Kaçak maden ocaklarını hiç sormayın!

BİZİM trajedimiz bir musibetin bin nasihatten ‘âlâ’ bir ülkede yaşamamız.

Haberin Devamı

Ancak öngörülebilir, önlenebilir büyük acılarla silkelenip kendimize geliyoruz.
Soma faciası da her şeyden önce silkelenmemize neden olmalı.
Düşünün...
Ben gerçekliğine hiç inanmıyorum ama bu madenin nispeten ‘düzgün’ olduğu söyleniyor.
Peki ya ‘düzgün’ olmayanlar?
Gelin onları konuşalım.
Zira derhal hükümetin de, işverenlerin de sorumluluk alıp kendilerini gözden geçirmeleri, derhal memleketin çalışma koşullarını gelişmemiş ülke statüsünden çekip yukarı çıkarmaları gerekiyor.
Aksi takdirde daha çok acılar yaşar, daha çok iş cinayetleri görürüz.

*

Bakınız...
Bizim bir de kaçak maden ocakları gibi bir kanayan yaramız var.
Malum, ülkemizde kaçakçılığın her türlüsü suç. Kömür kaçakçılığı da kamu malının izinsiz kullanımı anlamına geliyor.
Hadi bunu geçtik... Bu kaçak maden ocaklarında yapılan faaliyetlerde mühendislik bilim ve tekniğini takan yok. Buralarda işçi sağlığı ve iş güvenliği konularının yerinde yeller esiyor, arayın ki bulasınız.
İşçiler canlarına mı susadılar ki buralarda çalışıyorlar?
Onun da cevabı bilindik: Ekonomik çaresizlik.
Siyasi erkin dilinden düşürmediği bol sıfırlı kişi başı milli gelirler, ekonomik büyüme bu insanlara değil teğet geçmek, kilometrelerce uzakta.
Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı Adalet Arayana Destek Grubu’na verdiği bir röportajda kaçak ocak olayının Zonguldak’ta hem halk hem de validen emniyet müdürüne kadar herkes tarafından bilinen bir gerçek olduğunu söylüyor.
Ve ekliyor:
“Kaçak ocaklarda kaç kişi çalışıyor bilemiyoruz. Zaman zaman tespite yönelik çalışmalar yapılmak istense de engelleniyor.”

*

Dağlık ve zor coğrafyadaki ulaşımı da zor olan yerlerde bulunan kaçak ocaklara evlerin içinden bile giriş olabiliyor. Adı üstünde, kaçak ocak. Yasalara aykırı.
Madem otorite ve ildeki temsilcileri durumdan haberdar, niye bunları tespit etmiyor, cezalandırmıyor?
Soma faciasından sonra “Başbakan’ı niye hedefe koyuyorsunuz?” diye soruyorlar...
İşte bu yüzden. Yapması gerekeni yapmıyor. Bakırköy’deki kupon araziyle bile bizzat ilgilenen bir Başbakan, kaçak ocakların tespiti için niye talimat vermez?
Buradaki vahametin son bulması için yine yüzlerce işçinin ölmesini mi bekleyeceğiz?

*

“Yasak olmasına ve polisiye önlemlere rağmen kaçak ocaklarda kömür üretilebiliyorsa üretilen bu kömürün bir pazarı, bir alıcısı vardır, değil mi? Yoksa bu kömür nasıl ulaşacak tüketiciye? Ve böyle bir durum devletin güvenlik birimlerinin, ilgililerin haberi olmadan olabilir mi?” diye soruyor Kaymakçı.
Sahi, olabilir mi?
Devlet ne yaptı? Rödevans yöntemi diye bir şey çıkardı. Kiralama yöntemi yani. Bununla kaçak ocakları ve sahiplerini resmi bir sıfata sokmuş olacaklardı.
Bu yöntem büyük patladı. Kaçak ocaklarda mühendislik bilim ve tekniği uygulanmadı. Denetim yapılmadı.
Yasal ocaklardaki iş cinayetlerinin hesabının bile sorulamadığı, suçluların cezasız kaldığı bir ülkede kaçak ocaklarda ölenlerin hesabını kim verecek?
Hiç kimse elbette!
Devlet için görünmez insanlar onlar nasılsa, öyle değil mi?

Yazarın Tüm Yazıları