Hazine açıklamasının düşündürdüğü sorular

Hazine, açıkça söylemese de; İstanbul’daki yeni havalimanı projesinin bu borç üstlenimi kapsamında olmadığını vurguluyor.

Haberin Devamı

Hazine, dün mega yap-işlet-devret (YİD) projelerinde kamunun borç üstlenimi hakkında bir açıklama yaptı. Piyasa Yapıcılığı kapsamında Cuma günü yapılan toplantıda, Hazine yetkilileri bankacılara çok açık biçimde İstanbul’da yapılacak olan havalimanının borç üstlenimi kapsamına girmediğini söylemişler. Peki, bunu açıkça ilan etmek zor mu? Yoksa Hazine karşı mı çıkıyor?
Açıklamada, ‘bundan sonrası için bir yol haritası belirledik’ deniliyor, burası doğru. Limitler, süreçler belirlenmiş, iyi de yapılmış. Ancak, kamuoyunun merak ettiği; geriye dönük olarak garanti kapsamına girecek olan 1 Aralık 2012-1 Ocak 2014 arası dönemdeki hangi ihalelere garanti verileceği açık bırakılıyor. Madem yeni havalimanına garanti verileceği konusu yanlış biliniyor; borç üstlenimi konusunda 1 milyar TL üzeri (Sağlıkta 500 milyon TL) kapsam dahilinde sayılı ihale var. Bunlar hangileridir, ilan edilirdi; kamuoyu da bilirdi.
Hazine, yayımladığı yönetmelikle, geriye dönük üstlenimlerde kendi kendini onay süreci dışında tutmuştu. Malum, yasaya göre Hazine’nin uygunluk görüşü vermesi gerekiyor. Dünkü açıklama, bir taraftan şu sinyali de veriyor; belli ki Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bu olan bitenden rahatsız, elindeki ‘aletlerle’ önündeki soruna çeki düzen vermeye çalışıyor. Örneğin bu yasa, belli ki mega projelere destek vermek için çıkarıldı, ama şimdi Babacan yönetimindeki Hazine, yasal boşlukları bahane ederek garanti vermek istemiyor. Geçmiş ihalelere garanti verilecek mi? O zaman, sözleşmenin taslağında bile yoksa olmaz. Bizatihi Hazine görüşü alınarak Hazine Bakanı tarafından kabineye götürülmesi konusu yönetmelikle istisna haline getirilmiş, yani Babacan ‘ben bu işe bulaşmam’ diyor. ‘Siyasal irade’ yapacaksa Bakanlar Kurulu kararı alacak.
Kimlere borç üstlenimi taahhüdü verileceğinin kamuoyundan saklanması konusunu ise ‘özel sözleşme’ denilmesi geçerli ve makul bir gerekçe değil. Yeterince sermayesi olmayan şirketlerin boylarından büyük ihalelere girmesi kamuoyunca biliniyor da, bu şirketlere dış borç garantisi verilmesi mi ‘ticari sır’ olacak? Muhtemelen, Babacan bu konuyu yüz kızartıcı buluyor. Zira Resmi Gazete’de açıklanıyor olsaydı muhtemelen gözlerimiz, 17 Aralık soruşturmasındaki ‘olağan şüphelileri’ görecekti.
Hazine, açıklamasında, ‘sözleşme taslakları bile ihale dokümanlarının parçasıdır, başta olmayan bir garanti unsuru sonradan ilave edilemez’ denilerek haksız rekabet yaratacak bir borç üstlenim taahhüdü verilemez deniliyor. Sahi bu açıklama kamuoyuna mı? Yoksa garanti için Hazine’nin kapısını çalacak ihale almış şirketlere mi?
ugurses@hurriyet.com.tr

Yazarın Tüm Yazıları