Tecavüzcüyle evlendirme kabusu dönüyor mu?

Güncelleme Tarihi:

Tecavüzcüyle evlendirme kabusu dönüyor mu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2014 03:08

Yeni cinsel suçlar tasarısı tartışılırken, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Adem Sözüer uyarıyor: Bazı hâkim ve savcılar mağdurun tecavüzcüsüyle evlendirilmesi uygulamasına geri dönülmesini istiyor!

Haberin Devamı


KAÇ gündür cinsel suçlardan bahsetmişken hatırlayalım: Eski Türk Ceza Yasası’nda tecavüzcülerin tecavüz ettikleri mağdurla evlendiklerinde cezadan kurtulmalarını sağlayan çağdışı bir madde vardı ve çok sık uygulanıyordu. Mağdurlar bunu isteyerek yapmıyordu elbette, hem aileleri ve saldırgan taraf, hem de hâkim tarafından evlenmeye zorlanıyorlardı.
2005’TE KALDIRILMIŞTI
2005 yılında bu madde, kadın örgütlerinin de zorlamasıyla, insan haklarına aykırılığı nedeniyle değiştirildi. Yine de Türkiye’deki hâkimlerin çoğunun tecavüz sanıklarını tutuklu bırakma ya da ciddi bir cezayla cezalandırma konusunda ne kadar isteksiz olduklarına dair örnekleri çok yaşadık. Nitekim şu sıralar bu sevdadan vazgeçmeyenlerin sesi daha bir duyulur oldu.
ÇOCUK DAMADA 10 YIL
Yeni tasarının komisyon çalışmalarına da katılan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Ceza Hukuku ve Ceza Usulü Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Adem Sözüer, şu anda tartışılan tasarıyla zaten ağır olan cezaların daha da artacağını hatırlatarak, “Tasarıya göre, örneğin kırsal kesimde 14- 16 yaşında düğün dernek yapılarak bir araya getirilen çocuklardan erkek olana 16 yıldan 30 yıla kadar ceza verilebilecek. Yaş nedeniyle indirim yapılsa bile çocuk 10 yıla yakın cezaevinde kalacak. Yargıtay ceza genel kurulu içtihadıyla bu yol açıldı maalesef” diyor.
PERDE ARKASINDA OLANLAR
Prof. Özüer’e göre, bu yanlış içtihadı değiştirecek düzenlemeye Yargıtay karşı çıkıyor ve perde arkasında da bazı hâkim ve savcılar “Tecavüzcüyle evlenme geri gelsin, sorunlar çözülür” önerisini yineliyor. Hükümetin şu ana kadar bu önerilere sıcak bakmadığını ifade eden Özüer, “Ancak...” diyor: “Şu anki tasarıda cebir tehdit hile olmaksızın, 15- 18 yaşlarındaki akranlar arasındaki cinsel davranışlara getirilen cezalar, dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Bu tasarının TBMM genel kurulunda düzeltilmesi gerekir. Aksi taktirde bu yanlış düzeltilsin diye tecavüzcüyle evlenme arka kapıdan gelebilir!” Kadınları ve çocukları cinsel şiddetten koruyacağız, diye çıkılan bir yolun sonunda tecavüze uğrayıp üstüne bir de o kişiyle evlendirilmek gibi akıl almaz bir noktaya varılabilir mi, hep birlikte göreceğiz.

MOR ÇATI RAPORU

Haberin Devamı

‘Hangi birinize koruma verelim’

Haberin Devamı

2014’ÜN ilk 5 ayında 113 kadın öldürüldü. Kadına ve çocuklara yönelik şiddet tüm hızıyla sürüyor. Fatma Şahin’in Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı döneminde, kadın örgütlerinin katılımıyla oluşturulan, ancak önemli bir kısmı tırpanlanarak meclisten geçen 6284 sayılı şiddeti önleme yasasını izlemeye alan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın raporu, kadınların şiddet kadar, ondan korunmak için uğraşırken bürokrasiyle de mücadele etmek zorunda kaldığını ortaya koyuyor. Mor Çatı, “Erkek şiddeti azalmıyor, çünkü en önemli yasa hâlâ kağıt üzerinde” diyor.
Rapora göre izlemenin yapıldığı süreçte, şiddet gören kadınlar 6284 sayılı yasadan çoğunlukla yararlanabildi; ancak gerekli desteği alamayan kadınlar da oldu.
SEVGİLİNİ ALIRSAN!
Mesela uzaklaştırma talebinde bulunan bir kadın, savcı tarafından “Bir tokat için uzaklaştırma mı verilir” denilerek reddedildi, bir başkası, “Ben nerden bileyim şiddet gördüğünü belki de kocanı uzaklaştırıp sevgilini eve alacaksın” cümlesiyle geri çevrildi. Yasa, şiddeti fiziksel olduğu kadar, duygusal, psikolojik, sosyal, cinsel, ekonomik tüm halleriyle geniş bir şekilde tanımlıyor ve hepsi için koruma tedbirleri öngörüyor. Rapor, buna rağmen, polisin fiziksel şiddet bulgularının olmadığı durumlarda konuyu ciddiye almadığını ortaya koyuyor.

