Korkulan hastalıkta uzman desteği önemli

Toplumda çok bilinmemesi nedeniyle korkulan bir hastalık olan MS’in ölümcül olmadığını belirten Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Akçay Övünç Özön, “MS’li kişiler aktif olarak yaşayabilir, çalışabilir, çocuk sahibi olabilir. Bu konuda uzman doktor ve sağlık personelinden destek almak çok önemlidir” dedi.

Haberin Devamı

Sevgili okurlar, bu hafta konumuz bir sinir sistemi hastalığı olan “MS” yani “Multipl Skleroz” hastalığı. Her yıl mayıs ayının son çarşamba günü “Dünya MS Günü” olarak kutlanmaktadır. MS, toplumda çok bilinmemesi ya da yanlış bilinmesi nedeniyle korkulan bir hastalıktır. Oysa ölümcül değildir ve MS’li kişiler aktif olarak yaşayabilmekte, çalışabilmekte, çocuk sahibi olabilmektedir. Karakteristik olmayan belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterirken, modern tedavi sistemleri hastalığın gelişmesinde ve gidişatında geciktirme yaratma şansı verebilmektedir. Bu konuda hafta boyunca sizlerden gelen soruları Medicana International Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Akçay Övünç Özön’le konuştuk.

- Öncelikle ‘Multiple Skleroz’un tanımıyla baslayalım nedir MS hastalığı?

Haberin Devamı

MS yani Multipl Skleroz, beyinde ve omurilikte, sinirlerin etrafındaki koruyucu kılıfın (miyelin kılıfı) hasar görmesi ile karakterize bir hastalıktır. Otoimmün, yani vücudun bağışıklık sisteminin kendi hücrelerini tanıyamaması nedeni ile vücudun kendi kendine zarar vermesi ile ortaya çıkar. Kılıfın hasar gördüğü yerlerde sertleşmiş dokular (skleroz) yer almaktadır. Bu sertleşmiş alana da “plak” denir. Bu plaklar, sinir sistemi içinde pek çok yerde oluşabilir ve sinirler boyunca mesajların iletilmesini engelleyebilir.

- Peki MS kimlerde görülür?

Genellikle 20-40 yaş arası kişilerde (ancak 10 yaş gibi erken başlangıçlı hastalar ve 40 yaşından sonra başlayan vakalar da vardır), kadınlarda, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek toplumlarda/kentlerde yaşayan eğitim düzeyi yüksek kişilerde görülür.

NEDENİ BİLİNMİYOR

- MS hastalığınin sebepleri nelerdir?

MS’in nedeni henüz kesin olarak tespit edilebilmiş değil. Yapılan değişik araştırmalarda hastalığa neden olabilecek çok çeşitli nedenler (daha önce geçirilmiş virütik enfeksiyonlar, çevreden kaynaklanan bazı zehirli maddeler, beslenme alışkanlıkları, coğrafi etmenler, vücudun savunma sistemindeki bozukluklar) sorgulanmışsa da hiçbiri kesin neden olarak saptanamamıştır. Yine araştırmalar göstermiştir ki; MS, bu hastalığa genetik bir yatkınlığı olan kişilerde daha sıklıkla görülmektedir. Bu, MS’in kalıtsal olduğu anlamına gelmez ama beyaz kan hücrelerinde bir cins HLA antigenleri bulunan kişilerin MS’e diğer insanlardan daha çok yakalandıkları anlaşılmıştır.

Haberin Devamı

- MS belirtilerinden bahsedermisiniz?

