‘Kürt açılımı’ kritik noktada

‘YALÇIN Bey, geçenlerde bizim Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’la Vatikan’daki temasları ile ilgili yazınız vardı. Yazının sonunda “Barış sürecinin şu anda ortadan kalkmış durumda olduğu ve bu sürecin kritik bir aşamaya geldiği’ belirtiliyordu.

Haberin Devamı

Sürecin aslında fiilen bittiği, ancak kimsenin ‘ilk bitiren’ olmak istemediği noktasında olduğu anlaşılıyor.
Bize gelen bilgilere göre, 30 Mart seçimlerinden sonra hükümetin barış sürecini yasal statüye kavuşturacağına ilişkin verilmiş sözler var.
Ancak bugüne kadar bu sözlerin tutulmaması bölgede yaşanan gerginliğin en temel nedeni...
Gelişmeleri iyi takip ediyor musunuz?
Lice-Hani yolunun kesilip kimlik kontrolü yapılması, önceki gece bir uzman çavuşun kaçırılması...
Başbakan’ın önceki günkü grup konuşmasında bunları teyit eden sözleri var.
Başbakan “BDP-HDP’lere; PKK tarafından dağa kaçırıldıkları için eylem yapan annelerin çocuklarının dağdan getirilmesi” çağrısı yaparken, “Alıp gelmediğiniz takdirde bizim de B planımız, C planımız devreye girer” dedi.
Bu bir pazarlığın olduğunu göstermiyor mu?
Evet A planı PKK’ya dokunulmayacak ve çatışma olmayacak!
Diyarbakır’daki dostumuz en doğru sözü söyledi galiba:
“Erdoğan barış sürecini kendi siyasi geleceğine canlı kalkan yapıyor.
Bu nedenle barış sürecini rehin almış durumda.”

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“DHKPC-TKPML-TDKH-PKK şu an birlik halinde sokak için harekete geçiriliyor! PKK’yı devlet kurdu, sözde Ergenekon kurdu diyenlere duyurulur!” (Serdar Ateş)

Hakim bey, bitir şu davayı

BİZE konuşmaktan başka meziyet sunmayan hukukçularımızı izlerken, Azerbaycan ‘hukuk devrimini’ yaptı, geçti..
“Altı ayda elindeki dosyayı, davayı bitirmeyen hakim savunma verecek.”
İşte Azerbaycan’da hukuk reformu; bravo hem de gönülden bravo.
Sabah Avcılar’dan Küçükçekmece rampasında sıkışan trafiğe bir bakın, harcanan balata, yanan benzin, zayi olan zamana. Sebep tepedeki bir istimlak, konu mahkemelik. Aman Hakimim aman!
Zor bir dava mıdır, bitirmezsin dosyayı.
Mahalleli soluyor, pis zehirli havayı.
Adını yazıp, asacaklar rampaya yaftayı.
Hakim bey, hakim bey bitir artık şu davayı.Y.K.

SPK’yı kim hazırladı

ESKİ Hazine Müsteşar Yardımcısı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Osman Tunaboylu “ABD stili adaylık” (13 Mayıs) yazısına bir açıklama gönderdi.
(İletişim hatası nedeniyle kendisinden özür dileriz.)
“Sözü geçen yazınızda; “San Diego’dan Yılmaz Erolgaç yazıyor. Sonra da kendisini tanıtıyor: 1970’li yıllarda Türkiye’nin sermaye piyasası kendilerine borsa bankeri diyen tefecilerin elindeydi ve ben gazetelerde yayınlanan yazılarımla, Kastellilerin ve diğerlerinin batacağını defalarca vurguladım; bana Türkiye’de borsa olmaz dediler. Kastelliler battıktan sonra Türkiye Sermaye Piyasası Kanun Tasarısı’nı ben hazırladım. Şimdi de Türkiye’de ABD stili aday seçilmez diyenler olacak” diye bir not var. Sermaye Piyasası Kanunu’nun hazırlanması ve yasalaşması sürecinin bütün aşamalarında emek vermiş bir Hazine mensubu olarak ne bu zatın adını duydum, ne de böyle bir tasarı gördüm. Söz konusu yasanın hikâyesi “Babama Anlattığım Bürokrasi ve Bankacılık Hikâyeleri” adlı kitabımda ayrıntılı olarak vardır.

