Vali’nin orantısız mizah müdahalesi

İSTANBUL Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun gece yarısından sonra Twitter’da belirmek ve takipçilerine “Malkara, Keşan; hoppala paşam!” dedirtecek tarzda paylaşımlar “armağan etmek” gibi bir huyu var.

Haberin Devamı

Geçen sene Gezi Parkı’nın ateşli günlerinde attığı “Gençler, Gezi Parkı’nda kuş sesleri, ıhlamur kokusu ve arı vızıltısıyla huzurlu bir sabah varmış doğru mu? Aranızda olmak isterdim” adlı çalışmasından beri bu durum böyle.
O vakit “Tabii, buyur gel abi; ama Elmadağ tarafında polis yolu tutmuş, yanına maske, baret vesaire al. Kesin bilgi” diye geçiştirilmişti.
Atakları durmadı Vali’nin...

*

Henüz geçen hafta attığı “Dut ağacından oklava, darı unundan baklava olmaz” şeklindeki “tüvitinin” sırrına erememiştik ki yeni bir atak geliştirdi.
Saat 01.00 sularıydı...
Twitter âlemi “Müdahaleye gerek bırakmadan sessizce dağılalım arkadaşlar; uyku çağırıyor” kıvamına gelmişti...
Son mavralar çevrilirken Vali yine orantısız mizah kullanarak geyik boynuzlarından kurulu barikatları dağıtmayı başardı.
Çalışmadığımız yerden gelmeyi başarmıştı yine “şakacı” Valimiz.

*

Üsküdar’da çekilen meşhur “Vapur mu yanlış şeritte; minibüs mü hatalı sörfleme yapmakta?” fotoğrafını şu notla kalabalığın üzerine doğru attı:
“Minibusüyle deniz seferlerini paşlatan cesur kaptanun Temel Reis oldigi öğrenildi. Hayurli yolcilikler...”
Bunu bize niye yaptı, “vallabilla” bilmiyorum.
Artık gaza, copa, TOMA’ya ve TOMA’dan sıkılan her türlü karışıma kendince bağışıklık sağlamış kitlenin en mühim direnme aracı olan mizah duygusunu mu hedef almıştı...
Yoksa kötü esprinin ölümcül bir silaha dönüşüp dönüşmeyeceği ile ilgili test mi yapıyordu, anlayamadım.

*

Tek bildiğim, kendimi Egemen Bağış’ın “Geçen gün kamyon sürdüm, Leonardo da vinci” esprisinden beri bu kadar çaresiz hissetmediğimdi...
Haliyle uyku muyku kalmadı; bir arkadaşıma (Sayın Ebru Çapa) Twitter’da belirttiğim üzere “Tek pota maça çağırsan gelip oynarım” seviyesinde irkildim.
Espri değerlerim “Adam yatmış, karısı kotra” seviyelerine düştü.

*

Kediye dönüp “Bana Vali’nin içtiği çay neyse ondan demle bakalım toraman” dedim ve suratıma bakarak esnemesine aldırmadan cevap üretmeye çalıştım.
“Bi Alman, bi Rus, bi Japon, bi de Vali Gezi Parkı’na girmiş...” diye fıkra yazayım dedim olmadı.
İlkokul öğrencisi yeğenimin “feys”teki sayfasından “Basamakta durmayın otomatik kapı çarpar, böler, karekökünü alır...” tarzı espri mühimmatı yığayım dedim, kesmedi.
Bir dahaki kitlesel dağıtma operasyonu sonrasında “tüvit”lemesi için “Ammeye çıktım geceden, ezberledim geceden, selâm geldi cüceden, destur aldım hocadan, hocamıza kuvvet, kalfamıza gayret, ölenlere rahmet, kalanlara selamet” tarzı öneride bulunayım dedim, içim almadı...
Bende espri yapacak hal kalmadı arkadaşlar, siz kaçın, ben kalıp bir mana bulmaya çalışacağım.
Bu kadar...

Yazarın Tüm Yazıları