler tarafından sert gözlerle süzüleceğinden hiç şüphem yok...

Haberin Devamı

Kimler sekreteriyle beraber olur

Televizyon, medya sektörünü iyi bilirim de yıllarca finans sektöründe çalışmış Hakan Karahan’ın kitabı sayesinde bankacılık sektörüyle ilgili şu gerçeği de öğrendim:
“Bankacılıkta sekreterinle beraber olmak zaten mesainin bir parçasıdır... Keza sanayide de öyle...”
Devamı bizim sektörle ilgili:
“Televizyon, sinema ve reklam endüstrilerinde zaten herkes yatıyor asistanıyla. Eşyanın tabiatı diye kabul etmek lazım...”
Şimdi sekreterler ayaklanırsa vallahi sorumlusu ben değilim...


Sezen mi, Candan mı?..

Kitabın 13’üncü sayfasında roman kahramanlarından biri arabayı kullanırken CD tuşuna basıyor...
O anı; “Maalesef Sezen Aksu çalıyor. Canım sıkılıyor arka koltukta dururken. Önce Julio Iglesias, sonra Sezen. Şanssızım” diye anlatıyor Hakan Karahan...
35’inci sayfada ise romanın kahramanlarından biri Candan Erçetin’in “Söz Vermiştin”ini keyifle dinliyor...
49’uncu sayfada yine aynı şarkı çalıyor fonda...
50’nci sayfada ise Candan’ın bu kez “Elbette bugün ağlıyorsam yarın güleceğim” şarkısı sahneye fon olmuş...
Bizde bu duruma;
“Yazar takdir hakkını Candan’dan yana kullanmış” diyoruz...
Eee bu ‘torpili’ geçmesi de çok normal zaten...
Sonuçta yıllardır Candan Erçetin’e beraber Hakan Karahan...

Yazarın Tüm Yazıları