Elbette İzmirlilerin malı ama

Haberin Devamı

HÜRRİYET’ten Banu Şen İzmir milletvekili Aydın Şengül ile bir röportaj yaptı. Sürmanşetten verdiğimiz haberde Şengül, “Özel İdare Malları’nı alıp başka şehre mi götürüyoruz?” diyordu.
Aydın Şengül ile arada sohbet ederiz.
Benim olaylara ne kadar objektif baktığımı bilir.
Elbette kendisi AK Parti’nin vekili ve doğal olarak partisinin görüşlerini savunacak, stratejilerine destek olacak.
Rakip partilerin vekilleri de kendi görüşlerini kamuoyuna aktaracak.
Benim yakamda herhangi bir rozet olmadığı için rahatım.
AK Parti’ye ne kadar yakınsam, CHP’ye de o kadar yakınım ya da uzağım.
Bizim desturumuz demokrasi, bizim baktığımız vatandaşımızın daha iyi bir gelecek hayal etmesi, Türkiye’de insanların mutlu olması, dünyada barış ikliminin olması...
Bir süredir İzmir’in kamuoyunda il özel idare mallarıyla ilgili konu tartışılıyor.
Aydın Şengül bu konuyla İzmir’in gündeminin çok işgal edildiğini söylüyor.
Ben kendisine katılmıyorum.
Aksine İzmir’in geleceğini ilgilendiren bu meselede İzmirlilerin çok az konuştuğunu, devre dışı bırakıldığını, söz sahibi olmadıklarını düşünüyorum.
Şengül şöyle konuşuyor:
“Türkiye’nin genelinde zaten mallar belediyelere verilmedi. O mallar o şehrin hangi bakanlığın ihtiyacı varsa ona veriliyor. Okul ihtiyacı varsa Milli Eğitim Bakanlığı’na, hastane ihtiyacın varsa Sağlık Bakanlığı’na veriliyor gibi... İnsanlar şu şekilde bakmalı. Bu mallar belediyeye de verilse devlete de verilse İzmirlinin... Bakanlıkların yaptığı yatırımlar da İzmirlinin...”
Aydın Şengül’ün haklı olduğu şey bu malların İzmir’in, İzmirlilerin olduğu...
Ama bir ayrıntı var.
Bazı kentlerde valilikler bu taşınmazları belediyelere devretti.
Örnek mi?
Ege Bölgesi’nde örneğin Denizli, Balıkesir...
Türkiye genelinde ayrıntılı bir araştırma yapmadım ama birçok kentte buna benzer bir uygulama olduğunu biliyoruz.
İtirazımız buna...
Dediğim gibi ben partili değilim, yakamda rozetim yok.
Sade bir vatandaş ve kentin her kesimiyle konuşan bir gazeteci olarak bunları yazıyorum.
Ve diyorum ki...
İzmir kamuoyunun hassasiyetleri hiç dikkate alınmadan bu kararlar alındı.
Mesele bir partinin, iktidarın ya da muhalefetin meselesi değildir; mesele İzmir’indir.

Haberin Devamı


Avrupa’da destek biz de ise endişe

Haberin Devamı

EGE için zeytin olmazsa olmaz ağaçlardan biri... Son yıllarda önemli bir ekonomik anlamı da olmaya başladı. İtalya’ya, İspanya’ya kafa tutan bir üreticimiz var, giderek artan bir üretimimiz var. Ama şimdi bu ağaçlar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya... Yeni torba yasa bazı düzenlemeler getiriyor. ‘Zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerin aşılattırılması hakkında kanun’, bu kez enerji piyasasının düzenlenmesi torba kanunu içine monte ediliyor. Peki Avrupa ne yapıyor? Avrupalı bir torba yasa yapıp zeytinleri izaha getirmeye çalışıyor mu?
Avrupa Birliği’nde zeytin 1966’dan itibaren başlayan ve toplam mevzuatının yaklaşık yüzde 3’üne denk gelen, 5 bin sayfayı bulan tüzüklerle korunuyor. Ve üretim destekleniyor. Geleneksel zeytin sahaları ise özel bir önem arz ediyor. Dünyanın en büyük zeytin üreticisi olan İspanya’da uçsuz bucaksız zeytinlikler hiçbir surette madencilik veya sanayi tehdidi altında değil. Başta maden olmak üzere kimyasalların kısıtlanması ile zeytin ağacı yaban hayvanları özellikle tavşan ve keklikler için adeta doğal bir barınak haline dönüşmüş. Zeytin ağacı hem stratejik, hem de ekonomik bir gerçek...
Türkiye’de yaklaşık 500 bin ailenin geçim kaynağı, beş yıl içinde 3 milyar dolarlık bir ciroyu hedefleyen bir sektör...
Özetle...
Avrupa’da üretici desteklenirken, Türkiye’de üretici gelecek endişesi taşıyor.
Belli ki bu yasa teklifi yeniden gözden geçirilmeli ve aceleye getirilmeden bir kez daha ele alınmalı.

Yazarın Tüm Yazıları