Adalet Nöbeti'ni Başbuğ'un avukatı devraldı

Anayasa Mahkemesi önüne gelen Sezer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 Ocak ayından beri cezaevinde tutuklu bulunan insanların "sahte ve düzmece" delillerle tutuklu olduğuna dair ilk günden beri beyanat verdiklerini, mahkemelerde, savcılıklarda savunmalar yaptıklarını söyledi.

"Taleplerimiz sürekli reddedildi, mahkemeler tarafından görülmedi" diyen Sezer, bu şekilde süren ve bitirilen bir yargılamada Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin eksik bir incelemeyle talepleri hukuki değerlendirmeye tabi tutmadan onadığını dile getirdi.

Sezer, bundan sonra yasaların kendilerine tanıdığı bütün yollara başvurduklarını ifade ederek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, Adalet Bakanlığına ve Anayasa Mahkemesine başvurduklarını kaydetti. Sezer, şunları söyledi:

"Ancak, Anayasa Mahkemesine başvurumuzun üzerinden 6 aya yakın bir zaman geçti, birkaç gün sonra 6 ay bitecek. Bugüne kadar Anayasa Mahkemesinden bir cevap alabilmiş değiliz. Bazı dosyalarımda bakanlık görüşü dahi bana tebliğ edilmiş değil. Biz, bu yargılamada artık İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin TÜBİTAK uzmanlarına yaptırdığı ve aldığı bilirkişi raporuyla ortaya çıkan, herkes tarafından kabul edilen bir kumpasın mağdurlarının hakkını arıyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun mensuplarına bir kumpas kurulduğu söylendi. Artık bu konuda neredeyse kamuoyu hemfikir. Ama 4 yıla yakın bir süredir de özgürlüklerini kaybetmiş, telafisi mümkün olmayan zararlara maruz kalmış, canını kaybeden bir topluluk var. Şu anda onlar cezaevlerinde. Buradan, eğer hukuken inceleme yapılırsa lehimize bir karar çıkacağına eminiz.

Yeniden yargılamanın önünü açacak ve adil yargılama yapıldığında bu insanların tamamının beraat edeceği bir dosya var önümüzde. Eğer 'kumpas var, katakulliler yapıldı' deniliyorsa ve bu artık herkes tarafından görüldü ise buna sessiz kalanlar bu zararlara ortaktırlar. Özgürlük sorunumuz var. Öncelikle özgürlük sorunumuzun çözülmesini talep ediyoruz."