MEDYADAN : Magazin haberleri

Ailenizin gazetesi Şok’un efsanevi Aile Rehberi sayfasından yine büyük bir hizmet: Erkeklerden seks tüyoları.

Spot (sıkı durun) : Erkeklerin en gizli seks sırlarını (gizsiz sır da olur demek ki) öğrenmekte başarılı olduğunuza inanıyoruz. İşte kanıtı: onları yatakta mutlu edecek tam 100 yöntem... filan.

100 yöntemin 27’sini ilk günden ifşa etmiş gazete. Bir kaçına bittim:

9- Eve geldiğinde orijinal bir hoş geldin mesajıyla karşılayın: “Günün nasıl geçti? Haydi pantolonunu indir!”

16- Kayganlaştırıcı kullanmadan organıyla uğraşmanın, ketçapsız patates kızartmasına benzedeğini unutmayın.

Tövbe tövbe...

Şok, 10 Ekim


*

DUYGUSAL AYRILIKTALIK

Kimdi o bana kızan Hande Ataizi hayranı? Hani “Hande Ataizi’nin trilyoner avukat oğlu Fethi Pekin’le 24 saat süren evliliği bana, nedense (!) Ajda Pekkan’ın Sapmazlar’ın oğlu Coşkun’la 1973’te yaptığı evliliği hatırlattı” diye yazdım, diye bozulan...

(Hatırlarsanız, 1973’te Ajda Pekkan, 19 yaşındaki bu zengin çocuğu ile gizlice evlenmiş, aile ayağa kalkınca da, 6 gün sonra, “sadece duygusal” sebeplerle boşanmayı kabul etmişti.)

Sabah’tan Bülent Cankurt’un iddiasına göre, Hande Ataizi’nin ayrıldığı kocası da 200 bin dolar para vermiş, “jest olarak” !

Sabah’la Günaydın, 12 Ekim

*

Antalya Manavgat’ta arazi fiyatları birden yükselmiş. Sebebi hikmeti?

“Ünlü manken Tuğba Özay, Antalya Manavgat’ta çiftlik alınca, çevredeki arazi fiyatları bir anda yükseliverdi. Seksi mankene komşu olmak isteyen çapkınlar Özay’ın çiftliğinin yakınındaki arazileri almak için yarışa girdi. Tuğba Özay, ‘Bölgenin muhtarı bana geldi ve arazi fiyatlarının benim sayemde yükseldiğini söyleyerek teşekkür etti’ dedi.”

Böylece, Tuğba gazeteye haber olmanın, Gözcü de birinci sayfaya çıplak bir kadın resmi koymanın yolunu buluvermiş...

Gözcü, 12 Ekim

*

Hani bir yere kaydedeyim istedim, ayrıca görmeyenleriniz olmuştur.

İngiltere'de, UCI Sinemaları tarafından 3000 sinemaseverle yapılan bir ankete göre, sinemanın diğer unutulmaz gangsterleri şöyle (imiş - Gerçekten de Bronda muhteşemdi ve ‘mafya’ kavramını değiştirdi. Yanılmıyorsam eğer ‘baba’ lafı da bu filmden sonra girdi literatüre.):

1- "Baba" (Godfather) filmindeki Don Vito Carleone rolüyle Marlon Brando
2- "Baba II" (Godfather II) filmindeki Vito Corleone rolüyle Robert De Niro
3- "Sıkı Dostlar" (Goodfellas) filmindeki Henry Hill rolüyle Ray Liotta
4 - "Dokunulmazlar" (Untouchables) filmindeki Al Capone rolüyle Robert De Niro
5- "Kirli Yüzlü Melekler" (Angels With Dirty Faces) filmindeki William Sullivan rolüyle James Cagney
6- "Yaralı Yüz" (Scarface) Antonio Tony Montana rolüyle Al Pacino
7- "Ateşten Kalbe Akıldan Dumana" (Lock, Stock and Two Smoking Barrels) filmindeki Big Chris rolüyle Vinnie Jones
8- "The Long Good Friday"deki Harold Shand rolüyle Bob Hoskins
9- "Seksi Hayvan" (Sexy Beast) filmindeki Don Logan rölüyle Ben Kingsley
10 - "Casino"daki Sam Rothstein rolüyle Robert De Niro.

Milliyet, 12 Ekim

*

Yukarıda Şok’un Aile Rehberi sayfasında yayınladığı ‘Erkeklerden alınan tüyolara göre onları baştan çıkarma rehberi’nden alıntılar yapmıştım.

Bugün bir tane daha.