DİNÇÖZ ŞANSLI

Görevli kurum çalışanları da donanımlı değil, mağdur sürekli “yönlendirilmekten” bitap düşüyor. Yine rapora göre her kadın, eski eşinden şiddet gördüğü için canlı yayında Başbakan Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’dan yardım isteyen ve polis koruması verilen Petek Dinçöz kadar şanslı değil. Mor Çatı raporu, “Bu hizmeti talep eden birçok kadın bu hizmetten kısıtlı olarak faydalanabildi ya da hiç faydalanamadı” diyor. Mağdurlar, “Senin gibi bir sürü kadın var, hangi birinize koruma verelim” tepkisiyle karşılaştıklarını belirtmişler. Kanun koyucuların kendilerini suçlayıcı tavırlarından şikayet edenlerin sayısı da az değil. Hayati tehlike içinde olan kadınların kimlik değiştirmesi ise eziyete dönüşebiliyor. Gizlilik de tam sağlanamıyor. Sığınma evlerine gelince... Nicelik ve nitelik olarak yetersiz oldukları herkesin malumu.

Bir Ankara komisyonu

Haberin Devamı

KADIN ve çocuklara yönelik cinsel suçların cezalarının artırılmasına ilişkin değişiklik tasarısı, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) ve Adalet Komisyonu’nda görüşüldü. KEFEK, bazı kadın kuruluşlarını da fikirlerini almak için davet ettiğinden, Aile İçi Şiddete Son Kampanyası ve Haklı Kadın Platformu adına ben de oradaydım. Bu, iktidar ve muhalefet milletvekillerinin konuyla alakası olmayan mutat tartışmalarına tanık olduğum ikinci komisyon toplantısı oldu.
18 YAŞ ALTI ÇOCUK MU
Aslında, cinsel suçlarla ilgili CHP’nin teklifini hazırlayan Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, konuya iyi başlamıştı; kadına yönelik ayrımcılıktan söz ediyor, çocuğun tanımını sorguluyordu: “Oy kullandırmıyoruz, ehliyet vermiyoruz ama evlendiriyoruz. Medeni Yasamız ‘evlenmek kişiyi ergin kılar’ diyor. Artık karar verelim, 18 altı çocuk mu, değil mi?”
‘ANLIK’ HAREKET
Ancak yine CHP’nin Antalya Milletvekili Günkut Acar’ın toplantının konusu olan değişikliklerin içinde bulunduğu 100 maddelik torba yasaya yargı maddelerinden girip “çocuklara cinsel istismarı kılıf yaparak yargıyı alt üst edeceksiniz” şeklindeki çıkışı bir anda ortalığı karıştırdı. Uzun bir süre karşılıklı suçlamalarla geçti. Nitekim komisyonun CHP’li üyeleri tasarıya daha sonra, bu konuda bir muhalefet şerhi düştü. Davetli kadın kuruluşu temsilcileri söz aldığında sadede dönmeyi başarabildik. Ben, çok uğraşsam da “cezaları artıran yasa tasarısına konan ve cezaları indiren ‘ani hareket’ kavramı”na açıklık getirilmesini sağlayamadım. Ani hareketten “anlık” hareketin kastedildiğini anladım, ama niye öyle yazılmadığını öğrenemedim.
NEDEN KONUŞTUK Kİ
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ise ensestin tanımının yasada yeniden yapılmasını istedi. Ne var ki genellikle her tartışma sonunda KEFEK Başkanı Azize Sibel Gönül aynı değişmeyen cümleyi kuruyordu: “Değişiklik tasarısı maddesini kabul edenler, etmeyenler? Kabul edildi.” Aynı şey, Adalet Komisyonu’nda da yaşandı. E biz niye o kadar konuştuk? Sanırım bu soruyu, tasarı salı günü Meclis Genel Kurulu’nda tartışılırken bir kez daha soracağız.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!