İçki yoksa çay mekân yoksa dam var!

Adana, Diyarbakır, Denizli’den sonra bu pazar Trabzon’dayım. Aile bölümü olan birahanesi, mekânlarının içki ruhsatı problemi, gizli “dam” eğlencesi, tek kadın işletmecisi ve fevri coşkusuyla Trabzon’un eğlence hayatına buyrun...

Haberin Devamı

EN ÇOK DUYDUĞUM CÜMLE

* Belediye yüzünden içki ruhsatı alamamak... Trabzon’a iner inmez duyduğum ilk cümle. Mesela şehrin göbeğinde, Grand Zorlu Oteli karşısındaki Time’s. Gayet güzel akşam yemeği yiyorsun, ama içki satışı yok.
Sebep? Bildiniz, ruhsat alamamışlar...

BİRAHANEDE YOLLARIMIZ AYRILIYOR!

* Time’s’ın çaprazında ise birahane var, adı Şişman. İçki içmek istersen oraya gidebilirsin. Gel gör ki Şişman’a girdiğin zaman iki seçeneğin var. Matrix’te Neo’ya sunulan iki hap gibi. Kapının bir tarafı aile bölümüne gidiyor, diğer tarafı ise sadece erkeklere yönelik olan bölüme!

BİR ŞİŞE ÇAY AÇTIRAYIM ABİME...

* Öğrencilerin sıkça takıldığı Kalkınma tarafındaki Angelique’teyiz. Burada da içki yok. Beni gezdiren Trabzonlu arkadaşlarla bol bol çay içiyoruz. Oysa mekân şık, havalı, mutfağında yok yok (pizzası, fajitası).
Tamam, alkolik değilim, alkol olmayınca da hayatım devam ediyor. Ama insan böyle yerlere gelince bir kadeh bir şey içmek istiyor.

KAVGANIN ŞİDDETİNE GEL!

* Cıngıl Bar’da konuştuğum şarkıcı Başar diyor ki: “Eskisinden daha kötü Trabzon. Zorlu Otel bile çıkan kavgalardan dolayı eskiden yaptığı konserleri bitirdi.”
Kavga demişken, şiddetin dozunu tahayyül edin diye şu örneği yazmalıyım mutlaka:
Ünlü DJ Hüseyin Karadayı’nın Zorlu’da performans yaptığı gecede çıkan kavganın taraflarından biri öyle hiddetlenmiş ki, x-ray cihazını alıp götürmüş!

ERKEK DİSKOSU

* Club 462... Müşterisinin yüzde 80’i erkek ağırlıklı bir disko. Yine de girişte “Damsız almayız” diyorlar, valla tuhaf.
Daha da tuhafı, bir gece önce Jehan Barbur burada konser vermiş. Demek ki iki ayrı boyutu/kimliği var 462’nin.

TEK KADIN İŞLETMECİ

* Trabzon’un tek kadın işletmecisiyle tanışın: Nuray Dizdar.
14 yıldır sektörün içinde olan Dizdar’ın hikâyesi hayli tutkulu: Bankacılık sektöründe yıllarca çalıştıktan sonra 40’ına gelince sırf hayalindeki mekânı açmak için istifa etmiş. İlk mekânı eski bir Rum eviymiş. Orayı alıp restore etmiş. Şimdiki mekânı ise Marina Akçaabat.
“Burası tam bir meyhane değil” diyor mekânı için Dizdar, “Meze bar, restoran gibi”.
Mekânında kadın müşteri ağırlığı hayli fazla.
Dizdar da Trabzon’daki eğlence hayatının zor olduğundan dem vuruyor: “Fevridir Trabzonlu. Burada birine yanlışlıkla çarpsanız, neden çarptın diye sorulur. Yani bir anda her şey olabilir. O yüzden seçici olmak zorundayım.
Bu mekânı ilk açtığımda Facebook’uma damsız gelmeyin, sevgilinizle/arkadaşınızla gelin diye yazdım. Tartışma çıktı. Arkadaşlarım neden böyle diyorsun, bizi de mi almayacaksın diye sitem etti... Üzgünüm dedim, böyle yapmak zorundayım.”

GİZLİ EĞLENCE: DAM!

* Dam eğlencesinden bahsetmezsem olmaz! Meğer kayıkların park ettiği deniz kıyısındaki balıkçı barınakları Trabzon’un esas eğlendiği yermiş!
Olay şöyle gelişiyor: Tanıdığın bir barınak sahibini arıyorsun. “Biz akşam arkadaşlarla geleceğiz, uygun mu sizin barınak?” diye soruyorsun. Barınak sahibi “Tamam” derse içkini, mezeni marketten satın alıp sabaha kadar kimse karışmadan, etmeden dostlarınla eğleniyorsun.
Bir tür ev partisi olayı yani...
Barınak sahiplerine gelince: Çoğunluğu bölgenin zenginleri, yani bürokratlar, futbolcular, işadamları...
Barınakların son yıllarda eğlence yerine dönüşmesine ise esas işi balıkçılık olanların pek hoş baktığı söylenemez.
Trabzon Devlet Tiyatrosu’ndaki görevi nedeniyle üç yıldır şehirde olan İstanbullu Nazlı Ceren Argon diyor ki; “Dam kültürü o kadar yaygın ki, burada kimse mekânlara gitmiyor. Zaten çok az yer var. En çok gidilen yer de hem restoran hem bar olan Süleyman.”

VE İDDİALI BİR TESPİT


* Nazlı Ceren’in Trabzon sosyal yaşamına dair şu tespiti ise merak uyandıran türden: “Muhafazakâr yapının altında gayet pornografik bir hayat dönüyor burada.”

Yazarın Tüm Yazıları