‘Öldüremediler, içeri attılar’

“BEN İslamcıyım ama, senin için hep dua ettim, senin suçlu olduğuna inanmıyorum.” Bolu’da bir yurttaş.

Haberin Devamı

“Ben muhafazakârım, senin gibi düşünmüyorum ama bana göre, senin suçun filan yok.” Bodrum’un bir köyünde bir yurttaş.
“Ben AKP’liyim ama sana zulüm yaptılar.” Soma’da bir yurttaş.
“Tam metrodan inecektim, bir adam gördüm, senin elini sıkmak için inmedim.” İstanbul metroda bir yurttaş.
“Ben on yıldır oğlumu görmüyorum, seni gördüm, yüreğim ısındı.” Bursa’da bir kadın, ağlayarak.

LOKANTADA

Lokantada büyük çoğunluk masamıza selam gönderiyor, bazıları kalkıp geliyor, Tuncay’ı yanaklarından öpüyor, “Sizin için çok üzüldük, sizinle beraberiz”. 80’lerde Ankara Cumhuriyet’te birlikte çalıştığımız Tuncay Özkan ile geçen akşam buluşuyoruz. Hapisten çıktıktan sonra ilk uzun görüşmemiz. Tuncay bu arada 39 ili dolaşıyor, davet edildiği sohbetler ya da yazdığı kitapların imza günü için. Her gittiği yerde ilgi büyük. O akşam lokantada benzer sahnelere tanık oluyorum.
Bursa’da, İzmir’de üç gün üst üste imza günü, Beşiktaş’ta birkaç saat içinde bin beş yüz kitap imzası. İnsanlar kitap imzalatmak için sıraya girerken, o kitaplar nedeniyle Tuncay hakkında on iki yıl hapis isteniyor.

‘SİYASET YAP’

Haberin Devamı

Gördüğü ilgi karşısında, gittiği yerlerde soruyor, “Ben ne yapmalıyım”, herkesin yanıtı aynı “Siyaset yap, CHP’ye gir”. İlginin nedenini soruyorum, “Cumhuriyet mitingleri, tek bir kişinin burnu kanamadı, o mitinglerden ürktüler, beni öldürmeyi başaramadılar, içeri attılar. Hapiste başımı hiç eğmedim, insanlar bunu görmüş. Beni sorumlu kılan bu”. CHP’ye gidiyor, sıcak sohbette, Kemal Kılıçdaroğlu: “Siz artık CHP’lisiniz”. CHP’ye girişi herhalde bir törenle.

POLİSTEKİ BELGESEL

2008’de CHP ile ilgili belgesel hazırlıyor. Müdafaa-i Hukuk’tan son CHP kurultayına kadar CHP tarihi. O belgesel CHP’de yok ama ham bantları poliste var. Hapis çıkışı polisten bantları alıyor, şimdi o belgesel üzerinde çalışıyor. Ayrıca, bir roman yazıyor. Morali yerinde.
Birlikte çalıştığımız yıllara dönüyoruz, “Ben gazeteciliğe senin yanında başladım abi”. Benim aslan kardeşim, ne o yıllarda, ne sonrasında beni hiçbir zaman üzmüyor. Saygı ve ilgide kusur etmiyor. Yolun açık olsun Tuncay.

Haberin Devamı

Ağrılara çare kongresi

ÇEŞİTLİ ülkelerin sağlık bakanlarının da bulunduğu bir kongre. Almanya, İsviçre, Avusturya, İspanya, Şili, Malta, Kolombiya, Meksika, Yunanistan, Bulgaristan, Arjantin, Ekvador, İtalya ve Türkiye’den üç yüze yakın hekim katılıyor, İstanbul’da Beşinci Nöralterapi Kongresi. Kongre başkanı Profesör Dr. Hüseyin Nazlıkul. Geçen hafta sağda solda küçük bir haber olarak yer alan kongre benim özel ilgi alanım. Saatlerce bilgisayar başında ya da bazı mesleklerdeki gibi, sürekli ayakta çalışmak, çok geniş bir kitlede bel ve boyun ağrılarına yol açıyor. Ağrı çağımızın hastalığı.
Kongrede eksen organ hastalıkları, enfeksiyon, alerji, kadın doğum, nöroloji, göz hastalıkları, romatizma ve kanser tedavisinde nöralterapinin etkinliği ele alınıyor. Sinir sistemi üzerinden tedavi. Vücut yeni bir düzene kavuşturuluyor, ilaç kullanımı azaltılıyor. Hastalığı stres, genel ortam ve bağışıklık sistemi yaratıyor. Vücudumuz sürekli yüklemelere (çöplere) maruz, organlarda kan azalıyor, beden kendi ürettiği ve dışarıdan aldığı toksinleri uzaklaştıramıyor. Nöralterapi burada devreye giriyor. Elektro dalgaları, akupunktur, spor ve özel tedavi ile.
Kongrede Türkiye’de nöralterapinin onuncu yılı nedeniyle ilk kez BNR Nazlıkul Ödülü veriliyor. Nöralterapi ağrılara çare olmak üzere.

Haberin Devamı

Rapor hâlâ bekleniyor

SORUŞTURMASI ve yazmasıyla bir rapor kaç gün alıyor?
Kızılay İstanbul Şube Başkanı İlhami Yıldırım on gün önce tweet atıyor, “Ya eşek gibi susacaksınız ya da bu ülkeden defolup gideceksiniz”. Kızılay Başkanı Ahmet Lütfü Akar buna “Densizlik” diyor, karar konusunda müfettiş raporunu beklediklerini söylüyor. On gün geçmiş, rapor hâlâ yok. İlhami Yıldırım’ın ağabeyi eski bakan, bakarsınız, rapor mapor olmuş, Yıldırım yerinde, Akar uçmuş. Burası AKP Türkiye’si.

Yazarın Tüm Yazıları