Haberin Devamı

Mesaj Panosu

- YASAMA meclisi komisyonlarından ilgili örgütlerin dışlanıp görüşlerinin alınmaması, yönetimin baskısının ve gericiliğinin açık ifadesidir. Ömer F. EMİNAĞAOĞLU
- ASGARİ ücret ile benzin aynı oranda zamlansaydı, şu anki asgari ücretin 3.988 TL olması gerekirdi.
Ç.H.
- ERDOĞAN
Almanya’ya çakıyor, zararı Türklerin aleyhine oluyor. Zaten kimse işe almıyor, Türk çocuklarının sadece % 7’si liseye gidiyor. (Dr. S.Ş.)

BİLİYOR MUSUNUZ?

- TARİHÇİ-yazar Sinan Meydan ve gazeteci-yazar Ömür Kurt’un, Anadolu Üniversitesi’nde bugün ‘Cumhuriyet’ten günümüze tarihte ve basında algı yönetimi’ konulu bir konferans vereceklerini...

- TRT HD’nin hazırladığı, kurulduğu 1925 yılından kapandığı 2006 yılına kadar, nice düşünürlerin, gazetecilerin, siyasetçilerin, yazarların, şairlerin, sinema yönetmenlerinin kaldığı ‘Ulucanlar Cezaevi Belgeseli’nin 31 Mayıs Cumartesi 23.30 (Tekrar yayını: 1 Haziran Pazar Saat 11.00 ve 21.00) saatlerinde izlenebileceğini...

Haberin Devamı

Sarıyor, Eyüp ve Çatalca’nın ormanları imara açılıyor

3. KÖPRÜ yağmasından sonra Sarıyer’in doğa harikası ormanlarını satışa çıkarıldı ve bu alanların imara açılması için düğmeye basıldı. Bu kapsamda Gümüşdere’de 590 dönümlük dere koruma alanı, Rumeli Feneri’ndeki 28 dönüm askeri alan ile 21 dönümlük açık spor tesisi alanı özelleştirme kapsamına alındı. Gümüşdere’de, 3. köprü alanında kalan doğal SİT alanı ormanlar da özelleştirme kapsamına alındı. Kararın, 8 Mayıs tarihli Resmi Gazete’de yayınlandığı ortaya çıktı.
Sarıyergazetesi.com’un haberine göre, İstinye’deki 158 dönümlük boğaz manzaralı hazine arazisinin satışından 1 milyar 5 milyon lira gelir elde eden iktidar, gözünü bu kez de Sarıyer‘in paha biçilmez ormanlarına dikti. Sarıyer’in kuzeyinde kalan doğa harikası ormanların imara açılması ve satılması için düğmeye basıldı. Başbakanlığa bağlı Özelleştirme Yüksek Kurulu, İstanbul’da toplam büyüklükleri yaklaşık 2 bin dönüm olan 71 taşınmaz için özelleştirme kararı aldı. Kent genelinde yaklaşık 2 bin dönüm arazi bu kapsamda imara açılacak.

Haberin Devamı


GÜMÜŞDERE’DE 590 DÖNÜM

Özelleştirilen taşınmazlar arasında yapılaşma yasağı olan dere yatakları ile yol, dini tesis, belediye hizmet alanı gibi parsellerin olması da dikkat çekiyor. Resmi Gazete’te 8 Mayıs günü yayımlanan Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı’na göre Sarıyer Gümüşdere’de 590 bin 343 m2’lik dere koruma, rekreasyon, dinlenme alanı, Rumelifeneri’nde toplam 28 bin 450 m2 askeri alan, Kartal Gümüşpınar’da 257 bin m2’lik
yeşil alan ve yol, Silivri Alibey’de 56 bin 557 m2’lik tarımsal üretim teknolojileri geliştirme parkı özelleştiriliyor. Çatalca Kaleiçi’nde 193 bin m2’lik plansız alan, 197 bin 512 m2’lik tarım alanı da bu kapsamda yapılaşmaya açılıyor. 8 bin 473 metrekarelik tarım alanı ise Eyüp Kemerburgaz’da özelleştirilecek. Fatih Binbirdirek’te 12 parselde toplam 16 bin 800 m2’lik arkeolojik alan da özelleştirme kapsamında.