Öneri no. 30: Boğuşun

Şok, 12 Ekim

*

Yine aynı sayfadaki ‘69 cesur seks sorusu’ dizisi de sürüyor bu arada.

Affınıza sığınarak bir alıntı daha yapacağım...

Soru no. 39 : Mastürbasyon sevmemek anormallik mi?

Cevabın girişi: Herkes dondurma yemekten hoşlanmayabilir. Kendinizde bir hata aramayın. Belki tekniğiniz yeterli değildir...

Ailenizin gazetesi Şok, 12 Ekim


*

MOTÖR VE KAPORTA

Yenilenip döndü, diyor haberin başlığı.

“60’ına merdiven dayayan Ajda Pekkan ile kardeşi Semiramis Pekkan” dan söz ediyor haber.

Semiramis Pekkan dünyaca ünlü biyoenerji uzmanı (ne demekse) Ravin Narain’in hastasıymış da, laf muhteşem “Bir süredir ortalarda görünmeyen Semiramis Hanım, meğer geçen hafta 6 aylık rutin bakım için yine Narain’in Londra’daki kliniğinin yolunu tutmuş...”

“6 aylık rutin bakım için...”

Hava filtresi, yağ filtresi, gelmişken frenlere de bir bak, Narain Usta!..

Sabah’la Günaydın, 13 Ekim

*

Hürriyet, Hülya Avşar’a köşe, ne köşesi, sayfa açtı. Açarsan, sonuçlarına katlanırsın tabii ki, kadıncağız Türk kadınının sorunlarını çözmeye, psikolojik analizlere girmeye filan başladı.

Çarşamba günü bir misafiri vardı, röportajın yarısına kadar okudum, bu Elif Aldoğan hanımın kim olduğunu, kimi temsil ettiğini, niye röportaj yapıldığını anlamadım.

Başyazısında Hülya Avşar diyor ki:

“Konuşmak, Dokunmak, Öpüşmek, Sevişmek kulağa ne hoş geliyor. İşte bunun için sadece konuş, anlat, izah et, güzel sözler söyle, işte şiddetin tek silahı, günümüzde en düzgün giden evliliklerin çoğu aralarında konuşacakları konuları olmadığı için bitiyor. Bazen ağzı olan da konuşamıyor! İşte, böyle olanları da muhakkak konuşturacak bir şey bulunur. Bugünkü sohbetimizde olduğu gibi...”

”Ağzı olan da konuşamıyor! İşte böyle olanları da konuşturacak bir şey bulunur” dediği, demek ki, röportaj yaptığı Elif Hanım!

Çok zââârif bir ev sahibi yani!..

Hürriyet-Kelebek, 13 Ekim

*

Kuzguncuklular dizi çekimlerinden bıkmış. Yıllar önce Perihan Abla dizisiyle birden medyatik hale geldiğinde, İstanbul’un bu güzel mahallesi pek bir memnun mesut olmuştu. Ama arkası geldi, alıştılar, derken bıktılar. Galiba en son Ekmek Teknesi de Kuzguncuk’ta çekiliyor.

Birsen’in (Altuntaş) haberiydi. Mahalle sakinleri imza topluyorlarmış, esnaf da vitrinine “ARTIK DİZİCİ İSTEMİYORUZ” diye yazmış.

*

SERİN DURUŞ’TAN ARAK

Pazar Keyfi’nde dış ses: Bu kız için sadece gözyaşı dökülmez, bütün yaşlar dökülür

Ece Erken: AB’ye girmek için, tabiri caizse Avrupa Birliği’ne girmek için... (Bizim Alper’le Hüseyin, bu alıntıya şöyle bir başlık atmış: Caiz caiz...)

Hıncal Uluç: Türkiye’yi yedili bir grupta lider görmek insanın şeyini okşuyor...

Milliyet, 15 Ekim

*

“Edebiyattan çakarmış” diyen haberin daha ilk cümlesi: “Yılmaz Erdoğan’ın bilinmeyen bir sırrı keşfedildi.”

Bravo!

Takvim, 15 Ekim

*

GERÇEKTEN DE...

Cengiz Semercioğlu’nun önerisi hem çok gırgır, hem de aslında iyi bir fikirdi. Kelebek’teki Full Ekran köşesinde (full’a takmayın) diyordu ki:

Seren’le Cengiz’i aynı eve koyalım

Madem bu Ünlüler Çiftliği tefrika halinde devam edecek, madem bu gelin-damat işleri bu kadar izleniyor, ortalığı yıkacak bir format teklifini tek kuruş telif hakkı istemeden televizyoncuların hizmetine sunuyorum.