MS’in karakteristik bir semptom tablosu yoktur. MS belirtileri, şiddet ve seyir yönünden hastadan hastaya çok büyük değişiklikler gösterebilir. Hastalığın ilk belirtileri birkaç gün içinde ortaya çıkar; alevlenmeler ve düzelmelerle seyreder. Başlangıç dönemlerinde tam bir düzelme gösterirken bazen hastalığın ilerlemiş evrelerinde, az sayıda hastada baştan itibaren düzelmeler olmaksızın kötüleşme söz konusu olabilir. Semptomlar ilk etapta bulunduğu yere ve ikinci etapta beyin ve omurilikte yol açtığı hasara bağlıdır. Bunlar arasında halsizlik, karıncalanma, uyuşma, duyu eksikliği, denge bozukluğu, çift görme, görme azlığı, konuşma bozukluğu, titreme, kol ve bacaklarda sertlik, güçsüzlük, idrar kaçırma veya yapamama, erkeklerde cinsel güç azlığı sayılabilir. Tanımlanan belirtilerin bir ya da birkaçına birlikte rastlanabilir. MS mutlaka ağır bir seyir göstermeyebilir. İlk işaretler çoğu zaman ciddiye alınmamakta ve başka bir hastalık tablosuyla yorumlanmaktadır. Etkilenen kimselerin bir MS uzmanına gitmesine ve teşhis konana kadar bazen uzun yıllar geçmektedir. Bazılarında ise uzun dönemler boyunca hiçbir hastalık işareti ortaya çıkmamaktadır.
MS ölümcül bir hastalık değildir. Bu konuda yapılmış pek çok çalışma vardır. Bu çalışmalarda ortalama yaşam süresi açısından MS’lilerle sağlıklı bireyler arasında önemli bir fark olmadığı ortaya konmuştur. MS’de bulaşıcılık da söz konusu değildir. MS’li kişilerin, bazen aldıkları ilaçların etkisiyle enfeksiyon hastalıklarına karşı direnme güçleri azalır.

Haberin Devamı

GECİKTİRME ŞANSI VERİYOR

-Tedavi yöntemleri nelerdir?

Modern tedavi sistemleri MS hastalarına hastalıklarının gelişmesinde ve gidişatında geciktirme yaratma şansı verebilmektedir. Ataklar uygun şekilde ve mümkün olduğunca çabuk tedavi edilmelidir. Bu nedenle atak geçirdiğinizi düşünüyorsanız mutlaka zaman geçirmeden tedavinizi yürüten tıp merkezine başvurmalısınız. Bir atağın devam süresi ve ne zaman geçeceği önceden tahmin edilemez. İki atak arasında bir iyilik dönemi vardır. Bu dönem içinde hastalık ilerlemez ve vücut kendi kendini iyileştirmeye çalışır. İki atak arasındaki iyilik döneminin ne kadar süreceği de bilinememektedir. Bazı MS’liler bir ataktan sonra bazen uzun yıllar ikinci bir atak geçirmemektedirler. Atak sayısını azaltmak ve engellemek için immunmodulatuar (bağışıklık sistemini düzenleyen) tedavilerden faydalanılır. MS’in temel tedavisi budur.

Haberin Devamı

- Son olarak hastalarımıza vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?

MS belirtilerin ve gidişin kişiden kişiye değiştiği, ölümcül ya da bulaşıcı olmayan bir rahatsızlıktır. Bir akıl ya da ruh hastalığı değildir. MS’liler aktif olarak yaşayabilir, çalışabilir ve çocuk sahibi olabilirler. Doğru bilgilenme ve bilgilendirme, hastalıkla barışık yaşamak ve bu konuda uzman doktor ve sağlık personelinden destek almak çok önemlidir.

AKÇAY ÖVÜNÇ ÖZÖN KİMDİR

Özön, 1999 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi‘nden mezun oldu. Uzmanlığını aynı fakültenin Nöroloji Ana Bilim Dalı’ndan 2005 yılında alan Özön, ardından çeşitli hastanelerde hekimlik yaptı. Uzm. Dr. Akçay Övünç Özön, şu an Medicana International Ankara Hastanesi’nde görev yapıyor. Özön, Türk Nöroloji Derneği ve Türk Uyku Tıbbı Derneği üyesidir.

Haberin Devamı

SİZ SORUN UZMANLAR YANITLASIN

Sevgili okurlar, önümüzdeki hafta konumuz böbrek taşı. Böbrek taşı tıpta ‘nefrolitiazis’ ya da ‘ürolitiazis’ olarak bilinen böbreklerde biriken sert, madensel maddelere verilen addır. Bu madensel maddelerin (kalsiyum oksalat, ürik asit, sistin vb) kristaller halinde böbrekte çökmesi ve zaman içinde büyümesi böbrek taşını meydana getirir. Böbrekte oluşan bu taşlar yer değiştirip idrar kanallarından aşağıya doğru hareket ederek vücuttan atılabilir. Ancak idrar kanalının herhangi bir düzeyinde takılarak idrar akışına engel olup korkulan şiddetli, tipik böbrek ağrısına yol açabilir. Önümüzdeki hafta konuğumuz Ankara Akay Hastanesi doktorlarindan Urolog Doç. Dr. Özgür Uğurlu. Bu konuyla ilgili merak ettiklerinizi hafta boyunca bana skalyoncu@hotmail.com adresinden ulaştırabilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları