CHP MYK değişikliği ne anlama geliyor

KEMAL Kılıçdaroğlu 30 Mart’tan sonra beklenen MYK değişikliğini gerçekleştirdi. Seçimlerde beklenen ve istenen başarıyı yakalayamamanın faturası bazı MYK üyelerine kesildi.

Haberin Devamı

Gidenler kadar gelenler ve kalanlar da önemli.
Kılıçdaroğlu, MYK değişikliğinde örgütlerden sorumlu Adnan Keskin’i görevden alarak İstanbul ve İzmir’de yaşanan başarısızlığın faturasını kesmiş oldu.
Aynı zamanda Mustafa Sarıgül’e verilmiş bir cevap oldu. Sarıgül’ün İstanbul adaylığı için çok bastıran ve Şişli’de Sarıgül’e olağanüstü övgüler dizen Adnan Keskin, yaşanan başarısızlığın bedelini ödedi.
Adnan Keskin, Aziz Kocaoğlu ve Mustafa Sarıgül’ün taleplerinin ‘şartsız’ kabul edilmesi için çalışmıştı. Seçimlerde örgütler ve sandık görevlileriyle ilgili eleştirilerin odağında Adnan Keskin ve Bihlun Tamaylıgil vardı.
Kılıçdaroğlu, ikisini de görevden alarak ‘net’ mesaj vermiş oldu.
Umut Oran da hem ‘Beşli Komisyon’daki tavrı ve hem de örgütlerin taleplerine duyarsızlığının karşılığını almış oldu.

Haberin Devamı

TEZCAN SÜRPRİZ OLDU

Kılıçdaroğlu, ‘Beşli Komisyon’da ortak hareket eden Adnan Keskin, Umut Oran, Bihlun Tamaylıgil ve Bülent Tezcan’dan yalnızca Bülent Tezcan’ı MYK’da yeniden görevlendirdi.
Aydın ve Mersin başta olmak üzere birçok ildeki ‘taraf’lılığı dolayısıyla eleştirilerin odağında olan Bülent Tezcan’ın görevde kalması büyük sürpriz oldu.
‘Beşli Komisyon’da yer alan ve MYK’da yerel yönetimlerden sorumlu olan Gökhan Günaydın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun tercihlerinin kurbanı oldu.
Özellikle İstanbul, İzmir, Bursa, Balıkesir, Mersin, Gaziantep gibi yerlerde Kemal Kılıçdaroğlu doğrudan yetki kullandı. Ve bunu Gökhan Günaydın üzerinden gerçekleştirdi.

GÜNAYDIN DÜŞÜNMELİ

Kemal Kılıçdaroğlu’nun taleplerine sahip çıkan ve uygulayan Gökhan Günaydın, sanırız siyasette ‘vefa’ ve ‘güven’ kavramı üzerine yeniden düşünür.
Aytun Çıray’ın atanması İzmir’e bir cevaptır. Aziz Kocaoğlu’nun atanmasına ve ilçelerdeki tercihlerine itiraz eden Aytun Çıray’ı MYK üyesi yaparak Kılıçdaroğlu, Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel’e cevap vermiş oldu.
En büyük sürprizi Önder Sav’a yakınlığıyla bilinen Tekin Bingöl’ün CHP’de ikinci adam pozisyonundaki örgütlerden sorumluluğa atanmasıydı. Gürsel Tekin’in çok istediği ve beklediği konuma Kılıçdaroğlu, Tekin Bingöl’ü atadı. Böylece örgütleri denetleme, daha da önemlisi olağanüstü kurultayı önleme hamlesi yaptı.
Bu atama aynı zamanda Deniz Baykal’a bir göndermeydi.
Gürsel Tekin hakkındaki eleştirilere rağmen yeniden MYK’da olma başarısını gösterdi. Her ne kadar ‘gelen-giden evrak’tan sorumlu bir pozisyon olsa da sonuçta MYK’da olmayı başardı. Böylece Kılıçdaroğlu Gürsel Tekin’i de kızağa çekmiş oldu. (Buna karşı Tekin’in sakin sakin Genel Merkez’de oturacağına kimse ihtimal vermemelidir.) Perihan Sarı parti içi eğitim, özellikle de sandık çevresi eğitiminde başarısızlığın faturasını ödedi. Perihan Sarı’nın yerine Seyhan Erdoğdu atandı.
Sürprizlerden birisi de Nihat Matkap oldu. Hatay’da AKP’nin tüm baskısına ve örgüt içi itirazlara rağmen Lütfü Savaş’la seçim kazanıldı. Bu başarıda Nihat Matkap’ın önemli bir yeri vardı.
Kılıçdaoğlu, Nihat Matkap’ı görevden alarak bir anlamda Hatay’daki başarı cezalandırdı. CHP MYK atamasının bir diğer sürprizi Sezgin Tanrıkulu’nun devam etmesidir.
Doğu ve Güneydoğu’da sıfır çeken CHP, bu alanda çalışma ve başarı beklediği Tanrıkulu’undan başarı yakalayamadı: Kendi alanında hiç başarıya imza atmayan Sezgin Tanrıkulu’nun devam etmesi şaşkınlık yarattı...
Artık hem Cumhurbaşkanlığı hem de önümüzdeki genel seçimler için çalışmak zamanıdır; dedikodu üretmek değil.