Cengiz İmren ve Seren Serengil’i aynı evde iki farklı odaya kapatalım. Günün belli saatlerinde evin ortak alanlarını kullansınlar. Ve oturup birbirleri hakkındaki fikirlerini izleyelim. Rating rekorları kırmazsa namerdim.

Kaldı ki Seren Serengil bu işlerde yeterince tecrübeli artık. Hatırlarsınız, Star2’ye hazırladığı ve insanların ilişkilerini masaya yatırdığı programı fazlasıyla adından söz ettirmişti

Ünlüler Çiftliği’ndeki performansını da gördük, burun farkıyla birinciliği Ercan Akışık’a kaptırdı.

Daha ne olsun!

Son olarak ikiliyi Televole’de izledim, yine muhteşemdiler!.. Kapatalım Cengiz İmren’le Seren Serengil’i bir odaya. Her söyledikleri gazetelere manşet olduğuna göre bu program da fazlasıyla izlenecektir.

*

Kanuni (kanun sanatçısı) Coşkun Erdem’ın meslekte 50’inci yılı Suadiye Büyük Kulüp’te düzenlenen bir geceyle kutlanmış. Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses ve daha birçok vefakar sanatçı sahneye çıkmış.

Takvim’in Renkli Dünyalar sayfası bu haberi ‘bu şekilde’ vermeye çalışıyor, ama başlığında feci pot kırıyor:

Coşkun Erdem’e büyük onur!

Bunu ‘övücü bir başlık’ zannediyorlar. Hani bir zamanlar bir şarkıcı vardır, alkışlara ‘Benden de size serzenişler, serzenişler...’ diye cevap veriyordu!

*

Uyurgezer kadın yabancılarla sokakta sevişmiş , diyordu Hürriyet’in haberi:

Zampara erkekler yaşadı, bundan kral bahane mi olur!

*

“Her geçen gün, kafayı sıyırmaya bir adım daha yaklaştığımı hissediyorum.” Ebru Çapa

*

Gazetelerde bu küçük ilanı görüyorum arasıra, “Su korkusu olan ya da boğulma tehlikesi geçirmiş büyüklere” yüzme okulu açılmış.

Adı nefis: Akıllı balık!

*

Hıncal Uluç anlatmış bu küçük fıkrayı:

James Bond, bara gidip oturmuş, yanındaki fıstığa dönüp tek kaşını kaldırarak, "Bond.. James Bond.." demiş.. Yüzünü asmış fıstık ve cevap vermiş, "Git! S...r Git..!"

*

Sabah yazarı Emre Aköz, “Gelinim olur musun” tipi müstekreh programları savunuyor, hem de çok tomlumsal bir gerekçeyle:

“Buna karşılık aynı vatandaş... 'Gelinim olur musun'u izlerken hem eğleniyor... Hem de gündelik hayata ilişkin gayet somut bilgilere sahip oluyor.

Bunlar elbette 'bilimsel bilgiler' değil. Ama 'Gelin-damat seçmenin ilkeleri', 'Genç kuşağın hayata bakışı' ya da mesela 'Anneoğul ilişkileri' hakkında epey ayrıntılı, somut malumat ediniyor.

Özetle Başbakan'ın konuşması umut dağıtıyor, 'Gelinim olur musun' ise vatandaşın düpedüz işine yarıyor.”

Sırf tartışma yaratıp ses getirmek için “aykırı olmaya çalışmak” ağır bir mucburiyet olmalı...

*

Hürriyet’in birinci sayfasında bir haber anonsu:

“Viagra kullanma yaşı 18’e indi”

Bu haberin hemen üzerinde bir anons bandı:

“BAYİNİZDEN İSTEYİNİZ”

*

Ünlüler Çiftliği diye akla zarar bir program var televizyonlarda, çok ayıp olduğunu biliyorum ama bugüne kadar tahammül edip de iki dakika seyredebilmiş değilim.

Şok’un atlatma (!) haberine göre, çiftlikte ilk gece hır çıkmış çünkü ‘ünlülerden’ biri o kadar horlamış ki, kimse uyuyamamış. Nasılsa, kimin horladığı da belli değilmiş.

Şok - araştırmacı gazeteciliğin sonu yok - “Kim horlamış olabilir?” diye bir ihtimal tablosu yayınlıyor, artık bu palavrayı neye dayandırıyorsa:

Banu Alkan % 90

Ali Atik % 80 ... vs

Şok, 17 Ekim