Ben Başbakan’la aynı yüksekokulda okudum

BAŞBAKAN’ın mezun olduğu okul, gereksiz şekilde tartışma konusu yapılıyor.

Haberin Devamı

“BEN Tayyip Erdoğan’la aynı ‘yüksekokul’da okudum” diyen Hasan Bozkurter bu konuya açıklık getiriyor:
“Ben Kabataş Erkek Lisesi’nden, o da Haliç’teki İstanbul İmam Hatip Lisesi’nden gelmişti.
Ancak o zaman imam hatiplilerin üniversiteye girmek için bir fark sınavı verilmesi gerektiğini biliyorum, ancak o zaman bu geçerli miydi bilmiyorum.
Gerekli ise fark sınavına girilmiştir.
Okuduğumuz ‘özel yüksekokul’un adı Aksaray İktisadi ve Ticari Bilimler Yüksekokulu idi.
(Prof. Dr. Ergun Tuna tarafından kurulmuştu, bir de gazetecilik okulu vardı.)
Ben bu okullar bir yere bağlanmadan mezun oldum, (1974-79) Tayyip Bey’in mezun olduğu yılı takip etmediğim için bizden kaç yıl sonra mezun olduğunu bilmiyorum.
Daha sonra özel okullar, Sultanahmet’teki ‘İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne (İTİA) bağlandı; oradan da Marmara Üniversitesi’ne dönüştü.
Tayyip Bey’in, Kağıthane tarafında bir et firmasında muhasebecilik yaptığını biliyorduk ama bunun söylendiği gibi Coşkun sucuk mu İpek sucuk mu olduğunu hatırlamıyorum. Ben de aynı şekilde gece okula gidip gündüzleri muhasebecilik yapıyordum.
Yüksekokulumuz 3 değil 4 yıllıktı. İddiayı ortaya atan MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, bu okulların 3 mü, 4 yıllık mı olup olmadığını, Ankara İTİA mezunu olan Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye sorup öğrenebilirdi.
‘Tarihçi’ bir milletvekilinin bu hatayı yapma hakkı olmamalıdır.

Haberin Devamı

Ermeni, Çerkez ve Rumeli-Balkan müzeleri açılmalı

BAŞBAKAN’ın ‘taziye’ mesajına en anlamlı yorumu kim yaptı?
Yavuz Baydar “Duayen diplomat Özdem Sanberk’ten geldi” diyor.
Baydar yazısında “Bu ilk değildir” dedikten sonra şöyle devam ediyor:
“Evvelce Cumhurbaşkanı Gül, 1915 için açık dille ‘trajedi’ demişti. Sonra, TBMM’nin bir yayınında bu kelimeye yer verildi. Sonra, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ‘tehciri’ kötüleyici bir ifade kullandı. Ve ardından önceki günkü açıklama geldi. Böyle bakınca, tedrici, ‘ağır çekim’ bir ‘insanlık suçunun devletsel kabulü’ söz konusu.”
Baydar, Berlin’deki Yahudi Soykırımı Müzesi’nin etkileyici olduğunu söylüyor ve şu öneride bulunuyor: “24 Nisan 2015’te açılmak üzere, İstanbul’da yalana dolana kaçmayan, işlenen insanlık suçlarının dökümünü yapan, adını doğru koyan bir ‘Osmanlı Ermenileri ve Tehcir Müzesi’ hazırlanmalı diye düşünüyorum. Teklif kulaklara ‘hassas’ mı geliyor? O zaman, aynı anda -belki aynı binada, belki ayrı- bir Ermeni, bir Çerkez kıyım tarihi, bir de ‘Rumeli-Balkan Zorunlu Göçü’ müzesi aynı anda açılabilir.
Başbakan’a çağrımdır: Bu müzeleri birer anlama ve yüzleşme mekânı olarak açın.
Yeri gelmişken: Bu ülkenin Hıristiyan vatandaşlarının insani meseleleriyle dolu kara sayfalarını artık kapatın. Heybeliada Ruhban Okulu’nu bir yılan hikâyesi olmaktan çıkarın ve açın. ‘Ama’ demeyin. Madem büyüksünüz, büyüklük sizde kalsın.”

Haberin Devamı

Merak etmeyin Mersin'de Kocamaz ve Özcan çatışmazlar

MERSİN Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın devraldığı belediyenin hesaplarını bağımsız 5 denetçi ile incelettiğini yazmışsınız. (25.4.2014) Ve “Macit Özcan’a güven duymuyor mu?” diye eklemişsiniz. Öncelikle şunu hatırlatmak isterim: Macit Özcan CHP’li bir büyükşehir belediye başkanıydı. İktidarın da AKP’li olduğunu söylememe gerek yok. Macit Özcan’ın 15 yıllık görev süresi boyunca yılın 11 ayında Sayıştay müfettişleri eksik olmamıştır. Yani anlayacağınız Burhanettin Kocamaz şov yapmaktadır ve söyleyeceği de “Enkaz devraldım” edebiyatıdır.
Ve bir ek yapmak istiyorum. Halef-selef başkanlar arasında bir çatışma çıkmaz. Çünkü Macit Özcan’ın çatışmacı bir kimliği yoktur. Olsa olsa çatışmadan nemalanmak isteyen bazı siyasetçiler olabilir. Hasan KIZILARSLAN-MERSİN

Haberin Devamı

Taksim'de vicdan ve adalet nerede

“İŞ cinayetlerine dur diyebilmek için vicdan ve adalet nöbeti”ne başladık, devam ediyoruz. Ve biz en çok canı yananlar, geride kalanlar için ve başka canlar yanmasın diye, Davutpaşa, Ostim-İvedik, Van-Bayram Otel, BEDAŞ, Esenyurt, Kozlu, Milas-Güllük, Arka Sıradakiler dizi seti ve Özel Doğa Hastanesi’nde çalışırken hayatını kaybetmiş işçilerin Adalet Arayan Aileleri olarak unutmamak-unutturmamak için iş cinayetleriyle ihlal edilen yaşam hakkını ve adalet arayışına sahiplenilmesi için ‘anma ve yas günü’ etkinliği bugün Taksim tramvay durağı, 12.30’da...

Bu tasarının eksikleri var

MİLYONLARCA çalışanın yıllardır merakla beklediği sosyal güvenliğe ilişkin acil talepleri içeren torba yasa tasarısının bir an önce Meclis’e gelmesini istediklerini söylüyor Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı.
Bir önerisi var: “Tasarı Başbakan Erdoğan’ın masasında bekliyor. Torba yasa tasarısının önerilerimiz dikkate alınarak geliştirilmesini ve Meclis tatile girmeden yasalaşmasını istiyoruz.”

Venezuela elektronik ortamda seçimi yapabiliyor da, Türkiye neden yapamasın?

Haberin Devamı

OCAK 2014 itibariyle Türkiye’de gerçek seçmen sayısı 50.474.047.
AKP’nin hileyle, düzenle aldığı oy (sözde) 20 500 000
Bu oran olarak % 40 yapar.
Yani seçmenin %60’ı AKP dışı partilere oy vermiş.
En az 2 milyon naylon seçmen var.
Neden 2011 seçimleri öncesinde tırnak boyama kaldırıldı? Bunu hiç bir aydın sorgulamıyor.
Neden acaba?
Venezuela elektronik ortamda seçimi yapabiliyor da, Türkiye neden yapamasın?
Ben size kredi kartı boyutunda, içinde CHIP ve biyometrik parmak izi bulunan kimlik kartları yapılabileceğini; bu kartlarla tablet bilgisayar şeklinde seçim oy verme ünitesi yapılabileceğini,
oy kullanırken seçmenin bu tablet (kartı sokmaya bile gerek yok) üzerinde bu kartı okutabileceğinizi, çifte kontrol (teyit) için başparmağınızı da basacak bir optik okuyucu kısmı olacağını, bunları yaptıktan sonra girilen bilgilerin doğruluğunun teyit edilmesi üzerine tablet üzerindeki parti isim, sembol, flama, vs üzerine bir kez (zaten bir’den fazla bassanız da sistem almayacak) bastığınızda oy verme işleminiz bitmiş olacak.
Siz böyle bir sistemin olabileceğine inanmıyor musunuz?
Bu, son derece basit ve kolay bir çalışmadır. Ve Türkiye’deki teknoloji bu sistemi gerçekleştirmek için çoktan hazırdır.
Bu chipli kimlik kartlarına Türkiye zaten en çok 10 yıl içinde geçmiş olacaktır.
Tüm bu sistemleri birleştirdiğinizde hile olabilir mi? Sistem anında kümülatif olarak oyu zaten sayıyor olacak. Ve bu sistemin birer linki, seçime katılan tüm partilerde bulunacak.
Yani her parti anında oyları görebilecek.
Zarf, oy pusulası, mühür, sandık vs yok.
Milyarlarca liralık malzeme, zaman vs tasarrufu.
Seçimlerin illa ki bir günde yapılıp tamamlanması şart mı?
Değil.
Başta ABD olmak üzere pek çok Batı ülkesinde seçimler bir kaç güne yayılabiliyor.
Hiçbir sakıncası yok.
Çünkü her gerçek seçmen tek bir kez oy kullanabilecek.
Bu seçimde palavradan 2 milyon oy pusulası geçersiz diye sayılmadı.
Yeni sistemde geçersiz oy diye bir şey olmayacak.
Neredeyse (seçmen seçimden çok önce tüm yayın yolları ile eğitilecek. Tabletlerde nasıl oy kullanacağı binlerce kez, binlerce yolla anlatılacak.) hatasız ve geçersiz (demeyeyim, yanlış verilmiş) oyun olmayacağı bir sistem.
Olur mu demeyin. Bal gibi olur.
Yeter ki bu devleti yönetenler tamam desinler.
Bugün bu sistemi hemen kurabilirim.
1980’den bu yana uygulanan, demokrasi ile uzak yakın ilgisi olmayan bu seçim sisteminde bir kere çöpe giden (her seçimde) en az %20 oy var.
Bu oylar, %10 barajı nedeniyle otomatikman en çok oy alan partiye yazılıyor %70’i.
2011 seçimlerinde AKP’nin gerçek oyu 18 milyondur.
21 milyon falan değil.
Seçmen sayısı da 48.699. 000 idi. Gerçek.
AKP, baraj olmasaydı 226 vekil çıkaracaktı.
Oysa baraj nedeniyle 327 vekil çıkardı.
Şimdi bu mu millet iradesi?
Oysa dar bölge + iki turlu seçim sistemi’nde + hele bir de elektronik seçim yapabilirseniz, Türkiye’de hiç bir zaman şeriata dayalı bir partinin seçim kazanması mümkün değildir.
SEMİH Kalkanoğlu- Elektrik Mühendisi, Araştırmacı yazar-İSTANBUL

