Çocuklar çığlık değil kahkaha atsın

Kendimizi, çocuklarımızı kimden koruyoruz?

Haberin Devamı

Erkeklerden. Yani babamız, kardeşimiz, amcamız, sevgilimiz, hayat arkadaşımız, sıra arkadaşımızın cinsinden...
Ne korkunç, ne büyük bir travma aslında, nasıl bir güvensizlik bu

Çocuklarınıza sahip çıkın, çocuklarınızı yanınızdan ayırmayın, çocuklarınızı sokağa tek başına yollamayın gibisinden akıllar veriliyor, konuşmalar yapılıyor. Tecavüz haberlerinden sonra da aynı uyarılar kadınlar için yapılıyor: “Gece dışarı çıkmayın, yanınızda biber gazı bulundurun, üstünüze başınıza dikkat edin.’”
Gizem’in katili, Süleyman Akdeniz işinde gücünde bir adam. Gizem’in ablasına âşık üstelik, evlenmek istiyor. Ailesini pikniğe götüren, arkadaşlarıyla eğlenen biri. Sabah işe gidiyor, akşam işten dönüyor. Okul arkadaşları olmuş, sevgilileri olmuş. Normal sıradan bir vatandaş yani... Gizem’in ablasıyla evlenmek istemiş, ailesi karşı çıkınca, küçük çocuğu kaçırıp işkence ederek aileden intikam almış. Savunması bu yönde.
Ailesine sorsan, benim insan diyemeyeceğim bu Süleyman Akdeniz’i çocuk katili, işkenceci diye bilirler miydi acaba? Erkek çocukları eğitilmeli. Bu iş yine kadınlarda yani annelerde bitiyor. Erkek çocukları, “Ağam, paşam, erkek bu, her şeyi bilir, göster pipini, ablası su getir bakim kardeşine” diye büyütüldükçe, evde gördüğü o hakkı, sokakta da istiyor adam. O kadın ona ait olmalı; penisi onun en değerli varlığı...
Kız çocuklarınız neyse, erkek çocuklarınız da aynı değerde. Çalışmak, para kazanmak, güç, statü ise sorun; artık kadınlar erkeklerden daha iyi yerlerde, daha fazla maaş alarak çalışıyor. Çocuklar arasında saygıyı korumak başka bir şey, korkutmak bambaşka. Çoğu kız, “Abin duyarsa seni öldürür, erkek kardeşin bilirse seni keser, düzgün otur kardeşinin yanında” diye büyütülüyor. Kendi kız kardeşine bile bu derece uzak büyüyen bir çocuğun büyüyünce başka kadınlara nasıl yaklaşmasını bekliyorsunuz? İlk aşkını, başına gelen güzel olayları abisine anlatmayacaksa bir kız çocuğu, büyünce nasıl güvensin başkalarına?
Bir de şu var tabii... Bazı evler, sokaktan daha tehlikeli. Bazı evler var; çocuklar orada “Bana en yakınım bunu yaptıysa, herkesin buna hakkı var” diye büyüyor. Bazı evler var, konuşursa kimsenin inanmayacağını bildikleri, onu daha çok suçlayacaklarını gördükleri... Onları kim nasıl koruyacak? Ceza sisteminde mutlaka değişikliğe gidilmeli. Korku verilecekse illa o noktada verilmeli... Böyle haberlerin gündeme gelmesinden rahatsız olan bir kesim var; olay normalleştiriliyor diye düşünüyorlar. Bence tam tersi; normalleştirilmiyor, aksine “Bunu yaparsan eninde sonunda bulunacaksın, linç edileceksin” diye gösteriliyor.
Mühim olan kapsamlı bir eğitim. Hayatı seven, kendisiyle barışık, mutlu insanlar yetiştirmeliyiz. Cinsel eğitimden korkmamalı, utanmamalı, bunu rahatça konuşabilmeliyiz. Bizim neslimize kadar bunu başaramadık umarım bundan sonra pırıl pırıl insanlar yetiştiririz...

Yazarın Tüm Yazıları