Komünist rejimde yaşadım ADALETSİZLİĞİ İYİ BİLİRİM

Güncelleme Tarihi:

Komünist rejimde yaşadım ADALETSİZLİĞİ İYİ BİLİRİM
Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 2014 09:12

Almanya Cumhurbaşkanı Gauck, ODTÜ’de öğrencilere konuştu, Türkiye’ye mesajlar verdi. Türkiye’deki son gelişmelerden endişe duyduğunu belirten Gauck, hukuk devleti, demokrasi, yargının bağımsızlığı, basın ve düşünce özgürlüğünün geleceğini sorguladı.

Haberin Devamı

“Birbirimize çok yakınlaştık. Hayatımız daha çok kesişiyor. O nedenle ülkelerimizde neler olup bitiyor yakından izliyoruz. Türkiye’nin Almanya’daki Türk kökenli ailelerin huzur içinde yaşamasına

Komünist rejimde yaşadım ADALETSİZLİĞİ İYİ BİLİRİM
ilgi duymasını biz anlayışla karşılıyoruz. 2000- 2006 yılları arasında hemen hemen hepsi Türk kökenli 10 kişiyi öldüren Milliyetçi Sosyalist Yeraltı teşkilatının bir üyesine karşı yürüyen davaya duyulan ilgiyi özellikle anlıyoruz. Yabancı düşmanlığına, ırkçı nefrete ve faillerin uzun süre ortaya çıkarılamamış olmasına duyulan dehşeti anlıyoruz. Biz bu dehşeti çok iyi anlıyoruz, çünkü bu aynı zamanda bizim de dehşetimiz. Ama size şunu garanti ediyorum. Almanya tüm gücüyle bu olanları hukuki olarak da halledecek. Alman halkının ezici çoğunluğunun aşırılığa tahammülü olmadığından emin olabilirsiniz.”

ENDİŞELERİM VAR

“Nasıl siz Almanya’da olup bitenlere kayıtsız kalmıyorsanız, biz de Türkiye’de neler olup bitti­ğine ilgisiz kalmıyoruz. O nedenle burada çok açıkça endişelerimi dile getirmek istiyorum. Ben 1989 yılına kadar Almanya’nın Sovyet etki bölgesinde büyüdüm. 50 yaşıma kadar adalet ve adaletsizliğin ne olduğuna bir komünist partinin karar verdiği bir sistemde yaşadım.”

YARGI BAĞIMSIZ MI?

“Bugün burada kendime şu soruyu soruyorum. Eğer hükümet beğenmediği çok sayıda savcı ve polisi başka yerlere tayin ediyorsa ve böylece onların kişinin mevkii­ne bakmadan yolsuzlukları ortaya çıkarmasını engelliyorsa, ya da eğer hükümet kararları kendi isteği doğrultusunda etkilemek veya hoş olmayan kararları örtbas etmek istiyorsa, yargının bağımsız­lığı güvence altında olabilir mi?”

SESİMİ YÜKSELTECEĞİM

“Bir demokrat olarak hukuk devletini tehlikede gördüğüm yerde hep sesimi yükselteceğim. Bu hukuk devleti kendi ülkemin hukuk devleti olmasa bile. Son za­manlarda bir çoğunun demokrasi için tehlikeli gördüğü, vatandaş­lara nasıl yaşaması gerektiğini belirleyen bir yönetim biçimine karşı düş kırıklığı, öfke sesleri de ulaşıyor bize. İnsanların yaşam­ları güçlü bir gizli istihbaratla kontrol altına alınmak isteniyor, sokak gösterileri şiddetle bastırılı­yor, hatta bunun sonucu insanlar yaşamını kaybediyor.”

HAYAT TECRÜBEM...

“İtiraf ediyorum Türk toplu­mundan yükselen sesler beni korkutuyor. Aynı zamanda düşünce ve basın özgürlüğünün kısıtlanması da. İnternet ve sosyal medya kullanımının kısıtlandı­ğına, eleştirel gazetecilerin işten atıldığına ve mahkum edildiğine, gazetelere yayın yasağı konuldu­ğuna ve gazete sahiplerinin yargı yoluyla baskı altına alındığına tanık oluyoruz.
Geniş bilgi ve bilgilenme özgürlükçü demokratik toplumun iki temel şartı. Yolsuzluklar ancak bu sayede ortaya çıkabilir ve yönetenlerin hareket­leri kontrol altına alınabilir. Medeni cesaretli vatandaş ancak bu sayede yetişebilir ve kendi yargısını geliştirebilir. Benim bütün hayat tecrübem bana şunu öğretti: Düşünce özgürlüğünün kısıtlandığı, vatandaşların bilgi alamadığı ya da yeterli bilgilenemediği, vatandaş­lara sorulmadığı ve vatandaşların katılmadığı yerde hiddet, kızgınlık, merhametsizlik ve en sonunda şiddete hazırlık gelişir.”