Günün sözü

Haberin Devamı

“Başbakan Erdoğan ‘Cumhurbaşkanlığı’na giden yol her şey mübahtır’ ilkesiyle hareket ediyor. Devlet yetkilileri teröristbaşı ile Türk milleti adına değil, Erdoğan adına konuşuyor. Bu proje teslim ve tutsak alınmış siyasi zihniyetin projesidir. Bunu uygulamaya kalktıkları an bizi karşılarında bulacaklar. Bölgesel özerklik, Hakikatlar Komisyonu aldatmacalarıyla Türk milletini sindiremezler.”
(Sadettin TANTAN)

Kaboğlu ‘baz’ın suçlarını buldu

ANAYASA Hukuku Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Koşuyolu’ndaki evinin karşısındaki binaya 20 Mart’ta bahçe düzenlemesi denilerek yapılan kamuflajlı baz istasyonunun peşini bırakmıyor. Kaboğlu, “Bu baz istasyonu yaşam hakkını ciddi bir tehdit. İşin düşündürücü tarafı buna izin vren binanın sahibinin de bir doktor olması. Firma haberleşme özgürlüğünü öne sürüyor. Burada iki önemli konu var; haberleşme özgürlüğü mü, yaşam hakkı mı? Tabii ki yaşam hakkı önceliklidir” diyor. Dev baca görünümlü baz istasyonuna mahalle sakinleri ile eylem yapan Kaboğlu, baz istasyonlarına karşı açılacak davanın hukuki boyutuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Baz istasyonları, başta yaşam hakkı (İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, madde 2; 1982 Anayasası madde 17) ve özel hayatın ve ailevi yaşamın korunması (İHAS, madde 8, 1982 Anayasası, madde 20-21) gelmek üzere birçok hak ve özgürlük üzerinde ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Bu konuda TCK’da da doğrudan ve dolaylı hükümler bulunmakta: ‘Topluma karşı suçlar’ başlıklı üçüncü kısmın, ‘genel tehlike yaratan suçlar’ (birinci bölüm: madde 171-180) ve ‘çevreye karşı suçlar’ (ikinci bölüm: madde 181-184) başlıkları altında suçun tanımı ve yaptırımlar öngörülmekte. ‘Radyasyon yayma’ (madde 172) suçunu işleyenler, 5 yıla varan hapis cezasına çarptırılabilir.”
(CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer de, Çorlu Çobançeşme Mahallesi sakinlerinin baz istasyonu direnişini Meclis gündemine taşıdı ve Bakan Lütfü Elvan’a “Baz istasyonlarının şehir dışına taşınması ya da başka bir uygulama yapılması yönünde bakanlığınızın bir çalışması mevcut mudur?” diye sordu.)

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

TEKİRDAĞ’da Yeni İnan gazetesinin kurucusu, Tekirdağ’a ünlü Kiraz Festivali’ni (Kiraz Çümbüşü) 50’nci yılına kadar taşıyan, Tekirdağ Müzesi’ne birçok tarihi eseri kazandıran gazeteci Fahir Taner’in (90), kaldığı Zübeyde Hanım Huzurevi’nde vefat ettiğini; cenazesinin bugün Rüstempaşa Camisi’nde kılınacak öğle namazı sonrasında Eski Mezarlık’ta toprağa verileceğini...

Yeni genel sekreter tüzüğe aykırı

CHP’nin eski tüzük komisyonu başkanı Mustafa Özyürek diyor ki; “CHP’de MYK’da ve genel sekreterlikte yapılan değişiklik sonrasında yeni genel sekreterin güçlü genel sekreter olacağı yazılıp çiziliyor. 21.12.2008 tarihli kurultayda örgütlerden ve partinin temsilinden sorumlu genel sekreterlikten yazışmaları ve gündemi hazırlamakla görevli pasif bir genel sekreterlik modeline geçilmiştir. Şimdi Bihlun Tamaylıgil gidip Gürsel Tekin gelince tüzük değişmediği halde Gürsel Tekin nasıl MYK’nın en yetkili ve önemli üyesi haline gelebiliyor. R.T.Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilince Anayasanın vermediği yetkileri kullanması nasıl hukuka aykırı ise yeni genel sekreterin tüm MYK üyelerinin üstünde ve önünde bir konumu zorlaması da CHP tüzüğünün 39. maddesine aykırıdır.”

