İndirim beklentisi yarım puan

Daha önce 1.5 puana kadar çıkan indirim beklentisinin ise yarım puan civarına indiği görülüyor. Toplantı öncesi konuştuğum bankacılar, en azından yarım puanlık indirim beklentilerini dile getirdiler. Bunun yanında 0.75 hatta 1 puanlık indirim bekleyenler de var ama bunların azınlıkta olduğunu söyleyebilirim.
Başbakanın “yüksek oranlı indirim talepleri”nden sonra, enflasyon oranlarının çift hanenin altında gerçekleşmesi, yurtdışındaki hazine kağıdı değerlerini de göz önünde tutan bankacılar bir ara yarınki toplantıdan 1.5puanlık indirim çıkabileceğini söylemeye başlamışlardı.
Ancak daha sonra Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın kademeli olarak indirim yapacağını söylemesinin ardından beklentiler düştü. Bu konuşmadan sonra bazı bankacılar Başçı’nın sırasıyla 0.25 ardından yarım ve daha sonra 0.75 puanlık indirim yapıp, toplam 1.5 puanı bulacağını konuşmaya başladılar. Ancak daha sonra ABD Merkez Bankası FED açıklamalarının ardından yeniden bir olumlu hava esti. Hafta sonu itibariyle, yarınki toplantıdan çıkacak indirimin 0.5 puan olmasının büyük ihtimal olduğunu söylemeye başladılar.
Ancak bu tahmine karşılık, Başbakan Erdoğan’ın tavrı nedeniyle, Merkez Bankası’nın yarınki indirimi biraz daha yüksek tutabileceğini tahmin eden bankacılar da var. Başbakan’ın cumhurbaşkanlığı adayı olması halinde, seçime kadar daha hızlı faiz indirimi isteyeceğinin açık olduğunu, bu nedenle iki ay içinde toplam 1.5 puanlık indirimin gelebileceği yorumunu yaptı.
Bilindiği gibi Başbakan küçük oranlı faiz indirimlerine karşı çıkıyor ve Merkez Bankası’nın böyle yaparak kendileriyle dalga geçtiğini söylüyor. Ancak buna karşılık bazı tavizler verseler de, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın istikrar için faiz indirimlerinin aşamalı olması gerektiğini dikkat çektiklerine şahit oluyoruz. Başbakan ile ekonomi yönetimi arasındaki faiz tartışmasının devam edeceği açık ama hangisinin bu çatışmadan galip geleceği henüz belli değil.

BANKACILAR İYİMSER

Bankacılarda genellikle iyimser bir havanın varlığı dikkat çekiyor. Siyasi ve ekonomik olarak büyüyen risklere karşı bankacıların mevcut durumun bozulmayacağı, dolayısıyla küresel likiditeye bağlı olarak bir süre daha olumlu havanın süreceği beklentisi içinde oldukları gözleniyor. Örneğin Irak’ta İŞİD’in kaçırdığı rehineler konusunda Hükümetin körüklediği hava doğrultusunda “bir şey olmaz” havası içindeler. Yani rehinelerin başına kötü bir iş geldiği takdirde bu piyasalarda ciddi bir travma yaratabilir. Yine Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda da “Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına aday olup kazanacağı” konusunda tereddütleri yok. Erdoğan aday olmaz ya da kazanamazsa, çok büyük sürpriz olacak.
Irak’taki savaş, bunun ülkeye ekonomik ve siyasi olarak vereceği zarar, enflasyonun beklendiği kadar düşmemesi, aslında ciddi riskler. Ancak bankacılar bu riskleri izlemekle birlikte gerçekleşeceğine hiç ihtimal vermiyor. Daha doğrusu bankacıların keyfi yerinde, bir süre daha faizlerin inip daha fazla kar yazmaktan başka bir dertleri yok diyebiliriz. Bu piyasalar açısından bilindik bir tavır. İşler bozulmaya başladığında bu gözü kara iyimserliğin yerini abartılı karamsarlığın aldığını da daha önce çok yaşadık.