BUNLAR SİNYAL

“Tepki bir uyarı sinyalidir. Ama eğer hoşnutsuzluk vatandaş­ları farklı çözümler bulmaya ve sorumluluk üstlenmeye yönlen­dirirse, o zaman hoşnutsuzluk yararlı ve canlandırıcıdır. Bir ül­kenin vatandaşları kendini tebaa görmezse, ülkenin yararınadır.”

KİMSE ZORLAYAMAZ

“Totaliter bir devletteki yaşa­mını geride bıraktığı 25 yıl sonra şunu biliyorum: Demokraside yaşamak bir rüyanın gerçekleş­mesi değil, çok zorlu bir iş aynı zamanda. Demokrasinin reşit vatandaşlara ihtiyacı var. Demok­rasi başkalarına saygıyı gerektiri­yor. Kimse kendi yaşam biçimini başkasına zorlayamaz...”

TÜRKİYE’NİN YERİ BATI

“Karşılıklı birbirimize yaban­cılaştığımızı söyleyenlere şans vermeyelim. Vatandaşların birbi­rine ilgisi azalmadı, tam tersine artıyor. Avrupa’nın özgürlükçü demokrasi değerlerine bağlı, demokratik bir Türkiye, kalıcı is­tikrarlı bir düzen kurabilir. Komşu ülkeler ve Arap ülkeleri için model olabilir. Bu yakınlaşma sürecini inançlı yürüten bir AB de, bu yönde ya­pıcı olabilir ve diyalog içinde Türkiye’deki reformları teşvik edebilir.”Celal ÖZCAN / ANKARA

ANITKABİR'İ ZİYARET ETTİ
Komünist rejimde yaşadım ADALETSİZLİĞİ İYİ BİLİRİM


Gauck, Anıtkabir’de Atatürk’ün mozolesine çelenk koydu.
Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı:
“Atatürk ve eserine saygıyla. Almanya O’nun mirasına, Türkiye’nin Avrupa aidiyetine ve vatandaşlarına devamlı sadık kalacaktır.”



Komünist rejimde yaşadım ADALETSİZLİĞİ İYİ BİLİRİM


DEMOKRASİ SORULARI

Komünist rejimde yaşadım ADALETSİZLİĞİ İYİ BİLİRİM


ALMANYA Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Ankara ziyareti sırasında eleştirel tavrı ile dikkat çekerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, 4 kritik soru yöneltti. Gauck, ‘Twitter, YouTube’un neden yasaklandığı, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın konuşması ve hükümetin medyaya neden güç kullandığını sorarak, “Şimdiki hükümetin olağanüstü güçlü seçim zaferi ile bu kadar büyük bir güce sahipken yargıya müdahalesi gerçekten demokrasiyi güçlendirecek mi? Hükümet yargıya karşı neden girişimde bulunuyor?” diye konuştu. Gül, Gauck’un bu sorularını “Tavsiye mi, hakaret mi” olarak algıladığını soran Alman gazeteciye şu yanıtı verdi: “Hiçbir ülke kendisinin mükemmel olduğunu iddia etmemeli. Almanya’da aşırı sağcıların katlettiği insanlar ve uzun süre bunların aileleri cinayetle suçlandıktan sonra nasıl utanacak durumlarının ortaya çıktığını bildiğimiz gibi ırk düşmanlığı yapıldı. Nasıl Avrupa ülkelerinde bunların olduğu gerçekse, bunlar AB’ye yakışır mı dediğimizde yakışmayan vasıflarsa bizde de bazı olumsuzluklar var. Bunları da o şekilde görmek gerekir. Önemli olan noksanlıkların farkında olmak ve düzeltmek için azimli olmaktır.”
Cumhurbaşkanı Gül, dün Çankaya Köşkü’nde ağırladığı Gauck, ortak basın toplantısında Gauck, şunları söyledi:

GÜL’ÜN KENDİ BAKIŞ AÇISI VAR

“Almanya’da şunu tespit ettik: Cumhurbaşkanı kendi bakış açısına sahip ve kamuoyunda bu bakış açısını da ifade ediyor. Almanya’da yabancı düşmanlığına karşı faal binlerce dernek var. Bunlar olmasa yabancı dostlarımdan hesap sormalarını beklerdim. Açıklık ve dostluğumuz tehlikeye atılmamalı. Türk demokrasisini her demokrasi gibi bir süreç olarak görüyorum. Fakat farklı aşamalardayız. İyimserliğe sahibim. Gül gibi güvendiğiniz kişilerle karşılaştığınızda her şeyi açık şekilde ifade etmek gerekir. Başbakan gibi başarılı bir politikacı ile tanışmaktan mutlu olacağım. Ona da bu soruları ileteceğim.

