Çok yaşasın, yaşasın, yaşasın Hep Yeni Kalanlar!

Onu çok sevdim, cool buldum, yetenekli buldum, farklı buldum.
Kalabalıklardan ayrılmış bir hali vardı.
Kendi küçük bir dünyası vardı.
O dünyada, kız arkadaşı ve müzikle yaşıyordu, pardon bir de köpeğiyle!
Akşam 10’da uyuyan, sabah 4.5’ta dikilen, o saatlerde şehri köpeğiyle dolaşan genç bir adam.
Üstelik çok da yakışıklıydı, fotoğrafları da güzel oldu, eline sağlık
Cem Talu.
Ve evet, hepimiz için çok özel olan bir kadının oğluydu.
Ama anladım ki, ağzıyla kuş tutsa, bazı insanlara yaranması mümkün değil. Müthiş bir kızgınlık, öfke, bilinen, tanınan birinin çocuğu olduğu için, her şeyin ona doğuştan hazır sunulduğunu düşündükleri için...
O yüzden ne yapsa “nefretçiler”i kesmiyor.
O da müzik yapıyor.
Ferzan’ın son filminin soundtrack’inde yer alan şarkısını çok beğendim mesela.
Annesiyle birlikte ürettikleri işler de var.
“Yeni ve Yeni Kalanlar’ı dinleyin diye yazdım.
Bana çok iyi geldi, hiç eskimeyen Sezen şarkılarının sonuncusu olarak kalbimde yerini aldı:
“Gelenlere gidenlere... Gönülden sevenlere... Ümidi yeşertenlere...
Bir şiirden süzerek, ekmeği bölüşerek, hayatı yüceltenlere... Kavganın barışmanın, zamanla yarışmanın değerini bilenlere... Doğanın ve düşüncenin, hayatın, hakikaten önünde diz çökenlere... Selamlar olsun. Şerefine kalksın bütün kadehler! Çok yaşasın, yaşasın, yaşasın hep yenilenenler!”
Ben de bu dileğe katılıyorum, kendi yenileyebilenlere ve hep yeni kalanlara selamlar olsun!

Mottom ‘kendin olmak’...

Çok mu sevgili değiştiriyorsun?
İlk ilişkim 7 yıl sürdü, şimdiki ilişkim 2 yıla yaklaştı. İnsanların hayatlarını önemsemeksizin, herkesi bir anda “sevgili” yapabiliyorlar. Ama buna da alışıyorsun, ya da önlem alıyorsun...

Artık çıkmıyor musun geceleri?
Birkaç senedir çıkmıyorum. Eskisi kadar heyecanlandırmıyor.

Babayla ilişkiler?
İyi. Hep iyiydi. Babam Bodrum’da yaşıyor. 35 senedir. Her yaz yanına gider, epey kalırım. Ama tabii ki Bodrum’da da kuytu köşelerdeyim, havalı beach’ler bana göre değil...

Hayat motton?
Kendin olmak. En kolayı da bu, en zoru da!

ÖNYARGILIYIZ

8 senedir yurtdışındaydım. İngiltere, Amerika, Almanya’daydım. 2.5 senedir Türkiye’deyim. Zaman zaman hâlâ adaptasyon sorunu yaşıyorum. Medeniyetten biraz uzağız. Bazen kötü niyetliyiz. Sinirli ve tehlikeliyiz. Trafik felaket. Adam gelip çarpıyor, bir de sana kızıyor. Önyargılıyız. Bazen acımasız. Ama her şeye rağmen çok seviyorum ülkemi...

Bebek’e insem hemen yapıştırırlar!

Kadınlarla aran hep mi iyi oldu?
Evet. 4 kadının arasına düşsem sıkılmam. Çünkü annem ve arkadaşlarından şerbetliyim. Hep çok kadın vardı bizim evde. Onların arasında büyüdüm. Çok renkli, zengin bir dünya. Tek sorun, yanımda hangi kadını görseler, “sevgilisi” diye yazıyorlar. Kimsenin benim yüzümden müşkül duruma düşmesini de istemem.

Hemen fotoğrafların mı çekiliyor? Bebek’te sahilde yürüsen mesela...
Hemen yapıştırırlar!

Ne yani! Her attığın adım haber mi oluyor...
Yok, o kadar değil. Zaten muhtemelen benimle de Sezen Aksu’nun oğlu olduğum için ilgileniyorlar. Damalı eşek gibisin. Ünlü bir insanın çocuğu olmak güzel, olduğu kadar zor da. Ağzınla kuş tutsan kimseye yaramazsın. Gerçi zaman içinde takmamayı öğreniyorsun. Ben annemden dolayı dikkat ediyorum hayatıma, çünkü ona bir zarar vermek istemem. Özellikle de kendimi tutmuyorum.

Spor senin için ne kadar önemli?
Çok. Günde 2.5 saat falan yapıyorum.

Nereye gidiyorsun?
Kendi yerim var. Basit bir salon, Seyrantepe’de. Benim bir ustam var. Şifu Emre Kosif. 7-8 ay önce beraber açtık orayı. Birtakım aletler, torbalar filan asılı. Bir de kahve makinesi ve su. Başka da bir şey yok.

Ferzan’ın son filmine (‘Kemerlerinizi Bağlayın!’) verdiğin besteyi çok sevdim ben...
“Just another day” adı. Ferzan, anneme beste almaya geliyor. Ve benim parçamı beğeniyor. Filmin soundtrack’ine kondu. Bütün müzisyenler İtalyan, bir tek Türk benim. Avrupa’da satılan bir parçam da oldu, hoşuma gitti...