Ekonomi yönetiminde ihtiyatlı tavır terk ediliyor

Avrupa Merkez Bankası ECB’nin aldığı faizleri indirme kararı, piyasaların “pembe hava yaratılsın kar yazalım” arzusunu hayata geçirmek için bir bahane oldu.

Haberin Devamı

ECB’nin faiz indirimi ve bankalara yapacağı desteğin işleyip işlemeyeceği, ne sonuç vereceği henüz bilinmiyor ama piyasalar coştu…
Dün Çin verilerinin de açıklanmasıyla birlikte, bizim gibi ülkelerin piyasaları da coştu. Yani piyasaların tavrı bize özel bir durum gibi gözükmüyor.
Ancak, başka ülkelerdeki tutumu bilmiyorum ama, bizde ekonomideki ihtiyatlı tavrın yavaş yavaş terkedildiğini gözlemliyorum. Piyasalar fırsat buldu mu kar yazmak için her şeyi yapar, pembe havayı pompalar ama ekonomiyi yönetenlerin ayaklarının yere basması gerekir. Piyasaların aşırı kar hırsını dengeleyecek olan, daha doğrusu ileride daha büyük sorunlar çıkmasını engelleyecek olan ekonomi yönetimidir.
O nedenle ekonomi yönetimi ve ihtiyatlı davranma gereği hep beraber düşünülür. Hele hele Merkez Bankalarının ihtiyatlı davranması esastır, çünkü politikacılar yapıları gereği popülisttir ve ülke ekonomisini riske atacak eğilimlere meyillidirler ve frenlenmeleri gerekir. Yani piyasaların coşkusundan değil ekonomi yönetimindeki tavır değişikliğinden korkmak gerekiyor.
Başbakanın sürekli gaza basalım anlayışında olduğunu zaten biliyoruz. Bazı bakanlar ise her şartta Başbakanın söylediklerini tekrarlarlar. Burada kilit konumda olanlar; sırasıyla Başbakan yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’tir. Bunların ihtiyatlı tavırda ısrar etmesi, Başbakanı riskler konusunda uyarıp ayakların yerden kesilmesini engellemesi, ekonomide sağlanan istikrarda büyük pay sahibi oldu. .
Son faiz tartışmaları ile birlikte ekonomi yönetiminde de ciddi tavır değişikliği gözlemliyorum. Ne kadar faiz gibi temel konularda durumu açıklığıyla ortaya koymaya çalışsalar da, sanki eskisi kadar Başbakana karşı direnemiyorlar, daha büyük bir baskı hissediyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçimi hatta genel seçimlere kadar sanki gaza basılacağı ve ekonomi yönetiminden bu konuda ciddi itiraz gelmeyeceği gibi tehlikeli bir havanın yayılmaya başladığını hissediyoruz.

1.5 PUANLIK FAİZ İNDİRİMİ BEKLENTİSİ

Merkez Bankası başkanı Erdem Başçı’nın büyüme konusunda “beklentilerin ötesinde” bir rakam beklediklerini söyledi. Hedefin üzerinde büyüme varsa daha sıkı para politikası beklenir ama Başçı’nın son yumuşak tavırları piyasada 24 Haziran’da yapılacak PPK Toplantısında yüklü faiz indirim yapılacağı beklentisini artırıyor. Piyasalar 1,5 puan civarında bir indirim bekliyorlar.
Avrupa’daki yeni planın bankalarla ilgili mali tablo ortaya çıkmadan işleyip işlemeyeceği, işlese bile bunun bizim gibi gelişmekte olan ülkelere para akışını artırıp artırmayacağı tartışmalı. Bunun yanında ABD ekonomisine ilişkin olumlu veriler, Çin ekonomisindeki düzelme yönündeki gelişmelerin küresel likiditenin daraltılmasının erkene alınması için ciddi işaretler taşıdığı da ortada.
Buna rağmen ihtiyatı elden bırakmak, ülke ekonomisini ciddi risklerle yüzyüze bırakmak anlamına gelecek. Vergi ve SGK affı, bütçe harcamalarının artması mali disiplin adına olumsuz gelişmeler. Popülizmin hakim olduğu bir döneme giriyoruz ve küresel likidite her an tersine dönebilir. Böylesine bir ortamda sıcak paraya dayalı yüksek büyümeyi pompalamak için yüksek oranlı faiz indirimi yapmak, siyasi etki altında kalarak ihtiyatı elden bırakma anlamına gelebilir.

Yazarın Tüm Yazıları