Haberin Devamı

Apo, daha demokrat mı

HAŞİM Kılıç’tan sonra, Öcalan da hükümeti hukuka davet etmiş: “Bize verdiğin afaki sözleri yasaya bağla” demiş. Vallahi bravo, terör örgütü bile Başbakan’dan daha fazla hukuka saygılı...
Buna karşılık Erdoğan ne diyor: “Bizim sağımız solumuz belli olmaz.”
İşte hukuk devletinin canına okuyan kafa.
Mehmet CANBEYLİ- BRAUNSCHWEİG-ALMANYA

Kılıç ama demokles’in değil!..

UZUN uzun döktürmeye gerek yok, çünkü AKP iktidarının güvendiği ve çantada keklik gibi baktığı tüm dağlara karlar yağıyor. Bir tür Sezar, Brutus öyküsü sahneleniyor... Nitekim Tayyip Şah “Aldanmışız, kardeş kardeşe böyle yapar mı?“ türü söylemlerini gittikçe artırıyor ve belli ki, güvendiği dağlara daha nice karların yağacağının kaygısını çekiyor.
Yalnız Erdoğan mı?
Hayır hayır, belli etmemek için ne denli rol kesseler de son 12 yıldır saltanat makamının kenarından köşesinden tutup nemalananların tümü aynı sancıyı çekiyor.
Saltanat kurgulayanların er-geç karşılaşacakları bir acı konumdur bu; bir gün ve ansızın yapayalnız kalmak.
Tarih hep bu sahnelerle doludur ama ders almasını bilene hemen hiç rastlanılmamıştır!
12 yıldır, “Yeşil yandı geç!” sarmallığına alışmış olanlar “Kırmızı yandı DUR!” uyarısını hiç mi hiç gelmeyecek sanıyorlardı. Tarihin derin dehlizlerinde yok olmuş nice saltanat makamı erbabının gelemeyeceğini sandığı gibi.
Hırçınlaştıkça hırçınlaşanlar, kendilerine destek verenleri çantada keklik sanırlar ve bir gün vicdani seslerini dinleyeceklerini akıl edemezler. ‘17 Aralık’la birlikte o sesler yükseliyor ve birileri iyice hırçınlaşıyor ama nafile...
Sonuç olarak: Bugün yeni bir Kılıç darbesi daha geldi iktidar erbabına. Tek farkla ki; Kılıç, Demokles’in değil, Haşim’indi!
Yılmaz ERGÜL

CHP’nin ABD’deki seçim programı başlıyor

CHP’nin ABD’teki , ABD Temsilciliği Cumhurbaşkanlığı Seçim Strateji ve Üye Kayıt Toplantılarına Washington D.C. ve New York ile başlıyor. CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan sonraki haftalarda oy kullanılacak tüm şehirleri Boston, Los Angeles, Chicago, Houston'i ziyaret edip, CHP’lileri örgütleyecek.
CHP Amerika Temsilciliği: 1050 Connecticut Avenue NW 10. Kat, Washington DC 20016
New York 3 Mayıs, Cumartesi; Saat 14.00 - 16.00.
New York Hilton Midtown 1335 Avenue of the Americas New York, New York, 10019
İrtibat: Yurter Özcan CHP ABD Temsilcisi (202)-262-3058; Tel: (202)-772-3100; fax: (202)-772-3101; cell: (202)-262-3058; email: yurter@gmail.com;www.chp-usa.org

Yazarın Tüm Yazıları