Tahammül edemeyiz

İNDİRİRSEN SİYASET YAPMA

“O bayrağın kırmızı renginde dedelerimizin kanları vardır, biz öyle biliyoruz. Bayrağı indireceksiniz, siyaset yapacaksınız. Doğru değil bu, asla kabul etmiyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuda çıkıp konuşmasını bekliyorum. Gerçi her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına aldığını biliyorum. Ama bayrak konusunda ne söyleyecek gerçekten merak ediyorum. Biliyorum yine yalvaracak, yine ‘Ne olursunuz bayrağa saldırmayın’ diyecek. Bayrağın indirilmesine tahammül edemeyiz arkadaşlar, işin özü bu. Bir süreç yaşanıyor, sürecin ne olduğunu kimse bilmiyor. 2 kişi biliyor. Masanın bir ucunda Recep Tayyip Erdoğan, öbür ucunda da Abdullah Öcalan oturmuş. Ne konuştuklarını bilmiyoruz, ne ödün verildiğini de kimse bilmiyor. İki tarafta da güvensizlik var. Güvensizlik üzerine süreç inşa edilir mi? Bu süreç öyle anlaşılıyor ki Türkiye’yi çıkmaz noktaya götürecek bir süreçtir. Süreci bu şekliyle götürmelerinin nedeni kişisel kariyer hesabı. ‘Ben nasıl cumhurbaşkanı olurum, karşıdaki kişiyi nasıl aldatırım, onun oyunu alırım’, bunun üzerine inşa ediliyor. Türkiye bu gerçeği görmek zorundadır.

NAMUSUMUZDUR

Eğer bir ülkede, siz o ülkenin bayrağını indirecek kişilerin arkasında duracak, onlara moral verecek bir sessizliğe bürünüyorsanız, bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bütün yurttaşlarımıza sesleniyorum, o bayrak bizim namusumuzdur, bizim onurumuzdur. Her ülkenin bayrağı öyledir, bizim de öyledir. Bayrak indirilecek, bu yeni bir şey değil, yalnız 2’nci, 3’üncü kez oluyor bu ülkede. Bu ülkenin Başbakanı, Cumhurbaşkanı sessizliğini koruyacak. Biz bunları kabul etmiyoruz. Bayrak, benim bayrağım olduğu kadar sizin de bayrağınız. Sizin bayrağınız olduğu kadar Abdullah Gül’ün de bayrağı olmak zorundadır. Anayasa’da yemin içtiniz, o yemin sıradan bir yemin değildir. Sizin sadakatinizi biz sorgular hale geldik, beni üzen bu.”

İSİM BELİRSİZ

Öte yandan Kılıçdaroğlu partisinin cumhurbaşkanı adayıyla ilgili değerlendirme turlarını dün parlamento dışındaki partilerle sürdürdü. DSP ziyaretinde birleşme çağrısı da yapan Kılıçdaroğlu, “Türkiye süratle bir başka alana evriliyor. Dolayısıyla bizim bölünme lüksümüz yok” dedi. CHP heyeti, Bağımsız Türkiye Partisi’nde (BTP) Genel Başkan Haydar Baş ve parti yöneticileriyle de görüştü. Baş, seçilecek cumhurbaşkanının toplumun her kesimini kucaklayacak bir kimliğe sahip olmasının yanı sıra milletin değerleriyle birleşmesi ve devletin kurumlarını sahiplenmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu da “İsim bazında hiçbir görüşme şu ana kadar yapılmadı” dedi.

Namusları kirlendi komutanlar istifa etmeli
Orhan Düzgün (CHP Tokat Milletvekili) Son günlerde hükümet kim, terör örgütü kim, devlet kim, hepsi birbirine karışmış durumda. Bazen kol kola görüyoruz. Bazen karşı karşıya görüyoruz. Maalesef kendi sınırlarımız içinde bayrağımız gönderden indirildi. Tabii bunun sonucu şu olmalıydı, bu bayrağın teslim edildiği Hava Kuvvetleri Komutanı, bölgedeki komutan ve Genelkurmay Başkanı derhal istifa etmeliydi. Çünkü ordunun namusu sancağıdır. Bu saydığımız komutanlar artık ordu anlamında, askeri anlamda namusları lekelenmiş kişilerdir. Ve bu ülkenin bayrağı artık lekeli kişilere teslim edilemez. Ayrıca bunun bir siyasi sorumluluğu da olmalıdır, Milli Savunma Bakanı da derhal istifa etmelidir. Bu ayıbın altında bu hükümet barınamaz, bunun altına saklanamaz. Bu istifalar gerçekleşmezse ilgili kişileri bundan sonra muhatap almayacağımızı, bu koltuklarda oturmalarını doğru bulmayacağımızı açıkça belirtmek istiyorum. Genelkurmay Başkanı en son Danıştay olayında Başbakan’ın işaretiyle peşine takılıp gitmiştir. Maalesef ülke savunması konusunda da aynı tavrı sergilemektedir.

Elbette silah kullanılacaktır

Dilek Akagün Yılmaz (CHP Uşak Milletvekili) Terör örgütüne AKP tarafından verilen tavizlerin sonucu buralara kadar gelmiştir. Askeri yasak bölgeye tüm uyarılara rağmen giriyor ve şiddet kullanıyorsa elbette silah kullanılacaktır. Bu yönetmeliklerde vardır. Bayrağın indirilmesine hiçbir şekilde izin vermemek gerekir. Görülüyor ki oralarda Türk bayrağına bile tahammül edilemiyor. Terör örgütü müzakereler sonunda daha da güçlendi ve bölgeden asker ve polisin çekilmesi konusunda zorlayıcı şantaja başvurmaya başladı. Öcalan ve terör örgütüyle müzakereler durdurulmalıdır. HDP ve BDP ile görüşmeler yapılabilir ama terör örgütüyle görüşmeler sona erdirilmeli.