Haberin Devamı

CHP karar verse

CHP’de en üst düzey yöneticilerden, belediye başkanlarına, örgüt yöneticilerine ve sade üyelere kadar herkes artık bir karar vermeli. 6 Mayıslarda katledilen üç fidanı mı anacağız yoksa 3 Mayıs’ta Türkçülük Günü’nü kutlayan Mansur Yavaş’ı cumhurbaşkanı adayı mı yapacağız. Deve miyiz, kuş muyuz. Bu kadar kakafoni olur mu? Bu ideolojik ilkesizlik artık iyice sıkıntı vermeye başladı. Parti’nin en yüksek organı ‘Kurultay’ ivedilikle toplanmalı ve CHP’nin temel ideolojisini yeniden ve büyük harflerle belirlemelidir. Darağacında üç fidan/Mansur Yavaş paradoksu sürdürülemez ve içinde herkesin birbirini aldattığı bir parti görünümünden çıkaramaz CHP’yi...
Alper DEMİRBAŞ (Şimdilik) CHP Üyesi

Haberin Devamı

Mersin Büyükşehir’e ‘otoparkçı’ daire başkanı

MERSİN Büyükşehir Belediyesi’ndeki gelişmeleri bu köşemizden zaman zaman sizlerle paylaşmıştık. Büyükşehir koltuğu’na oturan MHP’li Burhanettin Kocamaz’ın icraatlarına da yer vermiştik. Yine Mersin’den gelen Mehmet Şahin adlı okuyucumuzun mektubunu yorumsuz sizlerle paylaşıyoruz.
“Yalçın Bey, köşenizde yayınlanan ‘Bankamatikçi’ gazeteciler yazınızın ardından, belediye basın bürosunda çalışan 15 kişinin tayini Gülnar ve Mut’a çıkarıldı. Her nedense yolunu bulan iki çalışan Gülnar ve Mut’a gitmeden Mersin’de kalmayı başarırken, geçtiğimiz günlerde Başkan Kocamaz, ilginç bir olaya imza attı. Mersin Büyükşehir’de çalışan ve Macit Özcan’ın görevden aldığı Vahap Şehidoğlu’nu belediye basın ve halkla ilişkiler daire başkanı olarak atadı. İşin ilginç yanı, Şehitoğlu, Mersin’in en işlet caddesindeki otoparkın da resmi işletmecisi. Yani hem belediyede maaşlı çalışıyor, hem de belediyenin otoparkını çalıştırıyor. Kocamaz’ın bu çelişkili uygulamalarını da kamuoyunun bilmesini istiyoruz. Bunun yanında Kocamaz, halen 55 bankamatikçi çalışanın isimlerini açıklamadı. Kocamaz’dan bankamatikçi CHP’li parti yöneticilerini de kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz.”
Okuyucumuz mektubunda bunları anlatıyor. Bakalım koltuğa yeni oturan Başkan Kocamaz iddialara ne yanıt verecek? Şimdilik bekleyip göreceğiz.

Burdur Hacılar-Tefenni tepeleri ne olacak

OKURUNUZ Alper Beyaz “Antalya ‘çürük dişleri’ ile EXPO’yu hak etmiyor”(9.5.2014) yazısında Antalya’daki çevre katliamını etrafını çok iyi tarif etmiş. Aynı durumu Burdur’dan Fethiye istikametinde giderken gördüm. Burdur’dan 35-40 km. kadar ilerideki Hacılar (Burası 12.000 yıl kadar evvel başlayan Anadolu’nun ilk yerleşim bölgesi) ‘dan itibaren 70-80 km ilerideki Tefenni’ye kadar kaç tane tepe varsa hepsinin saçları ağarmış yaşlılara dönmüş. Ne maksatla olduğunu bilmiyorum ama sözde taş ocakları açılmış işe yarayanı alınıyor veya alınmış, kalıntılar bembeyaz. Bu işi yapanlar muhtemel ki ruhsatlıdır. Öyle olduğunu farz edelim. Ancak o kalıntılar bir şekilde temizlenip ağaçlandırılamaz mı? Vatanın taşından ekmek çıkaranlar yapmıyor. Hiç değilse ruhsatı verenler bu kadarını düşünemez mi memleket için. Çok şey mi istenmiş olur. Verilen ruhsata ağaçlandırma şartı konulamaz mı?
A.KARAKAYA

Yazarın Tüm Yazıları