CHP’ye küpe: Ecevit’in İKÖ adımı

İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) toplantıları Kuran okunarak açılıyor, laik bir ülkenin üyeliği güç, Türkiye toplantılara gözlemci sıfatıyla katılıyor.

Haberin Devamı

2000 başlarında DSP-MHP-ANAP koalisyonu. Dışişleri DSP’de, Türk Dünyası ilişkileri MHP’de, İKÖ ilişkileri ANAP’ta. İKÖ’den sorumlu bakan Mehmet Keçeciler. İslam ülkeleri İKÖ’de Türkiye’ye sürekli güçlük çıkarıyor. Bunun önüne geçmek için Başbakan Ecevit tarihsel bir adım atıyor: Üye bile değil, ama İKÖ Genel Sekreterliği için Türkiye aday gösteriyor, o sırada Suudi Arabistan Büyükelçisi, yıllar sonra AKP Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış’ı. Suudiler son anda çark ediyor, Yaşar Yakış seçilemiyor ama, o kapı Türkiye’ye açılıyor. 2005 yılında Ekmeleddin İhsanoğlu Genel Sekreter seçiliyor.
Bazı CHP’liler İKÖ bağlantısı nedeniyle İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına itiraz ediyor. Ezber belli, o kesim, CHP dışından kim aday gösterilse, karşı çıkacak.
Ama, işte Ecevit örneği. Sosyal demokrat ve laik kimliği asla sorgulanamayacak Ecevit İKÖ’ye tarihsel adım atıyor. Ezber bozan her düşünceye karşı çıkan CHP’lilere küpe olsun.

Haberin Devamı


TKP’lilerden İKÖ’ye

12 Eylül’de başbakan yardımcısı iken Turgut Özal İKÖ’de Bilim ve Teknoloji Komitesi başkanı seçiliyor. Komite İstanbul’da enstitü açıyor. Özal enstitünün başına Ekmeleddin İhsanoğlu’nu getiriyor.
İhsanoğlu genel sekreterliği döneminde İKÖ’nün yapısını değiştiriyor. O nedenle çeşitli İslam ülkelerinde fahri doktora unvanı veriliyor. Türkiye’yi Ortadoğu’ya kabul ettiriyor. İKÖ’nün finansörü İslam Kalkınma Bankası’nda Türkiye’nin ortaklık payını arttırıyor. 90’ların başında yine bir uzlaşma ihtiyacı var, bugünkü gibi, yine kavga, gürültü. Sağ ve soldan farklı düşünce bir araya gelsin, aşırılık sona ersin arayışı içinde sosyal demokratların öncülüğünde Şile’de bir toplantı. TKP’lilerden muhafazakârlara uzanan geniş bir kulvar. Muhafazakârları dönemin iki ağır topu Prof. Memduh Yaşa ile Prof. Nevzat Yalçıntaş temsil ediyor. Üçüncü kişiyi herkes orada ilk kez görüyor, Ekmeleddin İhsanoğlu. Orada kavgadan uzak, yapıcı ve geniş görüşü ile TKP’liler dahil, herkesin sempatisini kazanıyor. 2006’da İstanbul’da kendisiyle röportaj yapıyorum. Bendeki izlenim de olumlu. İslam ülkeleriyle iç içe yaşıyor, ama dünyayı kavrayan, Batılı aydın profili çiziyor.

Haberin Devamı


TV’de düello

Ekmeleddin İhsanoğlu’nu bütün dünya tanıyor, dış ilişkileri mükemmel, ama oy verecek insanımız tanımıyor. Oysa, olabilecek en güçlü çatı aday. Dünyanın her yerinde böyle bir seçimde adaylar TV’de tartışıyor. İlk ve ikinci turda, iki kez. Yandaşlar İhsanoğlu’na acele saldırıya geçiyor. Hücum yerine, aday olursa, Tayyip Erdoğan, İhsanoğlu ile emre amade gazeteciler yerine, bağımsız gazetecilerin soru soracağı açık oturuma çıkar mı? Madem AKP kendi adayına çok güveniyor, o zaman TV’de tartışmak için çekinmeye gerek yok. Çıksınlar, kim kimin bileğini bükerse.


Çatı aday manzaraları

İhsanoğlu’nun adaylığına partilerin bakışı şöyle:
AKP: Moralleri bozuluyor. İhsanoğlu’na yükleyecekleri bir olumsuzluk yok. Her fırsatta çatı adayla dalga geçen, klasik olarak, her olaya anında tepki veren Erdoğan dün gurubunda tek laf etmiyor. Telaş var.
CHP: Tabanı öfkeli. Hem “Erdoğan ile başa çıkacak farklı biri olsun” demek, hem de farklı bir isme tepki göstermek, Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürüyor. Kılıçdaroğlu isim üzerinde olmasa da, konuyu örgütü ile daha geniş ele alması gerekirken, bunu yapmıyor. Onun için öfkeyi onarması gerekiyor.
MHP: Tam destek var, örnek dayanışma sergiliyor.
HDP: Destek yok, ikinci turda ne yapar, belirsiz.
SP: Hepsi olmasa bile, belli bir kesim oy verebilir.
BBP: Şimdilik olumsuz değil.
Ve Abdullah Gül: Her zamanki gibi, sade suya tirit, hiçbir mesaj içermeyen yuvarlak sözlerle, konuyu geçiştiriyor.

Yazarın Tüm Yazıları