Haberin Devamı


RUMELİ FENERİ’NDE 50 DÖNÜM

Rumelifeneri’nde 21 bin metrekarelik açık spor tesisi ve yol ile yine aynı köydeki 28 bin 450 metrekarelik askeri alan satılacak. Silivri Alipaşa’da toplam 30 bin metrekarelik yol, park, dini tesis alanı, Çatalca Kaleiçi’nde 75 bin metrekarelik tarım ve enerji nakil hattı koruma kuşağının da özelleştirilmesi de tepkilere neden oldu. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Sami Yılmaztürk, şu anki imar durumuna göre yapılaşmaya gidilemeyecek bu arazileri satın alanların; daha sonra imar mevzuatını ve anayasaya aykırı şekilde buralara imar verileceğini bildiğini söyledi.


YAĞMANIN TAKTİĞİ

Sami Yılmaztürk, “Kim imarı olmayan yol, enerji nakil hatlarında kalan bir araziyi alır? Ya da belediye hizmet alanında kalan bir araziyi alıp ne yapacak vatandaş? Belediye binası mı inşa edecek? İstanbul’da imarlı alanlar bittiği için imarı olmayan alanları düşük değerle elden çıkarıp ardından imara açarak değerini yükseltecekler” dedi. Özellikle Sarıyer Gümüşdere’de 3. köprü alanında kalan doğal sit olan ormanlık alanın özelleştrilme kapsamına alındığına dikkat çeken Yılmaztürk “3. köprü ve yeni havalimanı üzerindeki arazilerin hiçbiri yeşil alanı korumak için değil, rant kazanmak için yok pahasına satılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ya da İBB tarafından yapı yasağı olan kamu alanları imara açılacak” dedi.
(Bu haberde Cumhuriyet gazetesi ve sarıyergazetesi.com’dan yararlanılmıştır.)


Mansur Yavaş, Bozdağ’ı ürküttü

ANKARA Büyükşehir Belediye seçimlerini çok küçük bir farkla kaybeden Mansur Yavaş’ın Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurusu üzerine AYM’nin YSK’dan bilgi istemesiyle ilgili tepki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan geldi. Bize de düşündürücü geldi. Çünkü, Bozdağ bir şeylerden çekinircesine “Umarım Anayasa Mahkemesi işin esasına girmeden bunu reddeder. Eğer işin esasına girerek bir karar verirse, Anayasa’yı da kendi kuruluş kanununu da çiğnemiş olur” şeklinde ürkek bir tepki veriyor.
Şunu sormak gerekir:
1- AYM’nin işlevi değişti mi?,
2- AYM, hak arayanları dikkate alırken Anayasa’yı ve kendi kuruluş kanununu neden çiğnemiş olur ki... Bu yaşananlardan sonra, Türkiye geneline ulaşma gücüne sahip bir ulusal gazete okurları için anket yapıyor.
Sorusu şu: “Seçimlere ‘hile karıştığını’ düşünüyor musunuz?”
Evet diyenler %85,54
Hayır diyenler %13,58
Fikrim yok %0,89
CHP’nin seçimi nasıl kaybettiğini gösterir bu süreç, sorumluları değil AYM’ye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürür. Büyük olasılıkla yola çıkacaktır da... Siz istediğiniz kadar “YSK kararlarına karşı AYM’ye başvurulamayacağı” emsal kararının olduğundan söz edin.
Şevket ÇORBACIOĞLU


Yazarın Tüm Yazıları