Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Kelebek

Kelebek, bir magazin eki.

Haberin Devamı

Ben de burada yazmak için yıllarca can atmış Yonca.
Çok seviyorum bu köşede yazmayı. Gülmeyi, güldürmeyi, umut hikâyeleri paylaşmayı seviyorum.
Bu köşe bitmek bilmeyen umudumu ve yapılabilecekleri yazmak için elimdeki en büyük güç.
Ama bugün Kelebek’e uygun yazacak tek kelimem yok.
Üstelik bugün 19 Mayıs!
Çok önemsediğim bayramım ve de kızım Destina’nın 14’üncü yaş günü.
İçimden geçen güzel şeyleri yazacak halim yok. “Mış” gibi de yapamayacağım.
Soma için ana gazetede yazmam gerekir, yeri burası değil belki.
İyi de acının yeri yurdu, uygunluk standardı yok ki!
Ne sizleri magazin için geldiğiniz bu sayfalarda böyle boğmak isterim, ne de şu eki en iyi şekilde çıkartmak için her şeye rağmen çabalayan editörlerime bunu yapmak.
Bu ülkede yaşadığımız sayısız haksızlık, sayısız korkunç felaketlerden ve bitmek bilemeyen uygunsuzluklar yüzünden halimiz budur.
Sürekli duygusal çelişki.
‘19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun.
İnsanlarımız vicdanlı ve ahlaklı olsun.
Yonca
“uygunsuz”

-----

Haberin Devamı

Haydi şimdi eller havaya

Yas bitti.
Hayatımıza devam edebiliriz.
Seneye bugün nasıl bir gündemde olacağız kim bilir...
Seneyi bırak yahu, haftaya bugün nasıl bir gündemimiz olacak acaba?
Haftayı unut, bu hafta sonu bizi neler bekliyor acaba?
Zehir zıkkım her günümüz oysa.
Mutluluklar haram. Eğlence saçma bir lüks. Nefes almak zaten imkansız.
Kış hiç gelmesin hele.
“Çizme” kelimesine tüylerimiz diken diken.
Siyah renk bundan sonra giymeyi sevdiğim bir renk olmayacak.
Sarı renkse güneşten başka şeyler çağrıştıracak...
Madencinin kaskı; güneşe hasret gitmiş yüzlerce insanın rengi...
Yetmez ama evet;
Acısı olan tekme, yumruk, hakaret yedi.
Jandarma yetmedi, polis de geldi.
Avukatlar kelepçelendi.
TOMA’lar belirdi.
Somalının cayır cayır yanan kalbine su sıktılar.
Tazyikli.
Yerin yüzlerce metre dibinde günlerce sönmeyen yangını,
Yeryüzünde söndürdüler.
Haydi şimdi eller havaya.
Yangın söndü.
Madenciler öldü.
Yas bitti.
Yonca
“mutlu son”

-----

Sıcak kahve vakası

12 sene boyunca CAN güvenliğinin HER şeyden önemli olduğu petrol sektöründe dünyanın 1 numarası olan çokuluslu bir Amerikan şirketinde çalıştım.
Can güvenliği dendi mi iliklerimize işleyen iki cümle şuydu:
“Nobody gets hurt!” yani “Kimsenin canı yanmasın, yaralanmasın” ve “Zero mistake!” yani “SIFIR HATA”!
SIFIR HATA evet. Buçuk değil, çeyrek değil.
Soma’dan sonra sizlere baĞzı örnekler vermeye karar verdim.
Evinizde, kendi işinizde uygulasanız bile kârdır.
Örnek 1:
Şirket koridorunda elimde sıcak kahvemle hızlı hızlı masama doğru giderken iş arkadaşım tarafından “LPT” yani “Kayıp Önleme Ekibi”ne şikayet edildim.
Elimdeki sıcak kahveyle yürürken birine çarpıp sıcak kahveyi üstüme veya bir başkasının üstüne dökerek “can güvenliğini” tehlikeye atma, “ufak da olsa yanarak yaralama” riski oluşturduğumdan dolayı ihtar aldım.
Yapmam gerekenlerin ne olduğu konusunda bir “aldığım dersler/çıkardığım sonuçlar” raporu yazmak ve bunları herkese sunmak zorunda kaldım.
Dahası o yıl kendi birimimin “şikayet” edilen tek olayı ve tek kişisi olarak namımızı lekeleyen insan oldum. Can güvenliği raporlarımıza bu “1” olayın yansımasıyla performansımız etkilendi. Koca yıl sürekli gözüme sokuldu hatam.
O günden beri hayatımda elimde sıcak bir şeyle HİÇ hızlı yürümedim.
Sıcak bir şeyle yürüyecek olduğumda herkese önceden uyarıda bulunarak haber verdim. Tedbir aldım.
Risk tespit edilip önlem alındığında hayat kurtarır.
Kimsenin canı yanmasın!
Yonca
“Yanma”

Yazarın Tüm Yazıları