ERMENİSTAN MESAJI OLUMLU

(Erdoğan’ın 24 Nisan mesajında özür ve soykırım ifadelerinin yer almaması) Özgüveni olan bir sivil toplumun göstergesi. Başbakan gibi muhafazakar bir politikacının yeni bir tarzı ifade etmesi olumlu ve yeni bir sayfa. Bana çok ilginç, tanıdık, doğru geliyor, özgüvenli bir toplumun kendini sorgulayabilmesi. Kelimeleri seçerken sansür uygulanmamalı. Cumhurbaşkanı ile azınlıklarla barışma, Kürtlerle, Alevilerle yeni bir ilişkinin gelişmesi gibi unsurlara değindik. Alman milleti için de kendi geçmişiyle yüzleşmek Almanya’yı daha zayıf kılmadı. Suçumuzu, üzüntümüzü utancımızı ifade ettik.”

GÜL, AB DESTEĞİ İSTEDİ

Cumhurbaşkanı Gül de konuşması sırasında Gauck’tan Türkiye’nin AB üyeliği için destek isteyerek, özetle şu mesajları verdi: “Türkiye’nin yeni fasılları açması ile ilgili destek talep ettim. Ahde vefa ilişkisi çerçevesi içerisinde müzakerelerin başarı ile bitirilmesini arzu etmekteyiz. Çifte vatandaşlık konusunda atılan adımlardan ve aşırı sağcılar tarafından katledilen Türklerin ailelerine yönelik açıklamalarından duyduğum memnuniyeti paylaştım.

NOKSANLARI FARK ETMEK

Açık, dürüst konuşmak gerekir. Türkiye son 10 yıl içinde olağanüstü siyasi, demokratik, hukuk reformları yapmış bir ülke. Birçok problemi ortadan kaldırmış, birçok tabuları yok etmiş, birçok kişinin hayal edemediği uygulamalara geçmiş reformist bir ülke. Hiçbir ülke kendisinin mükemmel olduğunu iddia etmemeli. Önemli olan noksanlıkların farkında olmak ve düzeltmek için azimli olmaktır.

BAŞBAKAN VERGİ İSTİYOR

(Başbakan’ın Twitter konusunda ulusla­rarası eleştirilen beni ilgilendirmiyor açık­laması) Başbakan, ilgili şirketin Türkiye’de ofis açmasını, Türkiye’de en çok kullanılan uluslararası internet platformlarından biri olan Twitter’ın burada da vergi muhatabı olarak vergi ödemesini söylüyor. Böyle bir beklenti, böyle bir arzu da yanlış değil.

YERİNDE BİR AÇIKLAMA

(Erdoğan’ın 24 Nisan açıklaması) Ben o dönem yaşanan acıların ortak acılar olduğunu söylemiştim. Başbakan’ın açıklaması yerinde, doğru, iyi bir açıklama oldu.”

Haberin Devamı

AB OLUR MU BİLMİYORUZ

CUMHURBAŞKANI Gül’den duyduğumuz AB’ye ve AB değerlerine kesin bağlılık ifadesi bizi memnun etti. Avrupalılar zaman zaman yeterince açık veya yeterince dost olmadılarsa, Türkiye bunu böyle algıladıysa bunlar geçiciydi diye düşünüyorum. Türk toplumu için Avrupa demokrasileri dışında bir rol modeli olabilir mi? Başka bir rol modeli göremedik, ne komşu ülkeler ne uzaktaki ülkeler arasında. Henüz AB’de birleşmiş değiliz. Ne zaman olacağını, olup olmayacağını henüz bilemiyoruz. Türkiye’ye karşı tutumumuz olumlu. Almanya’daki farklı siyasi güçlerin zamanlama ile ilgili farklı görüşleri var. Türkiye’nin hızlı üyeliği konusunda bazı tereddütler var. Zamanlama açısından farklı görüşlere sahip olsalar dahi sürecin devam etmesi konusunda çaba sarfediyorlar. Hükümetimiz de böyle sürdürecek.Zeynep ŞAFAK / ANKARA

Komünist rejimde yaşadım ADALETSİZLİĞİ İYİ BİLİRİM
HİÇBİR LİDER TÜRKİYE'Yİ BÖYLE SERT ELEŞTİRMEDİ

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!